Son zamanlarda Yılmaz Büyükerşen’e karşı yapılan “saygısız” tavırlar artmış durumda…

Yıllık izinde olduğum için çok fazla ele alamamıştım bu konuyu…

Yeri gelince iki çift laf etme gereksinimi duydum.

Muhalefet etmekle yani eleştirmekle “hakaret” etmek arasında çok ince bir çizgi var.

Hatta ironi yapmakla, “alay etmek, dalga geçmek” arasında da çok çok ince bir çizgi var.

İroni de bir nevi ti’ye alma eğilimi olabilir ama diyorum ya “saygı” sınırlarını aşmadan yapabilmek önemli.

Aslına bakarsanız eleştirmek de, ironi yapabilmek de bir sanat…

Bu sanatı beceremeyenler de maalesef ki hoş olmayan görüntüler oluşturuyor.

İroni diline bayılırım.

Bir cümleyi şaka yoluyla öyle bir söylersin ki hem diyeceğini dersin, hem bam teline dokunursun hem de kimseyi kırmadan, incitmeden hedefe ulaşırsın.

Son zamanlarda yaşanılanlar maalesef hakarete kaçıyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in yaşı eleştirilebilir, buna diyecek tek lafım yok ama o ince çizgiyi aşmadan…

Şu an da ise o ince çizgi çoktan aşılmış durumda…

O ince çizgiyi aşanlar da çok sevinmesinler.

Konuyu yine evrene bağlayacağım kusura bakmayın!

Büyükerşen’i yaşıyla vurmaya çalışanlar öyle hamleler yapıyor ki bütün zararları kendine…

Belki de “yaşından” ötürü seçimi kaybetme olasılığı olan Büyükerşen için evrende “dengeleri” değiştiriyor.

Ki seçimlerde karşısına rakip olarak “yaşıyla vurmaya çalışanların” geldiğini düşünün.

Şimdiden seçimi kazandı varsayın!

İstediğiniz kadar burun bükün, gülün!

Ben inanıyorum arkadaşlar!

Evren “alay etmeyi, küçümsemeyi” sevmez!

Ve evrende her şey karşılıklıdır.

Ne ekersen aynını biçersin.

Muhtemelen Büyükerşen’i yaşıyla vurmaya çalışanlar daha doğrusu o ince çizgiyi aşarak vurmaya çalışanlar “yaşla” sınanacak…

Alay etmeyin!

Evrenin nasıl bir sınava sokacağını zamanı geldiğinde göreceğiz.

Ve bu köşemi bir yerde saklayın!

Zamanı geldiğinde hatırlatacağım çünkü…