Ermenistan, televizyonlarından Kentron, TV, Öcalan'ın çözüm sürecine dair planını tartışmaya açtı. Çözüm süreci, üzerine hazırlanan ve Öcalan'ın 4 aşamalı planına dayandırılan, analiz haberde, "Türkiye'nin, süreç sonrasında, bölgede, "Birleşik Devletler" e dönüşeceği iddiasında bulunmuş.
HDP, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, müzakere paketiyle ilgili önemli açıklamalar yaptıktan sonra, "Yasal ve anayasal değişikliklerin hepsi var, özerklik de var." sözleri ise haberi doğrular niteliktedir.
Ayrıca cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, " Bunlar, tarih bilmiyor. Eyalet yapısı, hızlı kalkınmayı getirir. Osmanlıya baktığımız zaman, o güçlü Osmanlı'da, Lazistan, Kürdistan eyaletleri vardı" diyerek, PKK ve yandaşlarını umutlandırmıştı.
Elbette Kentron, TV'nin, haberi, ne kadar doğru bilinmez ama Ateş olmayan yerden duman da çıkmaz. Aslında, açılım sürecinin, belirsizliği, kaygı verici boyuta ulaştı. Özellikle de "Çözüm Süreci" ile ilgili gelişmelerin, belirsiz şekilde devam etmesi, kamuoyunu tedirgin ederken, pek çok senaryo üretiliyor.
Aslında bu durum, yadırganmamalıdır. ABD Eski Dışişleri Bakanı RİSE, Washington Post Gazetesinde ki Röportajında;"Başta Türkiye olmak üzere, Fas'tan Basra Körfezine kadar, Ortadoğu da bulunan, 22 ülkenin sınırlarının değişmesi gerekli" diyerek, esas hedeflerini açıklamıştı.
Eski Fransa Cumhurbaşkanı JACQUES CHIRAC ise " Amerikalı gazeteciye verdiği demeçte, "Hepimiz, Bizans'ın çocuklarıyız Avrupa'nın temel şartlarına uymuş olan bir Türkiye, Avrupa için olağanüstü tehlikelidir. Bu yüzden BOP gerçekleştirilmelidir." demişti.
Aslında konfederasyon ve federasyon, yıllar önce Türkiye' nin gündemine gelmişti. Körfez Savaşında, Türkiye'nin, 8. Cumhurbaşkanı Özal, " Türkiye'ye söz verildi: "Bir koyup, üç alacağız. Bu işten, çok karlı çıkacağız. 21. Asır Türk Asrı' olacak." demişti. Hatta Federasyon' söylentileri gündemi işgal etmişti.
CHP Genel Başkanlarından Sayın Deniz Baykal ise açılımın, ABD Projesi olduğunu savunduktan sonra, kanıt olarak Phillips'in, 2007 ve 2009'da yazdığı 2 raporu göstermişti.
Nitekim New York'taki Columbia Üniversitesi'nde İnsan Hakları Çalışma Enstitüsü'nün Barış Oluşturma ve Haklar Programı Direktörü olan Phillips'in, sözü edilen raporunda, "Türkiye ve Irak Kürdistan'ı, konfederasyon olacak" demişti.
Türkiye'de, tartışma konusu olan iki makalesinde ise PKK ile müzakere önermiş, PKK'lıların silahsızlandırılması, dağıtılması ve topluma yeniden entegrasyonu için, af dahil, bir dizi öneri getirmişti.
Ayrıca David Phillips, Ak Parti iktidarı tarafından başlatılan süreci, olumlu bir gelişme olarak gördü. Ancak Ona göre çekilme sadece bir başlangıçtır. Daha kapsamlı bir barış anlaşması için, yüz yüze müzakereye başlanması gerektir. PKK'yı, 'Silahsızlandırma, dağıtma ve yeniden Entegrasyonu'nun, hem de af düzenlemesinin detaylarını içermeli. Af düzenlemesi, hem PKK savaşçılarını, hem de diğerlerini içermek zorundadır önerisini yapmıştı.
David Phillips göre, son yıllarda, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Türkiye yakın bir işbirliği oluşturdu. IKBY, PKK ile görüşmelerde, çok yapıcı bir rol üstlendi. Eğer Türkiye ve IKBY bu yönde çalışırsa, ABD, sonuç ne olursa olsun destekleyecektir demişti.
Ayrıca Türkiye ve KBH arasındaki yakınlık istikrar ve bölgesel refah için olumlu. Bu ABD'nin, çıkarına olan bir durumdur. Ayrıca bu ilişki, Bağdat ile ortaklığı dışlayıcı değil. ABD Irak'ın şimdiki sınırlarıyla yaşayacağını, hiçbir zaman düşünmedi. Irak Kürdistan'ının, bağımsız olacağına inandı.
Yine David Phillips göre, Türkiye egemen bir ülke. Akil insanlar uluslararası deneyimleri inceleyip, hükümete öneriler sunabilirler. Columbia Üniversitesi de bu sürece, yardım etmeye hazır. Türkiye'nin, ihtiyaçlarına uygun bilgileri sağlamak için, âkil insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum" sözleri dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüydü.
PKK ve yandaşlarına göre, Türkiye'nin, önünde iki yol var. İlki Çatışma... Diğer yol ise barıştır. Barışı şartları ise genel af yanında, Özerklik, ve konfederasyon veya bağımsız Kürdistan' dır.
Açılım süreci ile bin yıllık birliğimizi ve kardeşliğimizi, yok etmek için uğraşanlar, özellikle de PKK ve yandaşlarının, taleplerine, insan haklarını, demokrasiyi ve adaleti, kalkan yaparak, yasal dayanaklar, üretmeye çalışan kesimler ve siyasiler, BİLSİNLER Kİ ATEŞLE OYNUYORLAR.
