Yaşam Dijitalleşirken

 


çok büyük oranda ‘teknolojinin niteliksiz tüketicisi’ olmanın geçemiyoruz. Bunu ülkemizde bilimsel ve teknolojik kültürün bir kaldıraç olamaması durumundan dolayı kolayca görebiliyoruz. Bir başka gösterge de kitapçı raflarından yer alan yerli yayınların pek çoğunun dünyaya, yaşama, ekonomiye, bilime ve teknolojiye yeni bakış getirmekteki zafiyeti şeklinde söylenebilir. Bu durumun baştan sona eğitim-öğretim sistemi ve ekonomik ekosistemin yapısı ile yakından ilgisi var.


 


Dünyada maddi ve zihinsel gelişmeler, yumurta-tavuk ilişkisi gibi birbirini tetikleyerek yol alıyor. Bazen maddi bir yenilik kimi zamanda bir kavram yaşamın yolunu aydınlatıyor. Bunları küresel literatürü yakından izlediğimizde –en azından yayınlanmış sınırları içinde de olsa– daha kolay görebiliyoruz.


 


“Dijital Darvinizm” olarak isimlendirilen yeni bir durum, son birkaç yılda iş kültüründe yerini aldı. Bu kavram bir araştırma-danışmanlık şirketinin yöneticisi, sayısal pazarlama yorumcusu ve yazar olan Brian Solis tarafından “The End of Business as Usual (Bilinen Şekliyle İşin Sonu)” isimli kitabında önerilmiş. Onun anlatımıyla Dijital Darvinizm, toplum ve teknolojinin bizim uyarlanabileceğimizden çok daha hızlı değiştiği bir ortamda tüketici davranışının evrimleşmesidir. Teknolojinin yaşamımızda giderek daha yoğun ve farklı bir rol almasıyla birlikte tüketiciler olarak Dijital Darvinizm (dijital evrimleşme) karşısında duruşumuz sonsuz bir dinamik ve etkileşimli mücadele haline geliyor.


 


Teknolojiyle Biçimlenen İş Dünyası


Teknolojik gelişmeleri ekonomi ve iş dünyası işe eşleyerek baktığımızda, değişim etkilerini okuyabileceğimiz on farklı alan dikkatimizi çekiyor. Bunlardan birincisi, günlük yaşamda yerini giderek sağlamlaştıran mobil teknolojilerdir. Akıllı telefonlar ve taşınabilir bilgisayarlar sayesinde herhangi bir mekânda herhangi bir anda İnternet bağlantısı sağlamak mümkün hale geldi. Bu teknoloji, görüntüde yer alan kullanıcı ürünlerinin arka planında kablosuz ağlar, bunlara uygun işletim sistemleri ve uygulama yazılımları da sağlıyor.


 


İkincisi; akıllı telefonlar, tabletler veya kameralar kadar dikkatimizi çekmeyen bir başka alan sensör teknolojileridir. Güvenlik kameraları bir yana; yaşamın veri toplanabilecek her alanı yeni sensör teknolojileri ile donanmış haldedir. örneğin bir AVM’ye girdiğiniz andan itibaren yaptığınız her faaliyet ve işleme ilişkin verilerin sensörler üzerinden bilişim ortamlarında depolanması mümkündür. Benzer biçimde bir imalat işletmesinde süreçlere ilişkin tüm faaliyet işletmelerin kayıt altına alınmasını sensor, bilişim ve iletişim teknolojileri sağlayabilmektedir.


 


Böylece işlenmeyi ve yorumlanıp değerlendirilmeyi bekleyen çok büyük veri yığınları oluşmaktadır. Teknolojik imkânların sağladığı bu yeni duruma “Büyük Veri” ismi veriliyor. Artık elimizde İnternet bağlantılı bilişim ağlarından sensör türündeki cihazlar aracılığı ile tedarik edilmiş, karışık veya yapılandırılmış olabilen çok miktarda ve çeşitliliği sahip ‘büyük veri’ yığınları var. Bu yığınlar içinde tüketici davranışlarına ilişkin gizemler saklı halde duruyor. Bu verileri düzenlemeyi, analiz etmeyi, yorumlamayı ve değerlendirmeyi başardığımızda pazara ve müşterilere arz edebileceğimiz yeni değer fırsatlarına sahip olabiliriz.


 


Artık üniversitelerin en albenili bölümleri arasında makine, elektrik ve bilişim mühendisliklerinin bir bileşimi olarak oluşan robotik, mekatronik ve yapay zekâyla ilgili olanlar yer alıyor. TV programlarında, proje sergilerinde ve ödüllü yarışmalarda robotik ürünlerin çeşitlerini giderek daha fazla izliyoruz. İlerleyen süreçte bilgisayar denetimli cihazların ve makinelerin günlük yaşamda çok boyutlu olarak yer aldığına çok daha yoğun biçimde tanık olacağız. Robotik ve yapay zekâ teknolojileri yaşamımızı ciddi ölçülerde etkileyen faktörler arasında yer almaya devam edecek.


 


(Devamı var.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi