
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
AK Parti daha organize, CHP darmadağın...
AK Partinin Eskişehir Milletvekili adayları ilk kez, Eskişehir'de yapılan aday tanıtım töreni sonrasında biraraya geldi.
Polis Evi'de toplamdı 6 vekil adayı.
Bakan Nabi Avcı geçti masanın başına ve nasıl bir seçim çalışması yapılması gerektiğini, kaç lira bütçelerinin olacağını anlattı.
Diğer aday adaylarının bu konuda ki düşüncelerini aldı.
Hatta...
CHP listesinin kendi partilerine avantaj sağlayıp sağlamayacağı konuşuldu uzun uzun.
Akşam üzeri başlayan toplantı gece yarısı sona erdi.
Birkaç gün sonra, yani geçtiğimiz Çarşamba günü Ankara'da yapılan ve Türkiye'deki tüm AK Parti aday adalarının tanıtım töreni için Ankara'ya gitti Eskişehir aday adayları.
Tören sonrası yine Nabi Avcı Bakanlık tesislerinde ağırladı diğer Eskişehir adaylarını.
Yine masanın başına geçti ve bu kez de,ilk toplantının aksine, seçim çalışmaları ile ilgili detay konular tartışıldı uzun uzun.
Anlayacağınız...
AK Parti'nin, Eskişehir'de, Nabi Avcının başkanlığı ve gözetiminde, ciddi, her kafadan ayrı bir sesin çıkmadığı, her aday adayının kendi kafasına göre değil de, çizilecek bir porgram dahilinde ve titiz bir seçim çalışması yürüteceği ortaya çıktı.
CHP'DE AYNI CİDDİYETİ GÖRMEK MÜMKÜN DEĞİL
Gelelim CHP'ye.
Ne yazık ki CHP'de benzeri bir seçim organizesi görmek mümkün değil.
Bir kere, CHP'de, AK Partide olduğu gibi, Nabi Avcı'nın yaptığı patronajlığı yapacak bir isim yok.
Gaye Usluer'in böyle bir liderliği yapabilecek ne konumu var ne de böyle bir konuma soyunması halinde sözünü dinleyecek mevcut.
İkinci sıra adayı Utku Çakırözer hala etrafını tanımaya çalışıyor.
Herkesin herkesle ilgili söyledikleri karşısında kafası adeta allak bullak olmuş durumda.
Tanık olduğu olaylar nedeniyle çoğu zaman "Ben nereye düştüm" şaşkınlığı resmen yüzünden okunuyor.
Partinin üçüncü sıra adayı Cemal Okan Yüksel,kendi danışman ekibiyle bir yol haritası çerçevesinde bir şeyler papma çabasında.
Öte yandan...
Listenin 4-5 ve 6 ncı sıra adaylarının seçim çalışmaları ile yakınmaları birbirine karışmış vaziyette.
Sonuç olarak...
CHP'de var olan seçim öncesi manzara, AK Parti'de segilenen manzaranın adeta tam tersi ve dağınık bir görünümü yansıtıyor.
Yani...
AK Parti seçime daha organize ve ciddi bir biçimde çalışacağını resmen hissettirirken, CHP'nin bu işi daha başıboş ve "olduğu kadar" yapacağı şimdiden açıkça görülüyor.
*******************************
Çanakkale'de 1500 kişiyle Cuma namazı
Tepebaşı Belediyesi'nin sosyal projelerdeki başarısını artık anlatmaya gerek yok.
Zaten, neredeyse tamamı biliniyor ve büyük de takdir yopluyor.
Bu, birbirinden güzel ve başarılı sosyal projeler içinde geziler de önemli bir yer edindi.
Konya,Anıtkabir ve Çanakkale'ye yapılan gezilerde, bu güne kadar 100 bine yakın insana ulaşılmış durumda.
Bu, ulaşılması zor bir rakam.
Tepebaşı Belediye sınırları içinde yaşayan nüfus düşünüldüğünde, bölgede yaşayan her 3 kişiden biri bu gezilere katılmış ve Tepebaşı Belediyesi'nin organizesiyle Konya,Ankara ve Çanakkale'yi görmüş.
Anlayacağınız...
Kırılması zor bir rekor kırılmış bu gezilerde.
Rekor sadece Bu da değil.
Önceki gün,yine Tepebaşı Belediyesinin organizasyonuyla, Eskişehir'deki Cami cemaatlerinden oluşan tam 1500 kişi gitti Çanakkale'ye...
Bu 1500 kişi, Çanakkale şehitleri anıtını karşıdan gören bir alanda topluca Cuma namazı kıldı.
Çanakkale savaşının yaşandığı topraklarda yaşanan duygulu saatler bir yana...
Açık havada kılınan bu Cuma namazıyla da, unutulmayacak ve son derece anlamlı bir gün yaşadı 1500 Eskişehirli cami cemaati.
*******************************
Siyasette hep ciddi olaylar,tartışmalar ve karşılıklı eleştiriler olacak değil ya....
Siyaset hep ciddi olacak değil ya...
Aslında,içinde zaman zaman da olsa ince mizahı da barındıran bir uğraş dalı.
Bu gün,"Pazar neşesi" olması açısından, siyasetin mizahla buluştuğu olaylardan birkaç örnek vermek istedik.
Okuyunca, siyasetin gülümseten yüzünün de olduğunu göreceksiniz.
-Süleyman Demirel Anadolu'yu gezerken müthiş bir ilgi görürmüş. Seçim otobüsünün ön camından sürekli sol kolunu aşağıya sarkıtır, yol boyunca da çekmezmiş o kolu.
Öpenler, asılanlar, ısıranlar. Kolu neredeyse yerinden çıkacak. Buna rağmen almazmış o kolunu içeriye.
Belli bir saatten sonra Şener adında ki yardımcısı kolonya ile masaj yapar, elini eski haline getirirmiş.
Bunu Kenan Evren denemiş bir defasında.
Yalova'da daha kolunu dışarıya çıkartır çıkartmaz biri öyle bir yapışmış ki;bileği yerinden çıkıvermiş. Doğruca GATA nın yolunu tutmuş tabii.
Mesut Yılmaz taklit etmek istemiş aynı yöntemi.
O'nun da kolu omzundan çıkmış daha ilk denemede.
Demek ki siyasette taklit işe yaramıyor. Siyaset, yöntemler aynı olsa da ustalık gerektiriyor.
***
Nurcular kendini pek severler ve hep Süleyman Demirel'e oy verirlermiş.
Nitekim bir gün Demirel bir seçimde Nurculara kabinede bir Bakan vereceğini vaat etmiş.
Fakat seçim yapılıp kabine açıklandığında, beklenen nurcu bakan çıkmamış.
Bunun üzerine Nurcular da haklı olarak Demirel'e;
-"Sayın Demirel hani bize bir Bakan verecektiniz?" diye sormuşlar.
Demirel kendinden beklenen cevabı vermiş;
-"Ben varım ya"
Demek ki siyaset akıl yürütme ve hazır cevaplığı gerektiriyor.
***
Rauf Denktaş bir toplantıda konuşma yapıyor.
Kendisine sürekli muhalif olduğunu bildiği ve rakip partinin milletvekilliğini yapan bir kişi sürekli Denktaş ne derse "Yaşa Baba" diye tezahürat yapıyor. Toplantı boyunca bu böyle devam ediyor.
Denktaş konuşuyor, önde oturan milletvekili "Varol Baba" diye tempo tutuyor.
Sonunda dayanamıyor Denktaş.
Muhalif milletvekilinin yanına gidip; "Hayrola sen bizim partiye falan mı geçtin?" diye soruyor.
Milletvekili "Yooo Ne münasebet. Neden geçecekmişim sizin partiye?" deyince Denktaş;
-"Ama deminden beri ben konuşuyom, sen ise "yaşa baba" diye tempo tutuyon. Ben de buna bir anlam veremiyom" diye sorunca milletvekili;
-"Yıllardır anamızı bellediğin için sana Baba demeyim de kime diyeyim" cevabını veriyor.
Rauf Denktaş da bunu her yerde anlatıyor.
Demek ki siyaset, yapılan en ağır eleştirileri bile sindirebilme sanatıdır.
***
CHP li Turan Güneş Anadolu gezisine çıkmıştır ve bir köy kahvesine oturur.
Ismarladığı kahvenin kulpu kırık bir fincanda gelmesi üzerine kahveciyi yanına çağırıp;
-"Sen bu fincanı al da, Ankara'da bizim partiye(CHP) götür" der.
Kahveci anlamaz ne dendiğini;
-"Bey Ankara'ya fincanı götüreceğim de ne olacak?"
Turan Güneş cevap verir;
-"Hiç endişen olmasın. Bizimkiler buna da bir kulp takar"
Demek ki siyaset, gerektiğinde partini de eleştirebilme sanatıdır...