Hasan Atak: “İmzayı atanlar istifa etmeliler”

Hasan Atak: “İmzayı atanlar istifa etmeliler”
 Muhabir
Türk Harb-İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak Kamu Çerçeve Protokolü’nü eleştirdi.

Türk Harb-İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak, geçtiğimiz günlerde imzalanan Kamu Çerçeve Protokolü hakkında açıklamada bulundu. Taleplerin karşılanmadığını ve emekçilerin beklentilerinin çok uzağında bir sözleşmeye imza atıldığını söyleyen Atak, imzayı atan tüm yetkililerin istifa etmesi gerektiğini vurguladı. Atak, “Bu protokol ne çalışanların beklentilerini karşılıyor ne de taleplerimizin karşılığını veriyor. İmzalayanlar büyük bir vebal altına girmiştir” dedi.

“İşçilerin Emeği Yok Sayıldı, İmza Atan Yetkililer İstifa Etmeli”

Protokol görüşmelerine çok sayıda talep ile gidildiğini, ancak bunların büyük bölümünün karşılıksız kaldığını ifade eden Atak, “Kamu çerçeve protokolünü üyelerimiz adına söyleyeyim ki kendi düşüncem de öyle kesinlikle yeterli bulunuyoruz. Yani kamu çerçeve protokolünde eğer siz işverene ilk 6 ayda %90 taleplerle gidip de bunun karşılığında sadece bunun üçte birini alabiliyorsanız bu başarı değildir. Bu ciddi anlamda bir başarısızlıktır. Bu dönem yine beklentilerimizi karşılamayan, beklentilerimizin çok uzağında bir kamu çerçeve protokolü imzalandı. Şimdi masaya gidip de ne talep ettiğiniz ve karşılığında ne aldığınız çok önemli. Siz 8 sayfa 9 sayfa taleple gidiyorsunuz. 20'nin üzerinde maddeyle gidiyorsunuz. Ama bu maddelerin üzerinde sadece 3 veya 4 maddenizde ufak tefek değişiklikler yaparak size geri dönüş yapılıyor. O nedenle kamu çerçeve protokolünün bu şekilde imzalamaması gerektiğini düşünüyorum ben. İmzalayan genel başkanların ve tüm Buna imza atan TÜRK-İŞ yönetimi ve HAK-İŞ yönetiminin de bu konuda büyük bir vebal altına girdiğini düşünüyorum. Protokolün bu başarısızlığından dolayı bu süreci yürüten ve imza koyan bütün yetkililerin, sorumluların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

“Milli Gelire Katkı Veren İşçiye 3-5 Kuruş Reva Görülüyor”

Çalışma hayatında yaşanan adaletsizliklere dikkat çeken Atak, savunma sanayinde çalışan teknik personelin yetkinliğine karşı hak ettiğini alamadığını vurguladı. Atak, “Türkiye birçok alanda olduğu gibi maalesef çalışma hayatı açısından da adaletli olmayan demokratik olmayan bir noktaya doğru ilerlemiş vaziyette. Grev yasakları için de artık milli güvenliği tehdit edici diye bir bahane uydurdular, her şeyi buna bağlıyorlar. İşçinin elinde kullanabildiği tek şey bu. Talepler yerine getirilmediyse işçi memnun değilse eylem yapar bu yasal haklardır bunlar. E siz bunu da bizim elimizden aldıktan sonra bir anlamı kalmıyor ki. Arkadaşlarımız iş bitiminde hafta sonu tatillerinde ek iş olarak nereye gidebiliriz diye düşünüyor. Siz insanlara milyon dolarlık uçağı teslim edip bunu yap diyeceksiniz maaş konu olunca 3-5 kuruşu reva göreceksiniz. İnsanlar bize diyor ki çok yüksek maaş alıyorsunuz diyor. Ülkede asgari ücretle olarak emekli maaşıyla geçinenleri de biliyoruz bu ciddi bir sıkıntı fakat bizi emsellerinizle kıyaslamanız gerekir. Bu iş yerlerinde çalışan insanların milli gelire katkısı nedir? Bunun karşılığında bu insanlara ne ödüyoruz? Yani Hava Kuvvetleri'nin envanterindeki bütün savaş uçaklarına biz bakıyoruz. Bu uçakların bakımını yapan insanlar doğal olarak üst seviyede teknik elemanlar. Siz bu elemanları bunlarda tutabilmek için belli bir maaş kısmını gözden çıkartmanız gerekiyor. Bunu anlatmaya çalışıyoruz ama dediğim gibi başta Eskişehir’deki siyasiler olmak üzere Milli Savunma Bakanlığımız dahil olmak üzere, bizlere sahip çıkmadığını düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Savunma Sanayinde Üretim Yapan İş Yerleri Gözden Çıkarılmamalı”

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan görüşmelerde, iş kollarında yeni haklar verilmesinin de engellendiği yönünde bilgiler aldıklarını belirten Atak şunları söyledi: “Hiçbir iş kolluna, savunma sanayide dahil olmak üzere ilave bir takım hakların verilmeyeceği yönünde bilgiler alıyoruz o nedenle şu anda beklentilerimizi maalesef aşağıya çeken bir durumla karşı karşıyayız. Ciddi anlamda bizim özlük haklarımıza iyileştirmeye ihtiyacımız var. Hala kamu çerçeve protokolünde verilenle siz yetinin denirse bu işyerlerini gözden çıkartmışlar demektir. Bu ülkeye yazık olur. Üretim anlamında da baktığınızda gerçekten kalitesi yüksek, katma değeri yüksek ürünlere imza atan ya da milli gelir anlamında ciddi katkı sağlayan bu işyerleri bu şekilde sadece kamu çerçeve protokolünde verilen zamlarla işletilemez, bunu sürdürülebilir bir tarafı yok. Buna bir tedbir alınması lazım. Bunlar imza altına alındıktan sonra artık biz bir daha neredeyse iki yıl bu konuları tekrar gündeme taşıyamayacağız. Ama iki yıl içerisinde zaten şurada geriye dönüp baktığımızda son 4-5 yılda hızlanan kan kaybımız çok daha üst seviyeye çıkacaktır. Yazık olur yani bu iş yerlerine yazık etmesinler.”

Etiketler :