KESK Eş Genel Başkanı Koçak: "30 Kasım'da meydanlardayız"
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, Tüm-Bel-Sen Eskişehir İl Binası’nda düzenlenen basın toplantısında 2025 yılı bütçesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Koçak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olduğunu hatırlatarak, bütçelerin yalnızca rakamlardan ibaret olmadığını, vergi adaletsizliğinin derinleştiğini ve kamu kaynaklarının halk yerine sermaye için kullanıldığını ifade etti.
“VERGİLERİN YÜKÜ OMUZLARIMIZA YIKILDI”
Koçak, “Bütçeler bir ülkede kaynakların, gelirlerin kimlerden toplandığını ve söz konusu gelir ve kaynakların kimler için kullanılacağını gösteren belgelerdir. Ülkemizi yönetenlerin yıllardır yaptıkları birbirinin kopyası bütçeler ile tercihlerini hep patronlardan, zenginlerden, sermayeden yana kullandıkları ortadadır. Buna karşın söz konusu bütçelerde kaybeden hep halkın ezici çoğunluğunu oluşturanlar, alın teri ile geçim savaşı verenler olmuştur. Halkın, emekçiler olarak bizlerin bütçe hakkı yok sayılmıştır. Yani bütçe yapım süreçlerinde emekçilerin, halkın, onların temsilcileri olan sendikaların, konfederasyonların, meslek odalarının, birliklerin talepleri hiç dikkate alınmamıştır. Kamu gider ve gelirlerinin belirlenmesinde bizlere hiçbir söz hakkı tanınmamıştır. Halk adına bütçeyi denetlemekle görevli Sayıştay’ın yetkileri dahi kuşa çevrilmiştir. Vergi adaletsizliği gittikçe derinleştirilmiştir. Hem dolaylı hem dolaysız tüm vergilerin yükü biz bordroluların omuzlarına yıkılmıştır” dile getirdi.
“KAMUNUN KAPISI GENÇLERE KAPALI”
Eğitim ve sağlık gibi temel kamu hizmetlerine yapılan yatırımların her geçen yıl azaldığını belirten Koçak “Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme göz ardı edilmiştir. Yıllardır şiddete, güvencesiz istihdama maruz bırakılan kadınlar bütçede de yok sayılmıştır. Hem ücretlerimizden hem de tüketimimizden kesilen vergiler patronlara, “muafiyet”, “istisna”, “teşvik”, “vergi indirimi”, “vergi affı” olarak aktarılmıştır. Vergilerimiz, faize, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine, müşteri garantili şehir hastanelerine, yol, köprü, havaalanı, tünel inşaatı müteahhitlerine, “beşli çeteye”, sermayeye gitmiştir. Halkın itibarı ayaklar altına alınırken vergilerimiz sarayın mutfak harcamalarına, yüzlerce araçlık koruma konvoylarına, nereye, kime harcandığını bilmediğimiz örtülü ödeneklere gitmiştir. Kamuda işe, göreve alımlar sadece emekli olanların ve hayatını kaybedenlerin sayısı ile sınırlanmıştır. Kamu emekçileri sefalet düzeyine inen aylıklar nedeni emekli olamadığı için kamunun kapıları gençlere kapatılmıştır” dedi.
“AVRUPA’DA ÇİFT HANELİ ENFLASYON YAŞAYAN BAŞKA ÜLKE YOK”
Türkiye'nin yüksek enflasyon ve işsizlik sorununa dikkat çeken Koçak, “TÜİK rakamlarına dayanarak “Enflasyonda düşüş trendi sürüyor!” dese de bu suni rakamlara göre bile enflasyon düşmemiş, sadece baz etkisi ile artış hızı yavaşlamıştır. Kaldı ki Türkiye yüzde 49,38’lik TÜİK enflasyon oranı ile bile OECD ülkeleri içinde de Avrupa ülkeleri içinde de açık ara öndedir. Avrupa’da Türkiye dışında çift haneli yıllık enflasyon yaşayan başka bir ülke yoktur. Avrupa’daki 31 ülkenin yıllık enflasyonu Türkiye’nin temmuz ayında yüzde 3.23 olan aylık enflasyonun altında kalmıştır. Ülkede gelir dağılımı adaletsizliği de hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Toplumun gelirden en fazla pay alan yüzde 5’lik kesiminin geliri, en düşük pay alan yüzde 5’lik kesiminin 28 katına çıkmıştır. En zengin yüzde 1’lik kesim toplam gelirin yüzde 19’unu alırken geriye kalan yüzde 99 gelirin yüzde 81’ini paylaşmaktadır. Tıpkı enflasyonda olduğu gibi işsizlikte de TÜİK vasıtasıyla rakamlara takla attırılsa da bugün geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27,2’ye çıkmıştır” sözlerini kaydetti.
"ADALETLİ BİR VERGİ SİSTEMİ TALEP EDİYORUZ"
Vergi sisteminde adalet sağlanmasını ve dolaylı vergilerin düşürülmesini talep eden Koçak, “KDV, ÖTV gibi tüm dolaylı vergilerin düşürülmesini, Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını, vergilerimizden oluşan bütçeden alıp Kamu Özel İş birliği (KÖİ) projelerine, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine aktarılan Hazine garantilerine son verilmesini, vergilerimizin, ülkenin kaynaklarının güvenlikçi politikalara, silahlanmaya değil; istihdamın, üretimi arttırılması, yoksulluğun ve işsizliğin önlenmesi, adaletin, barışın ve demokrasinin tesis edilmesi için kullanılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
“30 KASIM’DA MEYDANLARDAYIZ”
Son olarak Ankara’da gerçekleştirecekleri Merkezi Miting ile emekçilerin haklarına sahip çıkacaklarını ifade eden Koçak şu sözlerle paylaştı: “KESK olarak, “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!“ şiarı ile tüm yurtta işyerlerinde, kent meydanlarında olacağız. Kamu emekçisinden işçisine, asgari ücretlisinden emeklisine, çiftçisinden kadınlarına, gençlerine kadar halkın ezici çoğunluğunun haklarına yönelik saldırı dalgasına karşı birleşik ve ortak bir mücadeleyi örmek için çaba sarf etmeye devam edeceğiz. 30 Kasım 2024 tarihinde Ankara’da gerçekleştireceğimiz Merkezi Miting ile emeğin kürsüsünü kuracağız. “Bu düzene itirazım var” diyen tüm emekçilere, vatandaşlara seslenerek sözlerimizi tamamlamak istiyoruz. Hepimiz biliyoruz ki yüzünü sermayeye sırtını emekçilere dönen bu düzen kendiliğinden değişmeyecektir. Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeği, alın teri ile geçinenler, ezilenler olarak dünyanın en büyük çok sesli korosu bizleriz. Tarihin sayfaları omuz omuza verdiğimizde karşımızdakileri kumdan kalelere dönüştürdüğümüz örneklerle doludur. Gelin; insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için emek için bütçe, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim.”
Kaynak: Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.