DÜNYA İNSANI OLMAM MEKANI FARKLI KILDI!

DÜNYA İNSANI OLMAM MEKANI  FARKLI KILDI!
Barlar Sokağına hiç uğradınız mı bilmem… Genellikle yüksek sesli müzik ve gürültü akla gelir, çoğu kişi bu sebepten ötürü pek sevmez bu sokağı. Mayday o sokakta gidilebilecek ender mekânlardan… Kendisini pek belli etmeyen...

Barlar Sokağına hiç uğradınız mı bilmem... Genellikle yüksek sesli müzik ve gürültü akla gelir, çoğu kişi bu sebepten ötürü pek sevmez bu sokağı. Mayday o sokakta gidilebilecek ender mekânlardan... Kendisini pek belli etmeyen bir bina, ancak içeri adım attığınızda da örneğine az rastlanır bir yer... Çalınan müziklerden, içerideki aksesuarlara kadar her şey çok ince düşünülmüş. Çok yüksek müzik sesi yok içerde, ikinci katta 70'lerin, 90'ların unutulmaz parçaları çalıyor. Melodiler içmeden sarhoş ediyor zaten... Erdinç Keskiner, işletme sahibi... Erdinç Beyle mekânın kuruluş sürecini konuştuk. Tesadüfen oluşturulmuş değil, her nesnenin, objenin bir hikâyesi var aslında... Hepsini ince ince anlattı Erdinç Bey... Öyle güzel ifade etti ki kendisi, dinledikten sonra hikâyesini duvarlara yazılan cümlelerin içindeki acıları ve gizemleri düşünmeye başladım. Zeki Müren'in, Nilüfer'in, Müzeyyen Senar'ın dinlendiren seslerinin gelen misafirlerin hüzünlerine ortak olduğunu yeni anladım.
.......

