Termik Santralin Ekonomisi

Eskişehir Alpu’da yapılması planlanan termik santral projesi ile ilgili tartışmaların ‘en tuhaf’ noktası bu konunun bir ‘siyasal maç’ haline getiriliyor olmasıdır. Kamunun projelerini her ne kadar bir siyasal özü olsa da sonuçta konu esasen ekonomi, teknoloji, mühendislik, çevre ve sağlık meselesidir. Santral yapılırsa veya yapılmazsa hiç kimse siyaseten bir başarı kazanmış olmaz. önemli nokta; verilen kararın ülkenin, toplumun, ekonominin ve sürdürülebilir yaşamın yararına olmasıdır. Ayrıca projeyi eleştirmek de bir ‘siyasal maçın’ taraftarlarından birisi olmak anlamına gelmez. Ancak fanatik yandaşlar, eleştirileri ‘düşmanca’ bir tavır olarak algılarlar. Siyasal ‘fanatik ezberleri’ olmasa bile birbirinden farklı görüşleri saygı ve hoşgörü karşılamak ve bunları kendi yaklaşımımız ile kıyaslayarak doğruyu bulmak uygun olur.


 


Bu tartışmalarda dikkati çeken noktalardan birisi bu proje ile ilgili yorum yapmada yetkinlik konusudur. Projeye ekonomi, teknoloji, mühendislik, çevre ve sağlık gibi çok farklı yönlerden yaklaşan görüşler olacaktır. Bu farklı yaklaşımlar kömür yakan bir termik santralin çok kriterli olarak planlanması gereken bir yatırım olduğunu gösterir. Kararların söz konusu yatırımın çok yönlülüğü dikkate alınarak verilmesi gerekir. Bu santralin ‘her ne pahasına yapılacak’ olması da projenin doğruluğunu kanıtlamaz. Ayrıca sizin ‘feşmekan mühendisliği’ diplomasına sahip olmanız, elektrik veya kömür konusunda ‘mürekkep yalamış’ olmanız, seçimlerde iktidar veya muhalefet partisine oy veriyor olmanız ya da ‘filan siyasal lideri’ tapınacak derecede beğenmeniz bu proje konusundaki tarafgirliğinizin haklı, adil ve doğru olduğunu göstermez. Doğaya, toprağa, canlı yaşamına olumsuz etkileri olacak bir santral yapılırsa hiç kimse bundan dolayı kazanmış olmaz. özetle; bir bölgeyi pek çok yönden etkileyecek olan ve dünya çapında bu kömür yakıtlı elektrik üretimi konusunda tepkilerin oluştuğu bir projenin ve bunun tartışılmasının ‘fanatik zeminli siyasal iddialaşma’ zihniyetinden kurtarılması gerekir.


 


TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu 6 Şubat 2018 tarihinde “Alım Garantili ‘Serbest’ Piyasanın Faturası Ağır!” başlıklı bir basın açıklaması yayınladı. Söz konusu açıklamada Sinop ve Akkuyu nükleer santralleri yanında çayırhan B Kömürlü Termik Santrali, Tekirdağ çerkezköy Kömürlü Termik Santrali yanında Eskişehir Alpu’da yapılması planlanan kömür yakıtlı elektrik santrali konusunda Oda görüşleri yansıtılıyor. Açıklamanın Alpu ile ilgili bir bölümü şöyledir: “… maden sahasıyla birlikte kömür santrali kurulmak üzere işletme hakkı devri yöntemiyle yaptırılmak üzere Eskişehir Alpu – Tepebaşı Termik Santralı’nın çevresel Etki Değerlendirme (çED) raporu hazırlanmış olup; ihalesi 7 Mart 2018’de yapılacaktır. Birinci derece tarım arazisi olarak koruma kapsamındaki Alpu Ovası yönetmelikte yapılan değişikliğin ardından Toprak Koruma Kurulu’na aldırılan kararla tarım dışı amaçla kullanıma açılmıştır. Burada kurulacak santralın 1100 MW gücünde olması ve yıllık 7 milyar kWh elektrik üretmesi öngörülmektedir. Henüz ihale yapılmadığı için alım garantisi verilecek fiyat belli değildir. …”


 


EMO’nun açıklamasının özü ve mantığı üzerinden devam edelim. Yıllık 7 milyar kWh elektrik üretilmesinin öngörüldüğü belirtilmişti. Değişik uzman kaynaklar, Türkiye’de bu tür santral için birim enerji alım garantisinin 5-6 ABD senti dolayında olacağını ifade ediyor. Eğer alım garantisi süresi çayırhan örneğinde olduğu gibi 15 yıl olarak belirlenirse bu süre içinde santralı kurup işletecek şirkete 5,25 – 6,30 milyar ABD doları mertebesinde bir ödeme yapılacaktır. Diğer yandan Elektrik üretim A. Ş.’nin (EüAŞ) geliştirdiği ön yatırım projesine ve santralın çED raporuna göre projenin tahmini bedeli 1,8 milyar ABD dolarıdır. Bu hesaba göre ihaleyi alan şirket yatırımını 4 – 5 yıl içinde geri alacaktır. Konunun özeti; yatırımın geri dönüşünün en çok 5 yıl olacağı bir projeye 15 yıl boyunca alım garantisi fiyatı ödeneceğidir.


 


EMO’nun basın açıklamasının son paragrafları ile sürdürelim: “Tüm dünyada elektrik fiyatları düşmektedir. Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektriğin fiyatı 3 sent / kWh’in bile altına inmiştir. Doğalgazdan elektrik üretilmesinde dünya ortalama fiyatı 5,5 sent / kWh civarındadır. Durum böyle iken bu denli yüksek fiyatlarla elektrik alım garantileri verilmesini anlamak mümkün değildir.”


 


“Elektrik talebi, mevcut kurulu güç ve bugünden yapılacağı öngörülen santral projeleri dikkate alındığında; Türkiye’nin enerji açığı olmadığı, hatta bugün için arz fazlası olduğu bizzat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından da ifade edilmiş, bilinen bir gerçektir. Bu pahalı ve çevre için riskli, tarım arazilerini … yok edecek santral projelerine ihtiyaç yoktur. Bu projeler derhal durdurulmalı, zaten kısıtlı olan kamu kaynakları atıl kalacak enerji projelerine değil, daha yararlı sonuçlar üretecek yatırımlara yönlendirilmelidir.”


 


Son olarak; bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yenilikçi ve ivmeli olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Elektrik enerjisinin üretimi, iletimi, dağıtımı ve yönetimi konularında da ciddi çalışmalar yapılıyor. önümüzdeki yılların daha temiz ve daha az zararlı yeni teknolojilere ve enerji sistemlerine yol vereceği anlaşılıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi