Eskişehir'de kadınlar korku içinde

Eskişehir'de kadınlar korku içinde
Eskişehir’de kadınlar son dönemde artan cinayet ve şiddet olayları hakkında konuştu. Gazeteniz İstikbal’e konuşan kadınlar, son dönemlerde yaşanan olayları yorumladı ve kişisel korunma yöntemleri hakkında bilgiler paylaştı.

Son dönemde artan cinayetler ve şiddet vakaları, toplumda büyük bir endişe yaratmaya devam ediyor. Suç oranlarındaki bu artışın nedenleri arasında, birçok kişinin caydırıcı ceza almadan serbest bırakılması da öne çıkıyor. Özellikle kadın cinayetleri ve şiddet olaylarındaki artış, birçok kadının hayatında kaygı ve korku yaratıyor. Eskişehirli kadınlarla yaptığımız röportajda, bu süreçte nasıl hissettiklerini, şiddet olaylarına karşı hangi korunma yöntemlerine başvurduklarını konuştuk.

Vatandaşlardan alınan görüşler şu şekilde;

Sibel Avcı: Günümüzün ne yazık ki artan cinayetlerle yeni bir habere uyanmak hem vatandaş olarak hem de anne olarak her geçen gün tedirginliğimizi artırıyor. Bir anne olarak, kızımın şehir dışında okuma sebebiyle sürekli telkinde bulunmak zorunda hissediyorum. “Sapa yerlere girme, çok geç kalma, vaktinde yurdunda ol, aman annecim kimseye intiba etme, kimseye güvenme” gibi. Bunların olmaması gerekiyor. Bizler sokağımızda yurdumuzda rahatça dolaşabilmeliyiz. Güven içinde yürüyebilmeliyiz. Kendim için bir kaygım yok ama evlatlarım için kızı erkeği de kalmadı. Köşede başına bir şey mi gelecek, haber veremeyecek mi korkusuyla yaşamak her geçen gün daha sarsıcı olmaya başladı bizler için. Polisimiz yakalıyor ama cezaların caydırıcı olmaması sebebiyle serbest kalıyorlar. 2 evladımızın canına kıyan diğer genç kendi canına kıymasaydı ne kadar ceza alacaktı? Yaptırımlar ne olacaktı? Bunların düşünülmesi gerekiyor. İnsanlar bir suç işlerken düşünmeli. Ben bunları yapıyorum ama başıma ne gelir? Ben ne ceza çekerim diye düşünmeli. Bir insanın canına kıyıp suçluluk hissetmemeleri, hatta kendilerinde haklılık payı hissetmeleri çok korkunç. Kimse bu şekilde canice katledilmemeli. Yasalarımız yeterli caydırıcılıkta olmalı. Biz adaleti içerideki ağabeylerden beklememeliyiz. Saçımızın teline zarar gelse hukuk sisteminde ceza almasından emin olmam lazım. Öncesinde de buna cüret edememeli. Ebeveynler de yetiştirme konusunda dikkat etmeli. Denildiği gibi kahvaltı hazırlamayacağınız çocuğu dünyaya getirmeyin” o misal. Ailelerde çocuğunun kontrolünü sağlayabilmeli, ilgilenmeli. Duygusal anlamda, fiziki anlamda her desteği vermemiz gerekiyor. Maksat şımartmak değil, anlamak gerekiyor. Kendi çocuğuma Eskişehir’den ayrılmadan savunma sporlarına gitmesini söylemiştim. Biber gazı veya yanında taşıyacağı çakıyı istemem. Bunu taşımasının yarattığı endişeyle de yaşamasını istemem. Sorunun aslı bu ürünlere güvenmek yerine neden taşıdığını sorgulamak olduğunu düşünüyorum. Bir insan yolda yürürken, işine giderken gibi saldırıya uğramayacağının hiçbir garantisi yok. Yanımızdan geçen insanın bize kılıçla bıçakla veya tekme tokat saldırmasının örneklerini yaşadık. O nedenle önlemlerle alınması gerektiğini düşünüyorum. Yetkililerimizin daha sonuç getirecek yöntemleri vardır. Caydırıcı yöntemlerin acil uygulanmasını istiyorum. Vatandaş olarak rahatça yürüyebilmesi, çocukları için endişe olmadan yaşamasını istiyorum.

İrem Su Akdoğan: Bir kadın olarak güvende hissetmiyorum. 2-3 gündür internetten biber gazı ve elektro-şok alışverişi düşünüyorum. Sosyal medya üzerinden artan şiddet olaylarına karşı tüm önlem videolarına bakıyorum. Kadınlar birbirine yöntem öneriyorlar. Korkuyoruz, hepimiz tetikteyiz. Çalışıyoruz, akşam dönüşlerimiz bile endişelendiriyor. Artık kadın-erkek fark etmiyor bu durum. Psikopat çok fazla. İnsanların akli ve psikolojik dengesi yerinde değil. Bence kimsenin değil. Türkiye’de çok fazla bununla sorun yaşanmaya başladı. Biber gazı kullanmayı düşünecek bir hali sorguluyorum, niye bu hale geldik diyorum. Kullanmayı düşünüyorum. Çevremdeki tüm kız arkadaşlarım olarak bunu konuşuyoruz. Ailemle sürekli irtibat halindeyiz. Tedirgin haldeler.

Ecem Kahveci: Artan kadın cinayetleri hepimizi çokça etkiliyor. Akşam geç saatlerde eve dönerken ister istemez bir korku oluyor. Toplu taşıma kullansak da yine kendimizi güvende hissetmiyoruz. Tedirginlik hep var. Bu son zamanlardaki cinayetler hakkında değil, genel olarak durum bu. Kadınlar olarak hep böyle bir korkuyla yaşıyoruz. Bir erkeğin rahatlıkla korkusuzca gezdiğini görüyoruz. Bu rahatsız edici bir şey. Biber gazı gibi yöntemler her kadının çantasında mutlaka olmalı. Bu duruma gelmek çok kötü bir şey ama maalesef bu ülkede artık şart oldu. Yıl oldu 2024, biz hala bunlara maruz kalıyoruz.

Kardelen Selin Baykara: Artan kadın cinayetleri ve şiddet olaylarında tedirgin hissediyorum. Bu konuda tedirgin hissetmeyecek kimsenin olduğunu düşünmüyorum. Sadece kadınlar erkeklerden korkmuyor. Erkekler de erkeklerden korkuyor. Öyle bir boyuta geldik. Kimse kimseye yardıma gitmiyor artık. Muhtemelen bir sorun yaşasam biri beni korumak için o da bıçaklanabilir. Araya gitmemek için kimse adım atmıyor artık. Ülkede kimsenin güvenliği yok. Kadınlar olarak bu durum daha kötü. Fiziksel olarak biraz daha güçsüzüz ortalama olarak konuşursam. Bu gerginlik çok normal. İşim gereği apart-konaklama sektöründe çalışırken ben de çok fazla erkeklerle muhatap oluyorum. Bir sürü değişik tip geliyor. Yaşanabilecek her sorun için önlem almaya çalışıyorum. Kendimizi korumak için başka yöntemlerimiz de oluyor. Asker emeklisi bir babanın kızıyım. Gerekli önlemleri almaya çalışıyorum bildiğim şekilde. Türkiye’nin en güvenli şehri Eskişehir seçildi. Burada bile çok fazla bu tür olaylara denk geliyoruz. Çok korkunç şeyler. Etkilenmemek için videolarını bile izleyemiyoruz. Bu durumların tek çözümü ceza. Hapse girmekten korkmaları lazım insanların. Artık sabah yakalanan adamı akşam serbest bırakılacağına inancı olmamalı. Cezalar artırılmalı. Suç potansiyeli insanlar korkmalı artık. Bu durumlarda kadınlara en azından biber gazı taşımaların izin verilmeli. AVM gibi yerlerde içeri alınmadığını duyuyoruz. Ben zamanında kullanıyordum, şu an yanımda bulundurmuyorum ama tekrar düşünmeye başladım. Yoldan geçen biri canı sıkıldı diye beni öldürebilir diye düşünmek çok korkunç. 19 yaşındaki katil nasıl uyuşturucuya bu kadar kolay ulaştı? Bunu sorgulamak da lazım. Tüm şikayetlerden önce içeri alınabilmesiydi bugün bunlar olmazdı.

Şükran Candüz: Tedirginlik şu anda çok fazla. İşten çıktığımız zaman başımıza ne gelecek bilmiyoruz. Herkes tedirgin. Çocuklarımız var. Onlar için daha çok endişeliyiz. Bu olaylar birinin dur demesi lazım. 3 gün önce olan kızımın vahşice öldürülmesinden katili hastaneye yatırılmış. Niye araştırılmıyor? Niye alınmıyor? Bu olayların önüne neden geçilmiyor? Bizim Türkiye’de adaletsizlik var. Polislerimiz alıyor, arka kapıdan çıkıyorlar. Bu sebeple tedirginlikler artıyor. İnsanlar kendini biber gazı gibi yöntemlerle korumaya çalışıyor. Kendi kızımı da öneririm. Torunlarım var; onların geleceği için de korkuyorum. Suçlular cezasını almadıkça, içeri alınmadıkça bu şiddet artar. Caydırıcı cezalar olmak lazım.

Elif Köse: İğrenç bir devirde yaşıyoruz. Keşke bu şekilde yaşamasaydık. Eskiden herkes kendi köyünde mahallesinde kapısını kilitlemeden güven içinde yaşardı. Şu zamanda kimse komşusuna bile güvenemiyor. Yanında çalışanına güvenemiyor. Hiçbir kimseye güveni kalmadı. Sokaktan geçerken bile her seferinde arkama bakmak zorunda kalıyorum. Ben bunun zorunda değilim. Gündüz vaktinde yürürken müzik dinlediğim sırada kulaklıkla dinlemek bile bazen beni endişelendiriyor. Akşam geç saatlerden çıktığımızda ara sokaklarda oturanlar olarak tedirginliğimiz çok daha artıyor. Yanımızda taşıdığımız elektro-şok ve biber gazıyla gezmek zorunda kalıyoruz. Biri bir şey söylese, yapmaya çalışsa böyle karşı çıksak bunun bile cezası var. Kendimizi korumanın bile bu şekilde cezası varken biz kadınların başka çaresi yok. Madem başka seçenek kadınlara sunulmuyor, suç işleyenler engellenmeli. En azından hapis cezası verilsin. Tehdit eden bu olayların devamını getirir. Şu an daha çok artmaya başladı. Bu yıl şimdiden 290’dan fazla kadın öldürüldü. Neden bu kadınlar öldürüyor? Neden çocuklar annesiz kalıyor? Öldürenler, şiddet uygulayanlar serbest kalıyor, neden? Şikayetler ediliyor, polisler tarafından alınıyor ama serbest kalıyor. Neden? Bu bize sorulmamalı. Benim sormam gerek. 5 kez şikâyet edilen adamın alınması için öldürmesi mi gerek? En azından bunlara önlem alınmalı. Şiddet uygulayanlara ev hapsi verilmeli, katillere direkt hapis. Ailelerin endişesi hiç bitmiyor. Önlem olarak biz sadece biber gazı ve elektro şok almakta buluyoruz. Bunu yapmak zorunda değiliz ama mecbur kalıyoruz.

Kaynak: Haber Merkezi

Etiketler :