"BU HÜKÜMET BAŞARISIZ"

“BU HÜKÜMET BAŞARISIZ”
Demokratik Sol Parti Eskişehir Teşkilatının Çukurhisar Belde binasının açılışı dün gerçekleştirildi. Açılış törenine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Çukurhisarlılara yönelik bir...

Demokratik Sol Parti Eskişehir Teşkilatının Çukurhisar Belde binasının açılışı dün gerçekleştirildi.
Açılış törenine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Çukurhisarlılara yönelik bir konuşma yaptı.
Konuşmasında son günlerde ülkede yaşanan olayları değerlendiren Büyükerşen, Cumhurbaşkanı adayının tek kişi tarafından belirlenmesini şiddetle eleştirirken, bunun ancak diktatörlüklerde olabileceğini belirtti. "Cumhurbaşkanını halk kendisi seçmelidir" diyen Büyükerşen, AKP iktidarının her alanda başarısız olduğunu ve halkın siyasete ağırlığını koyması gerektiğinin altını çizdi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, alışılmışın aksine ağırlıklı olarak "siyasi" bir üslup kullandığı konuşmasında, ülkede son günlerde yaşananların bir kriz olduğunu belirterek, "en büyük dileğim bu krizin bir an önce bitmesidir. Bunun çıkar yolu da bir an önce erken seçime gidilmesidir" dedi.
İşte Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı konuşmadan önemli satır başları...
"CUMHURBAŞKANININ KİM OLACAĞINA TEK BİR ADAM KARAR VERİYOR"
"Son bir hafta içinde yaşadıklarımızı hepiniz biliyorsunuz. Düşününüz ki, 72 milyon insanı temsil edecek Cumhurbaşkanının kim olacağına tek bir adam karar veriyor. Bir tek adam nerede tek başına seçim yapar? Bir tek adam diktatörlüklerde tek söz sahibi olan kişi olarak tek başına karar verir. İşte Hitler, işte Mussolini, işte Stalin ve diğerleri...
Türk halkı kendi cumhurbaşkanını kendisi seçmelidir.
Nasıl seçecektir? Önce genel seçim olmalı, ardından Anayasa değişikliği yapılarak Cumhurbaşkanını halkın kendisinin seçmesi sağlanmalıdır. 7'den 70'e herkes sandığa gidip kendi Cumhurbaşkanını kendisi belirlemelidir. Bizim seçmediğimiz bir insanın bizi temsil etmesine razı olamayız.
"YAPILAN SEÇİM DEĞİL, TAYİNDİR..."
"Hakkında açılmış bir çok dava dosyası bulunan, dokunulmazlık zırhı nedeniyle hakkında dava açılamayan bir insanın Cumhurbaşkanını bizim adımıza, tek başına belirlemesi bir seçim değil, olsa olsa bir tayindir...
Kriz, içinde bulunduğumuz günlerde olanca ağırlığıyla devam ediyor. Nereden nereye geldik? Geldiğimiz noktada bu krizin bir an önce bitmesi en büyük isteğimizdir...
Türk halkının çoğunluğunun gönlünde yatan dürüst, kanunlar karşısında vatandaşlar arasında ayrım yapmayan, siyasi partilere eşit mesafede, partizanlık yapmayan, Cumhuriyetçi, Atatürk ilkelerine, laikliğe sonuna kadar bağlı bir Cumhurbaşkanıdır...
Ve böyle bir Cumhurbaşkanı seçmeye Türk halkının yeteneği de, yetkisi de vardır...
"BAŞBAKAN BALIKÇI PAZARINDA
MÜZAKERE ETTİ..."
Başbakan Cumhurbaşkanlığı meselesini Balık Pazarı'nda müzakere etti. Cumhurbaşkanı kim olacak, diye soran gazetecilere "attım önünüze bir çelik çomak milletçe oynayın" dedi.
Bir parti liderinin, bir başbakanın söyleyeceği şeyler bunlar mı olmalıydı?
"İP ÜSTÜNDE CAMBAZ GİBİ..."
Aslına bakarsanız Türkiye, yalnız cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili değil, son 2 buçuk yıldır sessiz bir ekonomik krizin içindede, ip üzerinde yürümeye çalışan bir ülke konumundadır.
Bu ülke ekonomide olduğu gibi, AB konusunda da başarısız olmuştur.
Avrupa kapılarında el etek mi öpmedik?
Avrupa'da Roma'da İsa'nın ve havarilerinin heykeli altında Kıbrıs'a ait imza atmadı mı bu hükümet?
Kıbrıs'ı vermeyi taahhüt etmedi mi?
Kim yaptı bunu, bugünkü hükümet yaptı...
Kıbrıs gitti gider ama, kimse merak etmesin vermiyoruz, vermeyeceğiz...
Enflasyon düşüyor diyorlar, ben size söyleeyim, enflasyon yeniden çift haneli hale gelmiştir. Tarımda artış yok diyorlar... Tarımda üretim yok ki artış olsun. Tarımı da çiftçiyi de bitirdi bu iktidar...
Eğitimde yaptıkları ortada... Bizim çocuklarımız İran'ın, Pakistan'ın, Yemen'in, Suudi Arabistan'ın vatandaşları olarak mı yetişecekler?
Başbakan o ülke senin, bu ülke benim geziyor. Türkiye'de oturduğu günler az. Bu yolla kendisini uluslar arası bir siyasetçi olarak takdim etmeye çalışıyor.
Uluslar arası bir siyasetçi olan bir Başbakan ülkeyi bugünkü duruma getirir miydi?
Biz millet olarak, bizi uluslar arası arenada temsil edecek alnı ak, başı dik siyasetçiler istiyoruz.
Türk halkı siyasete tüm ağırlığını vicdanıyla birlikte koymalıdır..."
"ESKİŞEHİRLİLERE ELMA ŞEKERİ
VERİYORLAR,ELMAYI YİYİYORUZ
KAZIĞI ELİMİZDE KALIYOR..."
AKP iktidarının Eskişehir'e yönelik bir çok vaatte bulunduğunu ancak hiç birini yerine getirmediğini de belirten Büyükerşen, "gelen söz veriyor, giden söz veriyor. Bu iktidar Eskişehirlilerin eline bir elma şekeri veriyor. Elma şekerini yiyiyoruz, kazığı elimizde kalıyor. Hiçbir vaatlerini yerine getirmediler. Eskişehir tamamen ihmal edilmiştir, bu kente bir çivi bile çakmadılar. Biz kendi başımıza iki yakamızı bir araya getirip bir şeyler yapmaya çalışıyoruz" dedi.
1 Nisan'da Eskişehir'e gelen Başbakana yaptırılan açılışlara da değinen Büyükerşen, yaptırılan açılışları "tam bir komedi" olarak nitelendirdi. "Açılışı yapılan yerler arasında kabak çekirdeği deposu, leblebi şekeri deposu bile vardı" diyen Büyükerşen, bu komedinin içinde Eskişehir adına bir dram olduğunu da sözlerine ekledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.