Zaman, İnsan, Yaşam ve İlişki



Uzak ve yakın çevremizde temposu değişebilen canlılıkta bir yaşam ve onun bir parçası olarak insanlar var. Bu çevreyle zamanın dilimlerini paylaşıyoruz. Aile bireylerinden, her gün selamlaştığımız tanışlardan veya alışveriş yaptığınız esnaftan müşterilerinize, iş veya okul arkadaşlarımıza kadar yaşamımızda farklı biçimlerde yer alan çok sayıda insan mevcut… Geri kazanılması veya saklanması mümkün olmayan zamanımızı bu çevre ile birlikte tüketiyoruz. Zaman insanın en değerli kaynaklarının başında geldiğine göre, bunu tüketmek üzere paylaştığımız insanlarla ilişkilerimiz üzerinde düşünmek önemli olmalı.

Yukarıda saydığım insanlarla derinliği, yoğunluğu ve içeriği yönlerinden ne tür ilişkiler kurabileceğimize ya da kurmaya izin verebileceğimize ancak biz karar verebiliriz. Onayladığımız ilişkinin özelliklerini, hiç kuşkusuz ona verdiğimiz önem ve değer ortaya koyacaktır. İlişkiye yüklediğimiz anlam, bizim kadar ilişkinin diğer ucunu oluşturan için de ayırt edicidir. Karşımızdaki insan, bizim yaklaşımımıza bakarak paylaşımın ufku açısından bazı değer yargılarına sahip olacaktır. Dolayısıyla kendimizle ilgili ve kendi ilişiklerimiz hakkında bir karar verirken, başka insanların karar ve yargılarını da etkiliyoruz. Ama zaman bize ait olduğu ya da sadece bize ait olması gerektiği için, önce bizim zamanımızı nasıl değerlendireceğimiz konusunda kararlı olmamız gerekir.

İlişkinin ve Zamanın Değeri
Değeri zamanla ölçülemeyecek ilişkilerimiz olabilir. Ama buna karşılık yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan zorunluluklarımız, görev ve sorumluluklarımız da var. örneğin çalışıyorsak işimize, öğrenciysek okulumuza zaman ayırmalıyız. Bedensel ve zihinsel dinlenme için zaman önceliklerimiz olmalı. Zorunlu ve öncelikli zaman kullanımını belirledikten sonra, hiç kuşkusuz kalan zaman kaynağını da hovardaca harcama eğiliminde olmamalıyız. Zamanın gerçekten bana ait olduğunu biliyorsam zamanı bir ‘üretim veya tüketim faktörü’ olarak kullandığım her eylemin doğrudan etkileri bana olacaktır.

Bir insanın zaman kullanımı açısında katı programlarla robot haline dönüşmesini öğütleyecek değilim. özellikle katı kuralcı zaman kullanımının yaratıcılığı azalttığı ve yaşamdan tat almayı zorlaştırdığı düşünülürse, esnek zaman kullanımı bize cazip gelebilir. Ama zaman farklı bir kaynaktır. Biriktirilmesi, geri kazanılması veya yeniden kullanılması mümkün değildir. Bu nedenle insan olarak sahip olabileceğimiz en değerli kaynak olan zamanımızın harcanmasında istismara açık olamayız.

Bazı gıdaların tadını sevmeyebiliriz. Ama içerdiği yararlı unsurlar veya bize katkıları nedeniyle yemeyi tercih ederiz. Lezzetini beğendiğimiz besinler içinde fazla miktarda kullanıldığında zarar verenler olabilir; bunlar konusunda denetimli olmamız gerekir. Kimi gıdalar vardır ki, sağlık durumumuza bağlı olarak bunlardan kesinlikle uzak durmamız gerekir.

İnsanların ilişkileri de gıdalara benzer. Bazı kişilerin bize olumlu katkı ve destekleri olur. En azından; iyi yolda olmamız ve kendimizi doğru biçimde geliştirmemiz için bizi teşvik ederler. Bazıları sadece kendi çıkarları için adeta zamanımızı çalarlar. Bilinçli ya da bilinçsiz tehlikeli yollara girmemizi veya bizi darboğazlara sokabilecek riskler yüklenmemizi isteyenler de olabilir. Bu nedenle ilişkilerimizi sınıflandırmak, kaçınılmaz olarak ele almamız gereken bir konudur. Böyle davranmadığımız zaman geri dönülmez kayıplarla karşılaşmamız muhtemeldir.

Bir Reçete Mümkün mü?
İnsanlara nasıl davranmanız gerektiğini veya kime hangi nedenle ne kadar zaman ayırmamızın doğru olduğunu belirten bir genel geçer bir reçete pratik olmayabilir. Ama bir düşünme deneyi oluşturmamız açısından bir alıştırma önerebilirim. örneğin günlük yaşamımızda yer alan insanların bize olumlu katkı ve destekleri açısından bir liste yapabiliriz. Bize katkısı olan kişilerin nasıl olumlu etkilediklerini düşünebilir ve bu katkılarla ilgili notlar alabiliriz. Aynı çalışmayı bizi olumsuz etkileyen, yaşamımıza olumsuz katkılar yapan kişiler için de geliştirebiliriz. Her iki alıştırma da zamanımızı nasıl paylaştırmanızın daha yararlı ve başarılı olacağı konusunda bize ipuçları verecektir.

İlişki konusuna dönersek bazen unuttuğumuz şu noktayı hatırlatabilirim. İlişkinin iki ucu var. Bir yanında biz dururken, diğer yanında bizimle aynı hak ve özgürlüklere sahip bir başka insanın olduğunu unutmamalıyız. Biz değer verdiğimiz insanla daha fazla zaman geçirmeyi isterken, bu konu da onun ne düşündüğü ve hissettiği de önemlidir. Ast-üst ve emir-komuta türünde olmayan ilişkiler kaçınılmaz biçimde eşitlik, adalet ve özgürlük ruhunu taşımak zorunda…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi