"İbadethanelere iktidar sahipleri karar veremez"

Eskişehir Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Kamer Ali Durur, Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 10 Ocak 2025 tarihinde cem evlerini ibadethane olarak tanıması kararıyla ilgili vakıf binasının önünde açıklamalarda bulundu. Durur, CHP’li ve DSP’li meclis üyelerine teşekkür ederken, kararın oy çokluğuyla alınmasının kendilerini üzdüğünü belirtti. Alevi toplumunun bu konuda yasal düzenleme beklentisi içinde olduğunu ifade eden Durur, mevcut anayasa maddeleri ve uluslararası sözleşmelere atıfta bulunarak cem evlerinin ibadethane statüsünün hukuki ve insani bir gereklilik olduğunu vurguladı.
“KARARIN OYBİRLİĞİ İLE ALINMASINI BEKLERDİK”
Durur, yaptığı açıklamada, “10 Ocak 2025 tarihinde Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin CHP’li meclis üyeleri ve DSP’li meclis üyelerinin tamamının kararıyla ‘cem evleri ibadethane olarak’ kabul edilmiştir. Bu kararın oy çokluğu ile çıkmış olması biz Alevileri üzmüştür. Beklentimiz bu teklifin oy birliği ile kabul edilmesiydi. Ancak bu olmadı. Bütün bu gelişmelere rağmen, cem evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi teklifini Büyükşehir Belediyesi meclis gündemine getiren, başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ayşe Ünlüce ve CHP’li ve DSP’li meclis grubu üyelerine; ülkemizdeki iç barışa, kardeşliğimize verdikleri katkılarından dolayı ayrı ayrı teşekkürlerimizi bildiriyoruz” diye konuştu.
"İNANÇLAR ARASINDA AYRIMCILIK YAPILMASIN"
Durur, “Bu konu gündeme gelmişken kabul oyu vermeyen meclis üyelerine hatırlatırız ki bin yıldır Alevilerin ibadethanesi cem evleridir. Aleviler ibadet için cem evlerine giderek, Hakkın huzurunda cem olurlar. Laik demokratik bir hukuk devletinde en temel kural, devletin bütün inançlara eşit uzaklıkta olması, inançlar arasında ayrımcılık yapmamasıdır. Ancak ülkemizde bütün vatandaşlardan toplanan kamu kaynakları ayrımcılık yapılarak sadece belli bir mezhebe mensup vatandaşlarımız için kullanılmakta, diğerleri yok sayılmaktadır. Anayasamızın 10. ve 24. maddeleri, vatandaşların inanç ve ibadet özgürlüklerini anayasal güvence altına almıştır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2 Aralık 2014 tarihinde verdiği kararla cem evlerinin ibadethane olduğu tescillenmiştir. Bu kararlar, belediyelerin cem evleri için arsa tahsis etmesi, yapım, bakım ve onarımını üstlenmesi gibi konularda yasal engel olmadığını göstermektedir. Alevi İslam toplumu olarak hükümetimizden beklentimiz, cem evlerinin yasal düzenleme ile tanınıp kamu kaynaklarının adil ve eşit kullanımı için gerekli adımların atılmasıdır” dedi.
"İBADETHANE OLUP OLMADIĞINA İKTİDAR KARAR VEREMEZ"
Vakıf Başkanı Durur, “Laik ve demokratik bir devlette nerenin ibadethane olduğuna siyasal iktidar sahipleri karar vermez. İnanç merkezleri ve ibadethaneleri inananları var eder ve yaşatır. Bu evrensel bir insan hakkıdır. Nitekim Diyanet işleri başkanlığı da 2013 yılında hükümete sunduğu raporda: “ibadethane tanımını ne devlet ne de diyanet yapabilir. Hangi inançtan olursa olsun kişiler ibadetlerini nerede yapıyorsa oraya ibadethane denilebilir. Aleviler ibadet ettikleri cem evlerini ibadethane olarak tanımlıyorsa karşı çıkmanın gereği yok" şeklinde çok olumlu bir yaklaşım sergilemişti” sözlerini ekledi. Durur, “Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında ret oyu kullanan meclis üyelerine de bu konularda araştırma yapmaları ve doğru bilgiler edinmeleri için tavsiyede bulunmak isteriz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.