KESK Şubeler Platformu iş bırakma eylemi yaptı

KESK Şubeler Platformu iş bırakma eylemi yaptı
 Muhabir
Dönem Toplu İş Sözleşmesi çerçevesinde verilen memurlara maaş zammı teklifini protesto eden KESK Şubeler Platformu üyesi memurlar iş bıraktı.

KESK Şubeler Platformu üyesi memurlar dün 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi çerçevesinde verilen memurlara maaş zammı teklifine karşı çıkan memurlar DSİ Bölge Müdürlüğü önünde bir araya geldi ve Ulus Anıtı önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Memurlar attıkları sloganlarla iktidara tepkilerini gösterdi. Yürüyüş sonunda Platform adına Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) İl Temsilcisi Gökhan Soysal, açıklamalarda bulundu. Soysal, “Hükümet günlük bir simit parasına bile denk gelmeyen son teklifiyle kamu emekçileri ve emeklileri ile dalga geçmektedir. Mevcut takvime göre toplu sözleşme görüşmeleri bugün bitecek. Bugün mesai bitiminden sonra hakeme başvuru süreci başlayacak. Ama şu saate kadar kamu emekçilerinin yıllardır yaşadığı temel sorunlara, sendikaların taleplerinin hangilerinin kabul edilip hangilerinin kabul edilmediğine ilişkin tek bir cümle dahi duymadık. Çalışma Bakanı haftalardır “müzakerelerimizin tüm tarafları memnun edecek şekilde hayırla sonuçlanacağını ümit ediyorum” açıklaması yapıyor” diye konuştu.

“İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret Artışı Var Mı?”

İktidara sorularla yüklenen Soysal, toplu iş sözleşmesinde talep ettiklerinin hiçbir karşılığının olmadığına vurgu yaptı. Soysal, “İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret artışı var mı? Bugün itibari ile 18 bin 680 TL tutarındaki ilave seyyanen ödeneğin taban aylığımıza ve emeklilerin mevcut aylıklarına yansıtılmasına ilişkin bir adım var mı? Hangi ad altında olursa olsun emekli maaşlarımızı adeta kemiren, tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılması var mı? Barınma hakkı kapsamında konutu olmayan kamu emekçisine kira yardımı, kira desteği var mı? Büyümeden, refahtan pay var mı? Yıllardır maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran gelir vergisi adaletsizliğine son verilmesi var mı? Ücretsiz servis, yemek, ulaşım taleplerine ilişkin bir adım var mı? Vekil, ücretli, taşeron, sözleşmeli, İHS’li gibi farklı adlar altında sürdürülen güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesi var mı? Kamu kurumlarında ücretsiz kreşler açılması, söz konusu kreşler açılıncaya kadar kreş yardımı verilmesi var mı? Kayırmanın, torpilin kapısını sonuna kadar açtığını kabul ettiğiniz, seçim öncesi sözünü verdiğiniz mülakatın kaldırılması var mı? Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulması var mı? Bizim için en önemlisi grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi, demokratik bir çalışma yasasına ilişkin tek bir cümle var mı? Yok” sözlerini kaydetti.

“Ortada Toplu İş Sözleşmesi Teklifi Yok”

Ortada bir toplu iş sözleşmesi teklifinin olmadığını savunan Soysal, teklif yerine, 4 milyonu aşkın kamu çalışanın çalışırken daha fazla yoksulluk ile 2,5 milyon emekliyi ise daha fazla sefalet ile tehdidinin var olduğunu kaydetti. Soysal, “Vergi, harç ve cezaları yüzde 44 arttırdılar. Gelir Vergisinden, ÖTV’ye KDV’ye tüm vergileri ortalama yüzde 70 arttırdılar. Sermayeye, patronlara teşvik üstüne teşvik vermeye, vergilerini affetmeye, faizden beslenen bir avuç asalak takımına dünyanın en yüksek faizini ödemeye devam ediyorlar. Tüm vergi yükünü bizlerin, halkın sırtına yıkıyorlar. Ama sıra bizim maaşlarımıza gelince her seferinde önümüze TÜİK’in sahte rakamlarını, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarını koyuyorlar. Yoksulluk sınırının 2026 Ocak itibari ile en az 100 bin TL olacağı koşullarda bizlere sefalet oranları dayatıyorlar. “Talep ettiğiniz rakamları verirsek ekonominin, bütçenin dengesi bozulur” diye nutuk atıyorlar. Ülkenin tüm dengelerini bozanların bu nutuklarına artık yeter diyoruz! Hepimiz biliyoruz ki bu durum ilk defa yaşanan, yeni bir durum değildir. Biz kamu emekçileri en başından beri altını çizdiğimiz üzere 13 yılda tam 7 kez aynı tablo ile karşılaştık. Dolayısıyla buradan masada “yetkili” sıfatı ile oturan konfederasyonu ve sendikaları uyarıyoruz. Hiçbir kamu emekçisinin tarihe kara bir leke olarak geçecek yeni bir satış sözleşmesine tahammülü kalmamıştır. Bu nedenle, Hiç kimse hepimizle dalga geçilen bu teklife değer yüklemeye çalışmasın. Milyonların maaş artışı talebinin dörtte birine bile denk gelmeyen rakamları görmezden gelerek “Üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür” yaklaşımı sergilemeye kalkışmasın. Kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeyi, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeyi aklından bile geçirmesin. İktidar uyuşmazlık durumunda başvurulan Hakem Kurulu’nun objektif ve bağımsız kararlar verdiğine inanmamızı bekliyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki toplam 11 üyesinden 6’sı doğrudan, 1’i dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atanan Hakem Kurulu her seferinde hükümetin noterliğini yapmıştır. Artık yeter. Bu sefer hiç kimse uyuşmazlıkta topu iktidarın noterliğini yapmanın ötesine geçmeyen Hakem Kuruluna atmaya kalkmasın” diye konuştu.

“Mücadeleyi Büyütmeye Çağırıyoruz”

Hükümetin 4 milyon kamu çalışanına 2,5 milyon emekliye, aileleri ile birlikte 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklif edildiğini belirten Soysal bu teklife karşı yapılacak olanın birkaç puanlık maaş artışını esas alan müzakerenin değil, mücadele olduğunun altını çizdi. Soysal, “Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu yetkinin asıl sahipleri olarak bizlerin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, ‘hak verilmez mücadele ile alınır’ ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçiyor. Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu, ‘Hepimiz aynı gemideyiz” diyenlere karşı “Geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı, emeğimizin, alın terimizin karşılığını istiyoruz” diyerek tüm farklılıklarımıza rağmen birbirimize kenetlenmekten geçiyor. Bugün bunun ilk adımını atıyoruz. Bizleri yok sayan bu yoksulluk, sefalet, güvencesizlik teklifine itirazımızı yükseltiyoruz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, bu daha başlangıç, mücadeleye devam diyoruz. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam, güvenli gelecek, demokratik- adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu Hizmeti, Grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek bir toplu pazarlık sistemi için omuz omuza vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” sözlerini kaydetti.

Etiketler :