“Eğitim sistemi hayatın gerçeklerine uymalı”

“Eğitim sistemi hayatın gerçeklerine uymalı”
 Muhabir
Zorunluğu eğitim sistemin değişimlerin yapılmasına yönelik Eğitim Bir Sen bir saha çalışması gerçekleştirdi.

Eğitim Bir Sen 4+4+4 eğitim sistemiyle ile ilgili bir saha çalışması gerçekleştirdi. Yapılan saha çalışması hakkında Eğitim Bir Sen Eskişehir Şube Başkanı İbrahim Akar bilgi verdi. Çalışmanın ortaya koyduğu verileri anlatan Akar, saha çalışmasının 36 bin üzerinde kişiyle gerçekleştirildiğini belirtti.

Akar, “Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), 2012 yılından bu yana uygulanan “4+4+4” zorunlu eğitim sistemine ilişkin mevcut durumu değerlendirmek ve geliştirilmesi gereken yönleri ortaya koymak amacıyla öğretmenler, okul yöneticileri, lise öğrencileri ve velilerden oluşan 36 bini aşkın katılımcıyla yaptığı saha araştırmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Türkiye’nin 81 ilinden öğretmen, yönetici ve veli katılımı sağlanırken öğrenci grubunda 75 ilden veri toplandı. Zorunlu eğitim süresine dair beklentiler Araştırmanın önemli bulgularından biri, zorunlu eğitim süresine ilişkin yaygın değişim talebi oldu. Katılımcıların büyük çoğunluğu, mevcut 12 yıllık zorunlu eğitim süresini uzun bulduğunu belirterek sistemin yeniden düzenlenmesini istedi. Öğretmenlerin yüzde 93,8’i, okul yöneticilerinin yüzde 97,1’i, öğrencilerin yüzde 78,5’i ve velilerin yüzde 78,8’i 12 yıllık mevcut zorunlu eğitim süresinin kısaltılması gerektiğini ifade etti. Mevcut sürenin yeterli olduğunu düşünenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 5,3, yöneticilerde yüzde 2,5, öğrencilerde yüzde 19,7, velilerde ise yüzde 19,6 olarak belirlendi. Zorunlu eğitimin süresinin uzatılması gerektiğini savunanların oranı ise tüm gruplarda yüzde 2’nin altında kaldı (öğretmenlerde yüzde 0,9; öğrencilerde yüzde 1,7). Toplumsal ve ekonomik beklentilere uygunluk araştırıldı Araştırmada, katılımcıların çoğu, zorunlu eğitim süresinin iş dünyasının beklentilerini karşılamadığını ve öğrencilerin iş hayatına daha erken atılmasını engellediğini belirtti” diye konuştu.

“Ara Eleman Bulmayı Zorlaştırıyor”

