Eskişehir'de Sivas Katliamı unutulmadı
3 belediye, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Hacı Bektaş Veli Derneği, Eskişehir Alevi Dernekleri platformu ve Sivil Toplum Kuruluşları tarafından düzenlenen yürüyüşe çok sayıda Eskişehirli katıldı.
Eskişehir Cemevi önünde bir araya gelen üyeler yapılan basın açıklaması sonrası Hasan Polatkan Kültür Merkezi’ne kadar yürüdü. Kitle yürüyüşte sık sık "Sivas'ın ışığı sönmeyecek”, “Sivas’ta yakanlar AKP’yi kuranlar” sloganı atarak, Sivas Katliamında hayatını kaybedenlerin fotoğrafını taşındı.
Yürüyüş öncesi Cemevi önünde kitle adına basın açıklamasını okuyan Eskişehir Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı Mahsuni Ilgın, “Bundan tam 30 yıl önce Sivas’ta yobaz, gerici ve din düşmanı vatan hainleri tarafından, Pir Sultan Abdal Kültür etkinliklerine katılmak için giden çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile emekçi 2 otel çalışanı; Madımak Oteli'nde canice yakılarak hayatlarını kaybetmişlerdir” dedi.
“TÜM TOPLUM KARANLIKLARIN İÇİNE SÜRÜKLENMİŞTİR”
Sivas Katliamının başlangıcı, 2 Temmuz günü Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne bir yürüyüş ile başladığını aktaran Ilgın, “Burada atılan sloganların başında ‘Sivas laiklere mezar olacak’ gelmektedir. Diğer taraftan saldırgan grubun bir kısmı ise yeni dikilen ‘Halk Ozanları’ heykelini yıkmıştır. 20. yüzyılın medeni değerlerden uzak Atatürk düşmanı Caniler Madımak Oteli'ne yönelmiş ve içlerinden bir grup otelin yakılmasını sağlamış diğer çoğunluk ise bunu tetiklemiştir. 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Otelinde aydınlarımız, sanatçılarımız, gençlerimiz kısaca en değerli 35 canımız insanlık, kültür, sanat, cumhuriyet düşmanı yobazlar tarafından yakılarak katledilirken; ülkemizin aydınlığı söndürülmüş ve tüm toplum karanlıkların içine sürüklenmiştir. Bu olay üzerine kimse doğruyu açıkça konuşmamış, ülkenin geleceği adına öz eleştiri yapmamış buna karşın suç ve suçluyu yakanlarda değil yakılanlarda aramışlardır” şeklinde konuştu.
“MADIMAK’TA YAKILAN CEHENNEM ATEŞİ YÜREĞİMİZDE YANMAKTADIR”
Dönemin hükümeti ve onun gibi düşünenler bu olayı toplumsal ve örgütsel değil bireysel bir suç olarak kabul ettiklerini anlatan Ilgın, “Böyle düşündükleri için dava sürecinde faillerin görüntüleri sabit olmasına karşın dava dosyasının incelenmesini yıllarca DGM, Yargıtay ve Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi arasında bilinmezliğe ve zaman aşımına bırakmışlardır. Bu olayda hak, hukuk ve adalet yok sayılmıştır. O gün Madımak’ta yakılan cehennem ateşi, hepimizin yüreğinde hala yanmaktadır. İnsan olan ve insani değerler taşıyan hiç vicdanlı kimse insanların diri diri yakılmasını kabul edemez veya etmemelidir” ifadelerini kullandı.
“LAİKLİKTEN, DEMOKRASİDEN YANA OLACAĞIZ”
Gericiliğe karşı ülkeye uyarı yapan Ilgın, “Ülkemizin en birincil meselesi gericilik ve siyasal İslam olduğunu hatırlatıyor, içinde bulunduğumuz çağdaş, laik ve aydın toplumuz adına hükümetten toplumun huzur ve barışını bozacak din görünümlü gerici faaliyetlerin önüne geçmesini talep ediyoruz. Hükümetin toplum içerisindeki halkların eşitliği adına uygulamalarında inanç ile ideolojiyi birbirinden ayrı tutarak laik bir sistem çerçevesinde davranması, tüm toplumun yararına olacaktır. Her zaman aydınlık Atatürk Türkiye’sinde laiklikten, demokrasiden ve insan haklarından yana olacağımızı ve her türlü mücadeleyi vereceğimizi kamuoyuna duyururuz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.