Mayday'i diğer mekânlardan ayıran bambaşka bir özelliği var gibi geliyor bana... Çalınan şarkılardan, mekânlardaki aksesuarlara kadar her şey çok orijinal... Ama Mayday denildiği zaman ikinci kat akla geliyor özellikle... Mayday'i farklı kılan ne? Ve neden ikinci kat ön plana çıktı dersiniz?
Mayday'in en güzel özelliği her katta farklı konseptlerin olması... Giriş katımız sanat merkezi... Bu katta sanatsal etkinlikler, imza günü, söyleşiler yapıyoruz. O anlamda planladık. Ayrıca 6 kıtadan topladığım 110 bira bardağını da bu katta sergiledim. İkinci katımız Rum meyhanesi... Bu katın bir benzerine Türkiye'nin hiçbir yerinde rastlayamazsınız. Biraz da bu katın öne çıkmasının nedeni bu... En üst katımızda pub tarzı... Üç kat içinde geçerli olan asıl konseptimiz deniz konsepti...
İkinci katınızda duvarlara herkes içinden geleni yazabiliyor.
Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Remberler, Rebetika ve rembetiko müzik eşliğinde meyhanelerde otururlarken, duvarlara, o anda içinden gelen acılarını, hüzünlerini yazarlarmış. Duvardaki sözler çalan müziklerdeki sözlerdir. O geleneğin gereği olarak bizlerde duvarlara yazılar yazılmasına müsaade ettik.
Çok sağlam bir müzik arşiviniz var. Ne kadar zamanınızı
aldı bu arşive sahip olmak?
3 yıllık bir süreçle oluştu. Hem yabancı hem de Türkçe müziği oluşturmak epey zamanımızı aldı.
Mekândaki eğlenceli yanlar nasıl aklınıza geldi? Çok ince detaylar var...
Dünyada 70 civarında ülke gezdim, 300'ün üzerinde benim yurt dışı çıkışım oldu. Hizmet sektöründe çalıştığım için gittiğim ülkelerdeki mekânları inceliyorum. Hangisi daha güzel ve farklı olur diye... Mesela erkekler tuvaletinde Bülent Ersoy'un erkek hali, kadınlar tuvaletinde şimdiki hali var. Sonuçta amacımız eğlenmek ve eğlendirmek... Bu sektör karşılama, ağırlama ve uğurlama üzerine kurulur.
Aksesuarlara nasıl ulaşıyorsunuz?
Seyahatlerim sırasında gittiğim yerlerin ve yörelerin şapkalarını topluyorum. Bira bardaklarının yanında şapka koleksiyonumda var.
Bir mesaj var mı koleksiyonlarınızda?
Farklı insanların ruhunu yansıtmayı ve empati yapmayı seviyorum. Bir Afrikalı kadının şapkasıyla empati yapıyorlar müşterilerimiz...
Peki gelen müşterilerin tepkileri nasıl?
Birkaç olumsuz tepki oldu ancak çoğu zaman büyük
beğeni aldık.
Olumsuz tepkiler nelere geldi?
Bazıları müziğine takıldı. Müzik evrenseldir. Etnik müzik, Ermenice, Lazca, Gürcüce, Makedonya Bölgesi ve Balkan diliyle şarkılar çalmak istiyorum. Bunun neresi kötü? İngilizce müziği dinlerken rahatsız olmuyoruz da bir başkasının kullandığı dilden mi rahatsız oluyoruz. Dünya insanı olmak gerekiyor biraz sanırım...
Sanırım insanlarımız anlamadığı müziği dinlemeyi sevmiyor. Ondan olabilir mi?
Eskişehir'de barlarda Türkçe müzik çalındığını duydunuz mu hiç? Hepsini anlamadan dinliyorlar. Belki de bir müziğin ritmi ya da melodisidir seni etkileyen... Bizim teras katımızda da yabancı müzik çalınıyor. Ancak insanlarımızın zevkleri değişiyor sanırım... Bazılarını Rum meyhanesi katına indiremiyorsun, bazılarını da üst kata çıkaramıyorsun...
Barlar Sokağı gece saatlerinde güvenli olmuyor diye
konuşuluyor. Doğru mu bu?
Gece 12'den sonra bu civarlarda bir işiniz varsa Bağlar Caddesi ya da Doktorlar Caddesi'nden gideceğinize bu sokaktan gidilmesini öneririm. Emniyet Müdürlüğü özellikle son bir yıldan beri sokakta ciddi tedbirler alıyor. Kamera sistemlerini sürekli kontrol ediyor. Ayrıca sivil ve resmi polislerde sokaklarda sürekli denetim yapıyor. Son bir yıldan beri bu sokakta olay duymadım desem doğrudur.
Barlar Sokağı'nın eksiklikleri var mı sizce?
Burası Barlar Sokağı olarak planmış bir yer değil... Zorunluluktan burası yapılmış. Sokaktaki mimariye bakarsanız o estetik yok. Estetik işletme sahiplerinin ve sponsor firmaların desteğiyle kazanılmış. O da ışık estetiği... Gündüz güzel görünüm yok. Her binanın dokusu farklı... Çokta çirkin görünüyor. Bana göre sokakta belirli bir renk belirlenmeli ve binalar o renkle boyanmalı...
Öğrencilerin barlar sokağına etkisi nasıl?
Öğrenciler hem üretim hem de tüketim kısmında varlar. Bu da güven ortamını sağlıyor. Biri burada çalışıyor mesela, arkadaşı da onun çalışmasına güvenerek geliyor. Bizde bu durumdan memnun oluyoruz. Öğrenciler konusunda tek sıkıntımız sigortalarını yapamamamız... Çünkü bir çocuk burs kazanmış birde ailesine yük olmamak için çalışmak istiyor. Sigorta yaptığımız zaman da çocuğun bursunun gitmesi durumu yaşanıyor. Yaşadığımız en büyük sıkıntı bu konuda... Çünkü sigortasız insan çalıştırmak istemiyorum.

Asıl mesleğiniz öğretmenlik... Peki, eğitim sektöründen
hizmet sektörüne girmeniz nasıl oldu?
21 yıl öğretmenlik yaptım. Bunun 15 yılını da Eskişehir'de farklı okullarda okul müdürlüğü yaparak geçirdim. Okul Müdürlüğü yaparken de aslında aynı işi yapıyordum. Öğrencilere hizmet ediyordum. Bizim garsonlarımızda öğretmenlerdi. Eğitim camiasında da öğrencilerin büyük adımlarla gelip küçük adımlarla gitmesi inancındaydım. Burada da yaptığımız iş aynı. Öğretmenlikle bu işi arasındaki bağlantıyı sordukları zaman birebir aynı cevabını veriyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.