“Zorunlu eğitim süresinin, toplum ve iş hayatının beklentilerine uygun olmadığı” görüşünü benimseyenlerin oranın öğretmenlerde yüzde 75,2, yöneticilerde yüzde 82,8, velilerde yüzde 58,9 olarak ölçüldüğünü aktaran Akar, Sürenin öğrencilerin iş hayatına daha erken atılmasını zorlaştırdığını düşünenlerin oranı ise öğretmenlerde yüzde 83,7, yöneticilerde yüzde 90,2, velilerde yüzde 68,9 seviyesinde gerçekleştiğini kaydetti. Akar, “Araştırmada, zorunlu eğitim süresinin uzunluğunun iş dünyasında ara eleman bulmayı zorlaştırdığı görüşü de öne çıktı. Bu görüşü paylaşanların oranı öğretmenlerde yüzde 87,8, yöneticilerde yüzde 93,1, velilerde ise yüzde 71,6 olarak belirlendi. Okul terki riskleri araştırıldı. Araştırmada, zorunlu eğitim süresinin uzunluğunun okul terki riskini artırdığı görüşü de geniş kabul gördü. Bu görüşe katılanların oranı öğretmenlerde yüzde 70, yöneticilerde yüzde 78,9, öğrencilerde yüzde 67,2, velilerde ise yüzde 52,6 olarak kaydedildi. Mesleki yönlendirme ve lise son sınıf üzerine görüşler ise şu şekilde. Katılımcılar, zorunlu eğitim süresi boyunca öğrencilerin meslek seçimlerine yeterince yönlendirilmediğini ifade etti. “Yeterli yönlendirme yapılmıyor” görüşünü paylaşanların oranı öğretmenlerde yüzde 66,6, yöneticilerde yüzde 71, velilerde yüzde 50, öğrencilerde ise yüzde 33 olarak kaydedildi. Ayrıca, zorunlu eğitimin öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimlerini sınırlandırdığını düşünenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 61,1, yöneticilerde yüzde 66,2, velilerde yüzde 61,8, öğrencilerde ise yüzde 77,2 oldu. Araştırmada, lise son sınıfın işlevine ilişkin dikkati çeken bulgular elde edildi. Katılımcıların büyük bölümü, lise son sınıfın yapısının değişmesi gerektiğini belirtti. “Lise son sınıf öğrencilerinin son yıl okula devam etmesinin gereksiz olduğu” görüşünü paylaşanların oranı öğretmenlerde yüzde 83,6, yöneticilerde yüzde 84,7, öğrencilerde yüzde 75,9, velilerde ise yüzde 47,3 olarak belirlendi. Lise son sınıfın üniversite hazırlık ya da kariyer planlama yılı olması gerektiğini belirtenlerin oranı ise öğrencilerde yüzde 92,3, öğretmenlerde yüzde 90,4, yöneticilerde yüzde 88,8, velilerde ise yüzde 89,9 düzeyinde gerçekleşti. Yeni lise modellerine yönelik beklentiler araştırması. Araştırmada, katılımcıların büyük kısmı, bireyselleştirilmiş, esnek ve modüler bir ortaöğretim yapısına destek verdi. Bu yapının uygun olduğunu belirtenlerin oranı öğrencilerde yüzde 83,7, öğretmenlerde yüzde 77,1, yöneticilerde yüzde 72,9, velilerde ise yüzde 65,5 olarak kaydedildi” sözlerini kaydetti.

“Meslek Yönlendirme Sistematik Olmalı”

Araştırmada, lise eğitiminin süresiyle ilgili en fazla destek gören modellerin “3+1” yıl (3 yıl zorunlu + 1 yıl isteğe bağlı) ve “2+2” yıl (2 yıl zorunlu + 2 yıl isteğe bağlı) olduğunu ifade eden Akar, “2+2” modeli görüşünü bildirenlerin oranı öğretmenlerde yüzde 34,5, yöneticilerde yüzde 32,5, öğrencilerde yüzde 38,9, velilerde ise yüzde 28,6 olarak belirlendiğini dile getirdi. Akar, ““3+1” modeli görüşünü bildirenlerin oranı ise öğretmenlerde yüzde 18, yöneticilerde yüzde 14,7, öğrencilerde yüzde 31,4, velilerde ise yüzde 20 düzeyinde gerçekleşti. Araştırmada lise eğitiminde “4 yıl” zorunlu model ise çok düşük oranda desteklendi. Bu modele destek verenlerin oranı, öğretmenlerde yüzde 2,9, yöneticilerde yüzde 1,7, öğrencilerde yüzde 9,8 ve velilerde yüzde 8,8 olarak belirlendi. Eğitim-Bir-Sen olarak, büyük ölçekli bu araştırmanın ortaya koyduğu mesajları, ilgili tüm taraflara iletmeyi ve bir yol haritası oluşturmayı hedefliyoruz. Araştırma bulguları, mevcut sistemin yalnızca süresiyle değil, içerik ve yapı yönünden de bütüncül olarak yeniden değerlendirilmesi gerektiğini göstermiştir. Araştırmamızda elde ettiğimiz bulgular doğrultusunda, Zorunlu eğitim süresi, toplumun beklentileri ve hayatın gerçekleriyle uyumlu hale getirilmelidir. Esnek ve modüler yapıya sahip ortaöğretim modelleri üzerine çalışmalar yapılmalıdır. Mesleki yönlendirme, ortaokuldan itibaren sistematik hale getirilmelidir. Araştırmanın, zorunlu eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması sürecine katkı sunmasını ve tüm paydaşların ortak akıl doğrultusunda hareket etmesini temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Etiketler :