1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK Partide "Eskişehirli" sıkıntısı takıntıya dönüşüyor...

"Eskişehirli" mevzusunda takıntımız yoktur.
Kendisini "Eskişehirli" hisseden herkesi "hemşeri " biliriz.
Özellikle seçim zamanı "Eskişehirli" mevzusu açıldığında bu görüşümüzü açıkça dile getiririz.
Bizim için önemli olan, bu şehirde doğması değil, bu şehirde yaşıyor ve yaşayacak olmasıdır.
Her zaman aynı örneği verir ve Eskişehirli olmamalarına rağmen bu şehre en çok faydası dokunan siyasetçilerin Hüsamettin Cindoruk ve Kemal Unakıtan olduğunu hatırlatırız.
Kısacası...
Bizim için "Eskişehirli", bu şehirde yaşayan, bu şehirde yaşayanların da O'nu kendisinden bilip tanıdığı ve güvenip saygı duyduğu insandır.
Varsın nüfus cüzdanının nerede doğduğunu gösteren bölümünde "Eskişehir" yazmasın. Bizim için gerçekten önemi yoktur.
-"Yeter ki o ve çevresinde yaşayanlar kendisini Eskişehirli kabul etsin" düşüncesi taşırız her zaman.
Bu düşüncemiz sakın ola, "Eskişehir dışından gelen herkes bu şehirde aday olur ve seçilmeye de layıktır" anlamına gelmesin.
Zaten, şehirde yaşayanların "Eskişehirli" olarak gördüğü biri, bu şehirde yıllarını geçirmiş, çevresinde saygınlık oluşturmuş, itibar gösterilen ve bu şehri sevdiğini her tutum ve davranışı ile ispatlamış, geldiği konum sayesinde de, şehirde konumu ve karşılığı olan bir kişidir.

BİZİ ESKİŞEHİRLİ OLAMAMA
GÖRÜNTÜSÜ BAŞARISIZ KILIYOR
Yukarıda da söyledik "Eskişehirli" meselesine takıntımız yoktur.
Ancak...
Bunu başta olmasa da şu günlerde takıntı haline getirenlerin sayısı bir hayli artıyor.
Özellikle seçimlerin yaklaştığı şu günlerde partiler içinde "Eskişehirli" olgusu yeni baştan dizayn ediliyor.
Bu durum en fazla da iktidar partisinde yaşanıyor.
Bunu nereden mi çıkartıyoruz?
Özellikle son günlerde hangi, AK parti ile konuşsak aynı konuya kilitlenmiş.
Daha konuyu açar açmaz...
-"Bizi Eskişehirli olamama görüntüsü başarısız kılıyor" diyorlar.
Ardından da sıralıyorlar konu ile ilgili tespitlerini:
-"Milletvekillerinden parti yöneticilerine, İl Genel meclisinden belediye meclis üyelerine kadar içlerinde Eskişehirli yok. Partinin bu şehirde ki temsil kabiliyetini üzerlerinde barındıranlar Eskişehirli değil. Tamam bu çok da zaruri bir şey değil belki ama, temsil kabiliyetini üstlenenlerin, Eskişehirliler nazarında konumlandırıldıkları ve karşılık buldukları bir yer de yok. Durum böyle olunca Eskişehirliler kendinden bir şeyleri bu partide bulamıyor. Ne bu isimler şehir eşrafını tanıyor biliyor, ne de şehir eşrafı bu isimleri"
İşte bu durumun, parti başarısı önünde ki en büyük engel olduğunu düşünüyor konuştuğumuz AK Partililer.
Her ne kadar "Eskişehirli" takıntımız yok desek de, bu anlatılanlar ve mevcut durum Eskişehir özelinde bazı gerçeklikleri de beraberinde getirmiyor değil.
İşte bu gerçeklikten hareket edersek, Eskişehirli olmayan birini "Eskişehirli" kabul edebilmemizin tek kriteri, o birinin şehirde karşılığı olması durumudur.
Şunu çok iyi biliyoruz ki; bu şehirde mesleki başarısı, toplumsal ilişkileri, saygınlığı, dürüstlüğü, tanınırlığı, bu şehre olan sevgisi ve seviyesi ile karşılık bulmuş insanların, nüfus kâğıdında ki nerede doğduğuna dair bölüme bakılmaz.
Eskişehirli kabul edilir.
Eğer yukarıda saydığımız özelliklerin çoğunu taşımıyorsa, nüfus kağıdında "Eskişehir" yazsa da,bu şehirde yaşayanların nazarında pek bir şey ifade etmiyordur.
Ancak...
Hem yukarıda saydığımız özellikleri taşımıyor, hem de nüfus kâğıdında "Eskişehir" yazmıyorsa, bu ister istemez sıkıntıya neden oluyor.
Tıpkı bu gün AK parti çevresinde yaşanmakta olan sıkıntı gibi.
Sözün kısası...
Bugüne gelininceye kadar AK partililer "Yeter ki AK partili olsun varsın Eskişehirli olmasın" diyorlardı.
Bugün ise...
-"Yeter ki Eskişehirli olsun varsın AK partili olmasın" diyorlar...
Bunun anlamı bize göre nedir biliyor musunuz?
Hemen söyleyelim:
-"İlla ki Eskişehirli olmayan birilerini bir yerlere getirecekseniz, hiç olmazsa bu şehre yıllar önce gelmiş, kısa sürede şehre adapte olmuş, geniş çevre edinip, önemli işler kurmuş, yanında binlerce işçi çalıştırıp, şehrin ekonomisine katkı sağlamış. Kendini bu şehirli sayıp, etrafında sevilip itibar görmüş insanları getirin ki bir işe yarasın. Hem Eskişehirli olmayıp, hem de şehirde karşılığı olmayan insanları bir yerlere getirdiğinizde olmuyor işte.Bu şehirde yaşayanlar bu insanlarda kendinden en küçük bir parça dahi bulamıyor. Tablo bu haldeyken de sonuç gördüğünüz gibi hiç değişmiyor" demektir...
.......

