SIRATAN-MÜSTAKİYM ÜZERE YAŞAMAK - 2

 


Geçen haftadan konuya devam edeyim.


Kur'an'a göre sıratan-müstakiym üzere bir yaşam; sadece gösteriş ve israftan uzaklaşmakla sınırlı değildir. örneğin Kur’an, herhangi bir hevese kapılıp aşırıya kaçmayı da Allah'a şirk koşmak /ortak yapmak /eş koşmak olarak değerlendirir. İnsanın maddeye /eşyaya sahip olma arzusunu, bir makama gelme isteğini, bir hevesini tutku halinde tek hedef yapmasını ve Allah’ın rızasını hiç hesaba katmamayı, bir nevi gizli şirk olarak tanımlar.


Yine Kur’an, israf ve aşırılığı, kibirlilik ve nankörlük olarak kabul eder ve bu toplumların helak /yok edileceğini bildirir. Hangi konuda olursa olsun, yapılacak her aşırılık ve taşkınlığın, insanın kendisine bir olumsuzluk olarak döneceği de vurgulanmıştır. İnsanın mal,çocuk veya bilgi gibi nimetlerle /imkânlarla şımarıp kibirlenilmemesi gerektiğine, birden fazla ayet ile dikkat çekilmektedir Biliyoruz ki verilen her nimetin /imkânın mutlaka bir hikmeti /nedeni vardır ve temel nedeni sınavdır. Sınavın da, kişiye verilen bolluğun, iman yönünden kuvvetlenmeye mi, yoksa zayıflamaya mı yönelttiği, şükretme veya kibirlenmeyi mi tercih ettiği, zekât /toplumu yararlandırmayı ve infakı /bir muhtacın ihtiyacını gidermeyi tercih edip etmediği sınavları olduğunu Enfal-28. ayet açıklamaktadır.


Enfal-28. Ve bu ihaneti, imkânlarınız (mal-mülk, makam, bilgi, yetenek vs.), servetiniz ve çocuklarınız uğruna ve onları bahane ederek yapı­yorsanız, bilesiniz ki bunlar size birer sınav gereği verilmektedir /birer fitne aracıdırlar ve ödül değildirler. çünkü asıl büyük ödül, Allah'ın yanındadır.


"İnsan, ne ekerse, onu biçecektir,", "Kişi, ne ederse kendine eder." özdeyişleri de konuyu özetlemektedir. Diğer bir ifade ile her düşünce ve girişimimiz,  bir nevi attığımız bir "Bumerang" dır. İsrafa sapmış olan kişi, elde ettiklerini becerisine bağlayarak böbürlenme yanılgısına ve Allah'ın vermiş olduğu bir nimet /imkân olduğunu unutma durumuna düşebilmektedir. Bu bağlamda insanları küçük görmek, sınıflar arası farklar yaratmak büyük günahlar arasındadır. İsra-37 ve 38. ayetlerde bu konuya değinilmektedir:


İsra-37-38. Yeryüzünde büyüklük taslayarak dolaşma. çünkü sen bu gücünle ne yeri delebilirsin,  ne de dağlar kadar boylu olabilirsin /yükseklere çıkabilirsin. Bu gibi kibirli davranışlar, Rabbin tarafından hoş görülmeyen /mekruh dav­ranışlardır.”


Lokman-18. ayette de başka insanları küçük görmenin ve kibirlenmenin bir nevi aşırıya kaçmak olacağı açıkça vurgulanmıştır:


Lokman-18. “Büyüklük taslayarak insanları küçümseme ve ortalarda bö­bürlenerek dolaşma. çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenenlerden hoş­lanmaz.”


Biliyoruz ki canlı ve cansız bütün varlıklar, enerjileri yoluyla, birbirleri ile sürekli ve karşılıklı bir etkileşim süreci /network bağlantısı içindedirler. Böylece de bütün yaratılanlar, karşılıklı olarak birbirlerini etkileme durumundadırlar. Bir toplumda oluşacak olumsuz enerjilerin aşırılığı, Dünya’nın elektromanyetik ve jeolojik dengesini olumsuz etkilemekte ve bu etki de doğal afetlere neden olabilmektedir. Görüldüğü gibi kibir konusu oldukça önemlidir. çünkü Allah, kibirleneni sevmez. Bu konu, aşağıdaki ayetlerde de açıkça ortaya konulmuştur:


Nahl -23.  “Şüphesiz Allah, bu kibirlenenlerin gizlediklerini de açığa vurdukları­nı da bilir ve böylesine kibirlenenleri de sevmez.”


Kasas-58. “Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki Biz, kendilerine verilen nimetlere nankörlük edip şımaran /kibirlenen ve aşırılıklara kaçan nice top­lumları yok etmişizdir. Yaşadıkları yerlerin kalıntılarına bir bakın.”


Yunus-23. “Allah onları uğradıkları felaketten kurtarınca da içlerinde münafık /ikiyüzlü ve Allah'a şirk /ortak koşanları, bir de bakarsın ki hiçbir şey olmamış gibi, tekrar yeryüzünde haksız ­yere azgınlık ve taşkınlık yapmaya başlarlar. Ey insanlar! Taşkınlığınız ve azgınlığınız sizin kendi aleyhinizedir. Böyle yapmakla, sadece Dünya hayatının geçici imkânlarını elde edersiniz. Ama unutmayın ki, hesap vermek üzere mutlaka Bize döndürüleceksiniz ve Biz, yapmış olduğunuz bütün amellerinizi /faaliyetlerinizi huzurumuzda topladığımızda size göstereceğiz.”


‘Alak-6-7. “Ya Muhammed! Şunu da bil ki insan, öğrendikleri /elde ettikleri nedeniyle aşırı derecede şımarıp azmaya meyillidir. 7. Ve bu bildikleriyle hemen kibirlenir ve kendini üstün görmeye başlar.”


Kur’an, dinî konularda da aşırılığa kaçmanın yanlış olacağına dikkat çekmiştir. Duada, ibad etmede /Allah’a kulluğu ifade etmede aşırılığa ve gösterişe kaçmanın yanlışlığına dikkat çekilmiştir.  Maun-6 ve A'raf-55. ayetlere bakıldığında Allah'ın sevmediği davranışlar arasında, dini kuralları uygulamada ve duada gösterişe ve abartıya kaçmak olduğu görülür.


Maun-6. Zaten onlar salâtı gösteriş için /başkaları görsünler diye riyakârca ve menfaat sağlamak amacıyla yapmaktadırlar.


A’raf-55. İşte böylesine güçlü olan Rabbinize içtenlikle /samimi bir inançla /tedarruan /gittikçe eğilerek /ritüelli olan namaz şeklinde ve gösterişsiz /gizli ve kısık bir sesle dua edin. çünkü Allah, gösteriş içinde abartılı söz söyleyenleri /dua ederken bu riyakâr davranışları nedeniyle sevmez.


Bu tür davranışlar riya /ikiyüzlülük ve gösteriş olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca Peygamberi ilahlaştırırcasına aşırı övmek de yasaklanmış ve peygamberlerden herhangi birini diğerinden fazla övmenin yanlış olacağı da açıklanmıştır.


İnşallah konuya haftaya devam etmek üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi