Akraba ilişkileri anlamına gelen"sila-i rahim" kavramı ile; amca, hala, teyze, dayı ve bunların çocukları kayınvalide, kayınpeder ve kayın birader gibi yakınlarına karşı insani, ahlaki ve sosyal görevler ifade edilir.
Birçok ayet-i celile ve hadis-i şeriflerde akraba ile ilişkilerin sürdürülmesi gerekmektedir.
"Hz. Allah, adaleti, ihsanı ve yakınlarına yardım etmeyi emreder. " (Nahl 90, sh:276)
"Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver..." (İsra Suresi A: 26, Sh:283)
Anlamındaki ayet-i celileler ve "Akrabalık bağını koparan (cezasını çekmeden cennete giremez" (Buhari Edep 11, Müslim birr 18-19) " faziletli işlerin en üstünü senden ziyareti kesen akrabanı ziyaret ederek ilişkiyi sürdürmendir. (Ahmed bin Hanbel 3/438) manalarındaki hadi-i şerifler sıla-i rahmin önemini ve bu görevin nasıl yapılaağını ifade etmektedir.
Sıla-i rahim görevi genelde iki şekilde olur;
a) Ziyaret etmek, maddi ve manevi yardımda bulunmak sevinçli ve acılı günlerinde yanlarında olmak, düğünlerde cenazelerde beraber omak
b) Onlara fiili veya sözlü olarak herhangi bir zarar vermemek, onları kötülememek, unutmamak ve dargın durmamak.
Akrabalık ilişkilerini sürdürmek farz, bu ilişkileri koparmak ise haramdır. Akrabasını unutmayan onlar ile ilişkisini sürdüren kimse sevap, aksi davrananın ise günah kazanacağı bir gerçektir.
Bir Kutsi Hadis-i şerifte; "Yüce Allah, akrabalık ilişkisini sürdüren kimse ile ilişkiyi sürdüreceğini (bunlara merhamet edeceğini) akrabalık bağını kopara kimse ile ise ilişkiyi keseceğini bildirmiştir" (Buhari edep 13)
Bir hadis-i şerifte Rasülüllah Efendimiz (a.s) şöyle buyuruyor;
"Hısım ve akrabayı ziyaret ömrü uzatır" (Buhari 7/72, Müslim, Hadis. nu 2557)
Bir başka hadis-i şerifte şu anlamdadır; "Kim rızkının genişletilmesini ve ecelin geriye bırakılmasını (ömrünün uzamasını) arzu ederse hısım ve akrabasını ziyaret etsin" (Ebu Davut 1/393, ez Zekah 45)
Bu hadis-i şeriflerde yer alan "ziyade: ömrün uzatılması ve rızkın bol olmasının izahı şöyledir:
Hısım ve akrabayı ziyaret etmeseydi o kimsenin ömrünün mesela elli yıl olacağı, Hz.Allah Tealanın (c.c) ezeli ilminde mevcuttur. Bunun yanında Cenab-ı Hak o kulunun, hısım ve akrabayı ziyaret edeceğini ve bu sebeple ömrünün yetmiş yıl olacağını da biliyordu. Binaenaleyh burada Yüce Allah'ın (c.c) hüküm ve irade ettiği, O kulun (kimsenin) hısım ve akrabasını ziyaret ederek yetmiş yıl yaşayacağı şıkkıdır. Yirmi senelik ömrün uzaması sıla-i rahim: hısım ve akrabayı ziyareti sebebiyle olmuştur.
Ve keza, rızkın bollaşması, genişlemeside yukarıdaki esasa dayanır. Cenab-ı Hak ilmi ezelisiyle kulların dünyada ne yapacaklarını, nasıl yaşayacaklarını kesinlikle bilir, sıla-i rahim sebebiyle kullarının rızkı bollaştırır, ömürlerini ziyadeleştirir.
Bu izah tarzı şu temele dayanır: Hz.Allah icad edilecek ma'dum'un (yokluğun) nasıl icad edileceğini bildiği gibi icad edilmeyecek ma'dum'un, şayet icad edilecek olsaydı nasıl icad edileceğinide bilir. Tıpkı Cehennemliklerin dünyaya döndürülmeyeceklerini bildiği halde, şayet dünyaya iade edilecek olsalardı eski küfürlerine avdet edeceklerini şu Ayet-i kerimesiyle haber verdiği gibi;
"Eğer onlar geri gönderilseler bile yine men olundukları kötülüklere (küfre) dönerlerdi. Zira onlar gerçekten yalancıdırlar" (En'am Suresi Ayet:28 Sh: 130)
Matüriddiyye akaidi Nureddin Es Sabuni 3.Baskı Sh: 160, terc: Porf.Bekir Topaloğlu)
Not: Son bilgiler kaderle ilgilidir. Cenab-ı Hak, kullarının yapmadan işlemeden önce neler yapacağını bilir. Muadderatı ona göre takdir eder.