1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK partililerin verdiği "Ama bu kadarı da fazla!" mesajı...

Sosyal Medya arkadaş sayfalarımda, aralarında dostlarımın da bulunduğu AK partili insanlar var…
özellikle şu son birkaç gündür dikkatlice takip ediyorum kendilerini.
Bildiğiniz üzere geçtiğimiz Cuma gecesi, eşi benzeri olmayan bir olay yaşandı ülkede.
Gece saatlerinde, 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Bu yasağın duyurulmasıyla birlikte insanlar kendini alışveriş için sokağa attı.
Sosyal mesafe diye bir şey ortadan tamamen kalktı.
İnsanlar fırınlarda, marketlerde üst üste alışveriş yaptı.
Bu karara, gerek bilim adamları gerekse kamuoyu büyük tepki gösterdi.
Bir çuval incirin berbat edildiği, o güne kadar yapılan tüm çabaların boşa gittiği söylendi.
Hatta…
Bilim insanları içinde, “Bu güne kadar kürekle kar kürüyorduk, bu olayla birlikte üzerimize çığ düştü” diyenlerle,  “O gece sokağa çıkan herkes kendini 14 gün süreyle karantinaya almalı” diyenler oldu.
HHH
Her neyse…
Cuma akşamı alınan 2 günlük sokağa çıkma yasağı ve bu kararın ortaya koyduğu manzaraya tepki gösterenler arasında, işte yukarıda sözünü ettiğim AK Partili isimlerin neredeyse tamamı da vardı…
Sokağa çıkma kararının yanlışlığını eleştiriyorlardı herkes gibi…
Son derece ciddi bir hata olduğunu, bunun bedelinin ağır olacağını söylüyorlardı.
Hatta aralarında “Bu iş bu kadar beceriksizce nasıl yapılır?” diye sorarak tepkisini dile getirenler ve alınan, üstelik savunulan karar nedeniyle İçişleri Bakanına kızanlar vardı.
HHH

İçişleri Bakanı bu beceriksizliği üstlendi…
Başta tam tersini açıklamasına rağmen “Benim kararım, benim hatam. Sürece yakışmadı” dedi ve istifa etti.
Sosyal medya arkadaş sayfalarımdaki AK partililerin tamamı bu kez içişleri bakanına sahip çıkmaya başladı.
 Cumhurbaşkanının bu istifayı kabul etmemesi için birbiri ardına paylaşımlar yaptı.
Neticede Cumhurbaşkanı istifayı kabul etmedi, AK Partililer bu karardan dolayı memnuniyet paylaşımları ile geceyi kapattı.
HHH
Sonuçta!
Ortada, Cuma gecesi alınmış kötü bir karar var…
Bu karara AK partililerin çoğu tepki gösteriyor.
İçişleri bakanı “Alınan bu kötü kararın sorumlusu benim” diyor…
AK partililerin çoğu bu kez İçişleri Bakanına sahip çıkıyor…

Şimdi!
AK Partililer, eleştirdiği ve son derece yanlış olduğunu söylediği bir kararı “Ben aldım” diyen bakana istifası kabul edilmesin diye niçin sahip çıkar?
Bu dışarıdan baktığınızda büyük bir çelişki değil mi?
Aslında değil!
Neden mi?
çünkü bakana sahip çıkan AK Partililer, o kötü ve yanlış kararı söz konusu bakanın almadığını biliyor.
Bakanın bu kararı açıklamasında talimatı kimden aldığını da gayet iyi biliyor.

O yüzden…
AK Partililerin, suçu üstlenmesine rağmen içişleri bakanına sahip çıkması, bana göre, bakana o talimatı verene bir mesaj niteliği taşıyor…
Hatta…
Yine bana göre partililerin bu tavrı, asıl talimatı verene “Hata varsa çık ve  üstlen! Başkaları artık  senin hatana kurban gitmesin!” anlamı içeriyor…


.....


İnanılır gibi değil!


Şu salgın sürecinde yapılan yanlışları ve eksiklikleri bir an geliyor hoş görebiliyor insan…
Maske dağıtımındaki aksaklıktan tutun da, ekonomik paketin yetersizliğine, alınan kararların uygulamaya konulmasındaki aksaklıklardan, yine alınan yanlış ve eksik kararlara kadar pek çok sıkıntılı durumu idare edebiliyor.
Ancak öyle şeyler yapılıyor ki, ne hoş görmek ne de idare etmek mümkün…
örneğin…
Salgınla mücadele edilirken,  Kanal İstanbul ihalesinin yapılmasına bir türlü akıl sır ermiyor…
Salgınla mücadele edilirken,  göl kenarına saray yapılmasına anlam verilemiyor.
Salgınla mücadele edilirken, Atatürk havaalanının mevcut binaları dururken, var olan pistlerin üzerine hastane yapılıyor olması bir türlü anlaşılamıyor.
Salgınla mücadele edilirken, bürokratların yapacağı ikinci görevinden alacağı maaşların vergi dışı tutulması inanılır gibi gelmiyor insana.


.....


Biri çıkıp açıklasın neden verilmiyor?


Salgının başladığı ilk zamanlarda açıklanmıştı ekonomik tedbir paketi.
Bu paket içinde, maaşı 2 bin liranın altında olanların 5 bin lira kredi çekebileceği vardı.
Durumu bu şartlara uyanlar bankalara akın etti.
Bugüne kadar bu krediyi alan var mı bilemiyoruz.

Ancak…
Alamayanların çok sayıda olduğunu biliyoruz.
Nereden mi biliyoruz?
çünkü hemen her gün bu konuda aranıyoruz.
Arayanların çoğu, banka şubelerine gittiklerini, bu krediyi veremeyeceklerinin cevabını aldıklarını söylüyor.
Bir bölümü de, banka şubelerinden kendilerine “ancak 3 bin lira verebiliriz” denildiğini ifade ediyor.
Ortada bir “kredi alabilirsiniz” meselesi var ama krediyi çoğu kişi alamıyor, bir kısmı da yarısını ancak alabiliyor.
Bu neden böyle oluyor biri çıkıp açıklasa da, biz de bilmediğimiz konuda aydınlanıp, bizi arayan okurlara doğru bilgi verebilsek!


.....


Eskişehir’de ilkler…


•  Osmanlı’da ilk verginin alınması (Pazar Baçı)
•  Osmanlı’da ilk hutbenin okunması (Osman Bey Dönemi)
•  Türk tarihinin ilk modern haritasının çizilmesi. (1896)
•  İlk Temyiz Mahkemesi’nin açılması (1923)
•  İlk Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün kurulması (1925)
•  İlk eğitmen kursunun açılması (1936)
•  İlk Köy Enstitüsü’nün açılması (1940)
•  İlk Türk otomobili Devrim’in üretimi (1961)
•  İlk Türk lokomotifi Karakurt’un üretimi (1961)
•  Dünyada öğrencilerin kanlarını satarak kurduğu ilk tiyatro (1961)
•  Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı kupalarını kazanan ilk Anadolu futbol takımı (1970-1971)

•  İlk akülü yük aracı üretimi
•  İlk cadde süpürme aracı üretimi
•  İlk otobüs yıkama aracı üretimi
•  İlk damperli kamyon üretimi
•  İlk kantar üretimi
•  İlk jet motoru yenilemesi
•  İlk F-16 motoru üretimi
•  İlk helikopter parçası üretimi
•  İlk Türk 4×4 ticari aracı olan Türkar’ın üretimi (2009)


.....


Biraz da
gülmek lazım


Şiddetli ishal olan Temel, hastaneye kaldırılmış.
Doktor, kısa bir muayeneden sonra, hastabakıcıya talimatını vermiş:
-Hastamız şiddetli ishal, kendisini hemen tekerlekli sandalyeye oturtun ve ilgili servise götürün.
Hastabakıcı Temel’i tekerlekli sandalyeye koymuş ama yanlışlıkla koridorun sonundaki psikiyatri servisine bırakmış.
Aradan birkaç gün geçmiş. Temel’e ilk teşhisi koyan doktor, Temel’i psikiyatri servisinde görünce şaşkınlıkla sormuş:
-Yahu sen ishaldin, ne arıyorsun psikiyatri servisinde:
Temel kafasını sallamış:
-Ne pileyum, sizin hastabakıcı puraya ceturdi...
-Peki ishal durumun nasıl?
-Aynen eskisi gibi ama...
-Aması ne?
-Artuk kafama takmayrum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi