“Bu teklif emekçiyi yok saymaktır”

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası, 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi kapsamında hükümetin sunduğu teklife tepki göstermek amacıyla Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde bir araya geldi.
Sendika üyelerinin oturma eylemi ardından sendikanın Eskişehir İl Temsilcisi Uğur Özatak, yaptığı açıklamada, teklifin emekçileri yok sayan bir anlayışla hazırlandığını dile getirdi.
Özatak açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kamu toplu iş sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloga dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: “Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor” dedik, görmezden geldiniz. En sonunda ise, zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emekçiyi yok saymaktır. Bu nedenle verdiğiniz rakamları burada dile bile getirmeyeceğiz. Ne siz o teklifi vermiş olun, ne de biz duymuş olalım! Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız, geçinemiyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik, zordayız dedik, defalarca anlattık, uyardık; yine uyarıyoruz: Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz. Görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler, kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden, her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksamadan sürmektedir. Emekçiyi oyalamak, belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir. Biz işçilerin beklemeye, oyalanmaya, belirsizliğe tahammülü kalmamıştır. Emekçi üstüne düşen görevini yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir. Alın terini dökerek ülkesine, milletine değer katmaktadır. Bizi yönetenler de sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emeğinin hakkını vermeli; adil ve kabul edilebilir bir çözümle bu süreci sonlandırmalıdır. Bu böyle gitmez! Artık yeter! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Geçinemiyoruz, susmuyoruz, geri adım atmıyoruz.”
Kaynak: Haber Merkezi