"Milyonlarca çocuk her geçen gün daha fazla istismara uğruyor”

Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu Başkanı Av. Ayten Balaban, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 1989 yılında kabul edilen ve 1995 yılında Türkiye’de yürürlüğe giren Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin önemine dikkat çekti. Balaban, sözleşmenin en temel ilkesinin "Çocuğun Üstün Yararı" olduğunu belirterek, bu ilkenin dünya çapında çocukların haklarının korunmasında kilit rol oynadığını ifade etti.
"Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde, BM’nin temel ilkelerine, insan hakları bildirgelerinin ve sözleşmelerinin hükümlerine gönderme yapılarak bütün çocukların özel ilgi ve yardıma hakkı olduğu ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için uluslararası iş birliğinin gerekli olduğu vurgulanmıştır. Sözleşme’de çocukların hakları ayrıntılı biçimde düzenlenmiş; çocukların her türlü ihmal, istismar, kötü muamele ve sömürüden korunmaları ve bağımsız bireyler olarak toplumsal yaşama dâhil olmalarının sağlanması amaçlanmıştır" diyen Av. Ayten Balaban, bu tarihi belgeye taraf devletlerin, çocukların hayatta kalması, gelişmesi ve şiddetten korunması için azami çaba göstermeleri gerektiğinin altını çizdi.
“MİLYONLARCA ÇOCUK İSTİSMARA UĞRUYOR”
Sözleşmenin 35. yıl dönümünde, dünya genelinde çocuk hakları ihlallerinin arttığını belirten Balaban, “Uluslararası sözleşme olmasına rağmen aradan geçen zamanda çocuk hak mağduriyetleri dünyanın birçok yerinde artarak devam etmektedir. Çalıştırılan, sokakta yaşayan, dilendirilen, fiziksel-duygusal şiddete maruz kalan, savaş ve çatışma bölgelerinde yaşayan, tecavüz, tacize maruz kalan, fuhuşa zorlanan, ayrımcılığa, yoksulluğa, açlığa, eğitimsizliğe maruz kalan ve sağlıksız çevrelerde yaşamak zorunda bırakılan çocuklar tüm dünyada varlığını sürdürmektedir. Gelinen aşamada ise milyonlarca çocuk her geçen gün daha fazla istismara uğramakta, işkenceye, ölüme, göçe, çocuk yaşta işçiliğe ve evliliğe zorlanmaktadır" diyerek, bu sorunların dünya çapında daha etkin bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.
“ÇOCUĞA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ”
Balaban, ayrıca çocuk hakları ihlallerinin önlenmesi için toplumsal farkındalığın arttırılması gerektiğini belirterek, "Çocuk hakları önemine uygun olarak her evrede bireylere anlatılmalı, çocuk-büyük demeden tüm bireylerin farkındalığı sağlanmalı, çocuğa yönelik şiddet eylemlerinin önüne geçecek köklü ve caydırıcı düzenlemeler yapılmalı, toplum çocuğa yönelik şiddet, istismar ve ihlallere karşı duyarlı hale getirilmeli, çocuklar hakkında uygulanan koruyucu ve destekleyici tedbirler mahkemeler tarafından özenle takip edilmeli, çocuk ile ilgili duruşmalar gizli yapılmalı, mağdur çocuğun duruşmalarda sanık ile bir arada bulundurulmaması için adli görüşme odalarının kullanılmasına özen gösterilmeli, Çocuk İzlem Merkezlerinin amacına uygun olarak kullanımı yaygınlaştırılmalı, çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulmalı, Soruşturma ve Kovuşturma aşamasında Çocuk Koruma Kanunu’nun 4. Maddesindeki temel ilkeler öncelikle gözetilmelidir" ifadelerini kullandı. Son olarak Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu olarak, “Çocuk olduklarını hiçbir zaman unutmadan gerek mağdur gerekse suça sürüklenen çocukların haklarını her platformda dile getirmeye ve evrensel değerlere yakışır çocuk hak ve özgürlüklerinin çocuğun üstün yararı çerçevesinde değerlendirildiği bir sistem için mücadele edeceğimizi ifade ederiz” denildi.
Kaynak: Haber Merkezi