Şu sıralar en kıymetli olanlar...
Mahalli seçimler yaklaşıyor ya...
Bundan böyle biz gazeteciler başta olmak üzere...
-Mahalle Muhtarları.
-Mesleki Oda Başkanları.
-Sivil Toplum Örgütleri.
-Mihalıççıklılar,Seyitgazililer,Sivrihisarlılar, Emirdağlılar...
-Eskişehir'de ki Karslılardan tutun da, Erzurumlular,Artvinliler ve daha ne kadar varsa.
Hepsi kıymete binecek.
Çünkü seçim geliyor...
Partiler birden hatırlamaya başlayacak bu yazdıklarımızı.
O nedenle...
Çok katılım olmasını istiyorsanız, düğününüzü derneğinizi hatta etkinliklerinizi bugünden başlayıp Mart sonuna kadar yapmaya çalışın.
Göreceksiniz, ortalık siyasetçiden geçilmeyecek...

........


Ne o WC yi gösterir gibi...
İstanbul'dan aracı ile gelen bir dostumuzun dikkatini çekmiş yol boyunca sıralanan tabelalar.
Sakarya ayrımına kadar belirli aralıklarla konulan tabelalarda Bilecik ve Antalya isimleri olmasına rağmen, aynı tabelalarda Eskişehir isminin olmamasına hiçbir anlam verememiş.
-"Çok ilginç! Sakarya var, Bilecik var, Ankara var hatta Antalya var ama, yol üzerinde olan Eskişehir ismi yok." dedi.
Hatta...
Yol üzerinde tehlikeli olmasına rağmen zaman zanan durmak suretiyle Eskişehir ismi olmayan tabelaları tek tek fotoğraflamış dostumuz.
-"Ne olur bunu yaz da, zaten yıllarca ihmale uğrayıp unutulan Eskişehir'in ismi bari yol tabelalarında unutulmasın" dedi.
N dersiniz? Dostumuz bu söylediğinde pek de haksız sayılmaz değil mi?
Geçtiğimiz 6 Ekim'de yazmıştık bu yazıyı.
Sonrasında sorunun halledildiğini, tabelaya Eskişehir ibaresinin koyulduğu açıklandı.
Bize bu konuyu yazmamız için arayan aynı dostumuz yine İstanbul'dan gelirken fotoğraflamış.
"Eskişehir" ismi büyük tabelada Bilecik ile Antalya arasında yer alması gerekirken, yanında ki direğe parmak tabela ile ancak konulabilmiş.
Yani...
120 km süratle gelirken görebilirseniz Eskişehir yoluna döneceksiniz.
Göremediniz, Sivrihisar'dan çıkacaksınız.
Dostumuz "Sözde halletmişler meseleyi. Parmak tabela koymuşlar. Tıpkı WC gösterir gibi" diye espri yaptı.
Çak güldük tabii.
Acaba...
TRT nin radyo reklamını gösteren tabelanın bile küçüğü olan bu Eskişehir tabelasını o direğe asıp "Artık sesleri çıkmaz" diyerek gülüyorlar mıdır acaba?
.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM

Köyün delisi minarenin tepesine çıkmış Tüm millet bir araya gelse de bunu aşağıya indirememişler
-Sana iyi bir yemek yaparız
-I-ıh, diye baş sallamış deli
-Seni gezmeye götürürüz Hadi in aşağı!
-I-ıh
... -Sana tatlılar yaparız!
-I-ıh
Bakmışlar olacak gibi değil, içlerinden biri,
-Delinin halinden deli ve dilinden de o anlar, demiş Şu yan köyün de bir delisi var Gidip hele onu getirelim
Dedikleri gibi olmuş Varıp diğer köyün delisini getirmişler ve minaredekini göstermişler Ne yap et, onu aşağı indir demişler
Komşu deli şöyle bir yukarı bakmış ve,
-Ömer, diye bağırmış
Tepede ki kendine bakınca,
-Tanıdın mı beni? diye sormuş
Onun hı-hı dediğini duyunca cebinden ufak bir çakı çıkarıp bunu ona göstermiş
-Ula görimisen bunu?
-Hı-hı
-Nedir bu elimdeki?
-Bıçak
-İneceksen in aşağı yoksa minareyi keseyrum!
-Tamam, tamam Kesme sakın Hemen iniyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi