Seyitgazi’deki orman yangına suç duyurusu
22 Temmuz’da Seyitgazi İlçesinde çıkan yangında, söndürme işlemleri esnasında 5’i orman işçisi ve 5’i AKUT gönüllüsü 10 yurttaşımız hayatını kaybetti. Yaşanan acı olayın sonrasında başlatılan soruşturmada, sorumluların tespit edilmesi iddiasıyla açılan dosyada Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 Ekim 2025 tarihinde “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildi.
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu verilen karar tepki göstermek için Adliye Binası önünde açıklama yaptı ve Seyitgazi Orman İşletme Müdürlüğü ve diğer kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Gerçekleştirilen basın açıklamasına CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü, CHP İl Başkanı Talat Yalaz da destek verdi. Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu Üyesi Mert Yedek, Adliye Binası önündeki açıklamayı yaptı. Yedek, “Yangının ardından başlatılan soruşturmada, sorumluların tespit edilmesi iddiasıyla açılan dosyada Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6 Ekim 2025 tarihinde “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilmesini öfke ile öğrenmiş bulunuyoruz. Takipsizlik kararı verilmesine gerekçe ise yangının çıkışına sebep olan vakıanın tespit edilememesi olmuştur. Başka bir anlatımla savcılık makamı sadece yangının çıkış nedeninde kusur araştırması yapmıştır. Fakat yangın gerçekleştikten sonra ihmallerle 10 canımızı yitirdiğimiz arkadaşlarımızın ölümüne neden olanlar soruşturmaya dahil bile edilmemiştir. Soruşturma sürecinin bütününde Seyitgazi Orman İşletme Müdürlüğü'nde görev yapan kişilerin ve Eskişehir ilinde görev yapan ilgili diğer kamu görevlilerinin tümüyle yangın olayının büyümesi, ölüm ve yaralanmaların meydana gelmesi ile ilgili kusur ve sorumluluklarının belirlenmesine yönelik bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Hatta bir bilirkişi marifetiyle böyle bir ihmalin olabileceği ihtimali bile değerlendirmeye alınmamıştır” ifadelerini kullandı.
“Ne İlk Ne De Son Olacak”
Sorumluların yargı eliyle açıkça aklandığını aktaran Yedek, çok sayıda sorunun cevaplanması gerektiğini ifade etti. Yedek, “Yangın çıkmadan önce bölgede olası yangınlara karşı ormanın seyreltilmesi, zemin bitkilerinin temizlenmesi, müdahele yollarının açılması vb tedbirlerin alınıp alınmadığı, yangın müdahale havuzlarının bulunup bulunmadığı, var ise yeterli olup olmadığı, yeterli gözetleme kulesi ve gözetleme kulesinde yeterli personel bulunup bulunmadığı, telsiz, mobil ve uydu telefonları ile yangın sahasında yeterli iletişimin sağlanıp sağlanmadığı, yangın alanına ulaşımın sağlanıp sağlanmadığı, havadan yeterli müdahalede bulunulup bulunulmadığı, yangına müdahale sırasında koordinasyon ve yönetimin yeterli ve uygun olup olmadığı, yangına müdahale eden kişilere yeterli eğitim verilip verilmediği, yeterli mesleki deneyime sahip olup olmadıkları, yeterli ekipman (yanmaz kıyafet, ayakkabı, koruyucu nitelikte ekipman, oksijen maskesi, oksijen tüpü, haberleşme amacıyla telsiz vb) verilip verilmediği, yeterince yiyecek, içecek ve dinlenme imkanı sağlanıp sağlanmadığı soruları cevaplanmak zorundadır. Asgari önlemlerin alınmasına uygun politika bile geliştiremeyen bir düzenin içerisinde göz göre göre orman işçisi ve gönüllü arkadaşlarımızı kaybediyoruz. Göz göre göre olduğu için biz buna iş cinayeti diyoruz. Yetersiz ekipmanla, hava desteksiz, iş güvenliğinin bulunmadığı koşullarda yapılan müdahaleler sonucu ihmallerle dolu bir facia yaşanmıştır. Bu ülkenin başına gelmiş en büyük felaket olan mevcut iktidar için bu facianın ne ilk ne de son olacağı açıktır” şeklinde konuştu.
“Çürümüşlüğü Birleşerek Durduracağız”
Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen takipsizlik kararının yaşam hakkı ihlali olduğuna vurgu yapan Yedek, soruşturmanın yürütülmesinde asıl yetkili olan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığını göreve davet ettiklerini söyledi. Yedek, “Yitirdiğimiz arkadaşlarımızın failinin bulunması ve adalet önünde hesap vermesi gerekmektedir. Her yaz ülke gündemine oturan orman yangınlarına müdahale edilememesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün ağır ihmali bulunmaktadır. Dolayısı ile gerçek sorumlular bellidir. Tarım ve Orman Bakanını ve Orman Genel Müdürü’nü istifaya davet ediyoruz. Ormanlar yanıyor, memleketini savunan işçiler katlediliyor, sorumlular aklanıyor, iktidar seyrediyor; bu çürümüşlüğü birleşerek durduracağız” sözlerini kaydetti.
“Bunun Üstü Örtülemez”
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’de Adliye binası önünde açıklamalarda bulundu. Çakırözer, “Kamuoyu tepkisi yok zannedilerek bu olayların kapatılması kabul edilemez. ". Bunun sonunu, sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğiz. Ben bir kere daha öncelikle Tabip Odamızın değerli Başkanı Nazım Hocamıza, onun şahsında Türk Tabipleri Birliği'ne, buraya kadar, biliyorsunuz, bu yangınla ilgili, sadece bu yangınla değil aslında bütün yangınlarla ilgili bir kapsamlı heyet göndererek incelettiler. Aslında hepimizi uyandıran, onların heyetinin bulguları oldu. Keşke savcıları da uyandırabilseydi ya da diğer görevlileri. Teşekkür ediyorum ama sonunu bırakmamak için hepimize görev düşüyor. Aileler sessiz kalabilir, anlayışla karşılıyoruz ama bizler sessiz kalmayacağız. Sadece orman çalışanları değil, biliyorum Eskişehir'de de, Türkiye'de de binlerce gönüllü var, AKUT gönüllüsü olsun, diğer kurtarma ekiplerindeki gönüllüler. Orada da vahim bir ihmal vardır. Bir kere daha altını çizerek ifade etmek istiyorum: AKUT'un çok sevgilidir, hepimizin değerlisidir ama Eskişehir'de de hem AKUT var hem diğer sivil toplum kurtarma ekipleri. O yangında orada olmaması gerekiyordu. O 5 kişi, Eskişehir'imiz için koşup gelen, onların da aileleri var. Onlar da birilerinin tek canlarıydı, sevdikleriydi. Maalesef büyük bir ihmal nedeniyle ölmüşlerdir. Bunu kabul etmek gerekir. Bunun üstü örtülemez. Orada olmamaları gerekir. Arama kurtarma ekibinin olacağı yer yangının ortası değildir. Bunu herkes biliyor ama kimse söylemiyor. Biz söylüyoruz işte. Şimdi sorgulansın ki, bundan sonra bu iyi niyetli insanlar, bu vatanını seven, ormanını seven, insanı seven gönüllü insanlar böyle göz göre göre ölmesinler diye. Onun da bir kez daha kamuoyu tarafından tartışılması gerekir. AKUT'un yönetiminin de çıkıp konuşması gerekir. Ormansa orman, diğer kamu kurumlarıysa kurumları, çıksınlar söylesinler. AKUT orada olmalı mıydı, olmamalı mıydı? O insanlar, o gençler evet, doğru gönüllüydüler ama onların gönüllü olduğu konu can kurtarmaktı, kendi canlarını feda etmek değildi. Bir kez daha bu işin üstünün örtülmemesi gerekir diyorum” şeklinde konuştu.