Sivil toplumun önünü açmak

Sivil toplumun önündeki bazı sorun ve hedefleri görmenin yararına inanıyorum. Birincisi; sivil toplum çalışmalarına katılımı artırmak ve çeşitlendirmek zorundayız. Hem örgütlerimizdeki üye ve gönüllü sayısı ile niteliği hem de etkinliklerimize katılımcı ve yaygınlık açısından daha kitlesel olmaya ihtiyacımız var. ‘Sen, ben, bizim kız, bir de bizim oğlan’ ile önümüzdeki zorlu görevleri başarmamızın mümkün olmayacağı ortadadır.

İkinci olarak; örgütlerimizi yaşatacak ve faaliyetlerimizi daha etkin kılacak yeni kaynaklar yaratmak zorundayız. En çok şikâyet ettiğimiz konu, yetersiz finansal fonlarımız ve kaynaklarımız olmakla birlikte en az bu konuda çalışma yapıyoruz. Kendimizi sivil dilenciler olmaktan kurtarmalı; fon ve kaynak geliştirme çalışmalarına gereken önemi vermeliyiz.

En çok kullandığımız kavramlar arasında demokrasi, katılım ve adalet ilk sıralarda yer alıyor. Ama kuruluşlarımızın demokratik işleyişe sahip olması konusunda aynı derecede istekli, gayretli ve girişimci değiliz. Sadece sivil toplum kuruluşu (STK) yönetimlerimizin seçimle belirleniyor olması yeterli değildir. Kuruluşumuz içinde katılımcı demokrasiyi var etmek ve yaşatmak üzere gerekli mekanizmaları, yol ve yöntemleri geliştirmeliyiz. Üçüncü acil hedefimiz olmalıdır.

Gelişmiş ülkelerdeki sivil toplum hareketlerine göz attığımızda; sivil alanın temalar ve içerik açısından büyük bir zenginliğe ve çeşitliliğe sahip olduğunu görüyoruz. Ne yazık ki; bu konuda da bir kısırlık ve zafiyet içindeyiz.

İnsan haklarından ayrımcılığa, derin ekolojiden katılımcı demokrasiye kadar geliştirebileceğimiz pek çok içerik unsuru var. Dördüncü hedef olarak; yeni çalışma alanları, konuları ve temaları bulup geliştirerek buralarda yepyeni faaliyetler üretmeliyiz.

Beşinci olarak; hepimizin az ya da çok duyup bildiği iletişim konusunda ne yazık ki, pek fazla emek vermiyoruz. Toplum nezdinde çalıştığımız alanın temsilcisi olabilmek için paydaşlarımızla, diğer kurum ve kuruluşlarla etkin iletişim içinde olmamız gerekiyor. Görünürlük ve tanınırlık oranımızı yükseltmek için başta medya olmak üzere daha fazla kişi ve kesime ulaşmak zorundayız.

Son olarak; gerçek anlamda bir sosyal güç olabilmek için bizimle aynı alanı paylaşanlar veya diğer sosyal paydaşlarımızla işbirliği ve ortak çalışmalar üretmeliyiz. İlgi alanlarımızda ağlar ve platformlar kurup daha güçlü ve nitelikli hale gelmeyi hedeflemeliyiz.

Ortak payda yaratmanın mekanizma ve yöntemlerini geliştirmeliyiz. Önümüzdeki dönemde birbirimizle olduğu kadar kamu ve özel kesimle olan sosyal sorumluluk içerikli ortak çalışmalarımıza önem vermek durumundayız.

Sivil toplum, bize kısa zamanda çok başarılı olmamızı sağlayacak fırsatlar sunmaktadır. Gelişmiş bir toplum olabilmenin şartlarından biri sivil toplum alanında elde edilecek sürdürülebilir başarılardır. Bu konuda attığımız her başarılı adım, duyarlı yurttaş kimliğinin oluşmasına katkı koyacaktır.

Sivil toplum çalışmalarımızın ana fikri, temsili demokrasinin soluk almayı zorlaştıran sınırlarını aşarak katılımcı, çoğulcu ve çok kültürcü demokratik bir dünya yaratmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi