"Yerel basının resmi ilanları yüzde 40 azaldı"
DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Yerel basının Resmi ilan gelirleri ile ilgili olarak TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, Yerel basının gelirlerinin kısıtlanmayacağı sözü verildiğini hatırlatarak, buna rağmen Yerel basının resmi ilan gelirlerinin 2009 yılında neden yüzde 40 oranında azaltıldığını sordu.
Süleyman Yağız, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından yazılı olarak yanıtlanması isteği ile verdiği soru önergesinde şöyle dedi:
"Manisa'da 15-17 Ekim 2009'da düzenlenen 18. Yerel Medya Eğitim Semineri'nde yaptığınız konuşmada, "iki senedir yerel basındaki resmî ilân gelirlerinin kaldırılacağı dedikodusunun yayıldığını" belirterek, "Gündemimizde bu yok. Yerel medyanın gelirlerini neden kısıtlayalım? Getirmek isteyenler belki vardır. Buna yerel medya temsilcileri olarak engel oldunuz. Şu an böyle bir kısıtlama yok. Olması da mümkün değil" ifadesini kullanmıştınız.
Ancak, 7 Aralık 2009 tarihli Bizim Gazete'nin haberine göre, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile Konrad Adenauer Stiftung'un (KAS) 4-5 Aralık 2009'da düzenlediği "9. Yılsonu Değerlendirme Toplantısı"nda katılan Basın İlân Kurumu Kontrol Hizmetleri Müdürü Sayın Nail Duran, farklı bir görüş ortaya koşmuştur. "2008'deki görüşmeler sürecinde resmî ilânlar konusunda basının bir kaybı olmayacağı söylenmişti. Bugünkü resmî ilânlara ve rakamlara baktığımızda yüzde 40'lık bir kayıp söz konusudur" diyen Sayın Duran, şöyle devam etmiştir:
"Basından sorumlu Devlet Bakanı Sayın Bülent Arınç yeniden gündemde olan düzenlemeyle ilgili resmî ilânlar konusunda gazetelerin mağdur edilmesinin mümkün olmadığını söylemişti. Bunun sonucu 1 Ocak 2010'dan itibaren ortaya çıkacak. Söylemler pratikte ne kadar uygulamaya geçecek göreceğiz. Daha önce de bir kayıp olmayacağı söylenmişti. Ancak yüzde 40'a varan kayıplar bunun böyle olmadığını gösterdi".
Aynı toplantıda konuşan TGC Başkanı Sayın Orhan Erinç de AB'nin öngördüğü Kamu İhale Kanunu düzenlemesiyle Türkiye'deki uygulama arasında yer yer tezatlıklar olduğunu belirterek, yerel basının resmî ilânlarının kesilmesinin ardında başka nedenler olduğunu söylemiştir.
"Yerel basının yaşamasını sağlamak zorundayız" diyen Erinç, hükümetlerin siyasi geleceklerini devam ettirmek için basının güçlü olmasından rahatsızlık duyduğunu, bunun için de resmî ilân gibi düzenlemelerle basının sesinin kısılma yoluna gidildiğini ifade etmiştir. Erinç, yerel basının yok olmasına neden olacak düzenlemelerin Türkiye'de demokrasiye darbe vuracağını vurgulamıştır.
Bu bağlamda sorma ihtiyacını duydum:
1- "Yerel basının resmî ilân gelirlerinde bir kısıtlama yok" açıklamanıza karşın resmî ilânlarda yüzde 40'a varan kayıpların oluşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
2- Resmî ilânların bu kadar yüksek bir oranda azalmış olmasının yerel basının sesin kısılması anlamına geldiği görüşüne katılıyor musunuz?
3- Sizin ifadenizle "yerel basındaki resmî ilân gelirlerinin kaldırılacağı dedikodusu"nun yerel basının üzerinde bir tedirginlik yarattığını düşünüyor musunuz? Bu, dedikodu bazında da olsa yerel basına bir tür baskı değil midir?
4- TGC Başkanı Sayın Orhan Erinç'in, "yerel basının yok olmasına neden olacak düzenlemelerin Türkiye'de demokrasiye darbe vuracağı" değerlendirmesini nasıl karşılıyorsunuz?
5- Yerel basının gelir kaybına uğratılması yerine, daha da güçlendirilmesi için bir düzenleme yapmayı planlıyor musunuz?
6- Resmî ilânlarla ilgili düzenleme yapılması ile ilgili çalışmalarınızda yerel basın temsilcilerinin ve basın örgütlerinin görüş ve önerilerini dikkate almayı düşünüyor musunuz?
7- Öte yandan, bu yıl Manisa'da 18'incisi düzenlenen yerel medya eğitim seminerlerine katılan gazeteciler hangi kriterlere göre davet edilmektedir? Davetlerde gazete, gazeteci ve meslek örgütü yöneticisi ayrımı yapılmakta mıdır?
8- Daha önce İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan ve 29 Eylül 2009 tarihinde Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı seçilen Sayın Atilla Sertel, Manisa'daki seminere neden davet edilmemiştir? Davet edilmemesinde bir kasıt var mıdır? Sayın Sertel sonraki seminerlere çağrılacak mıdır?"