1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

AK Partinin seçim stratejisi detayları...

Daha önce de bu köşede yayınladık...
Ak Parti," Eskişehir'de Belediyeler nasıl kazanılır?" sorusuna cevap bulmak için bir firmaya geniş çaplı araştırma yaptırılmış ve bu araştırmanın sonucu da rapor haline getirilmişti.
Kısaca hatırlatalım bu raporda neler yazdığını.
Birincisi: "Büyükerşen'e zarar verecek, onu zor duruma düşürecek politikalar geri teper" deniyordu raporda.
İkinci olarak: "Büyükerşen'e yönelik saldırı, arkasında gevşemeye başlamış desteği de tahkim eder" ibaresi yer alıyordu.
Üçüncüsünde ise: "Büyükerşen'i kendi kulvarında kimse geçemez, acilen kulvarı değiştirmek lazım" uyarısında bulunuluyordu.
Dördüncü olarak: "Şehrin genel dokusu ve hassasiyetleri dikkate alınmalı. MSP-RP-FP çizgisi yerine, Merkez sağın devamı görüntüsü içinde olunmalı. Eskişehirlilere, şehrin kazanımlarının aynen korunacağı güvencesi verilmeli"
Raporda yer alan en önemli husus da bize göre Beşinci sırada yer alan konuydu.
Aynen şu ibarelerle anlatılıyordu mesele:
-"Eskişehirlilere, şehirlerinin önemli ve kıymetli bir kent olduğu söylenmeli. Bunun farkında olunduğu kesinlikle gösterilmeli. Onlara sürekli iltifat edilmeli. Daha sonra, şehrin kıymetini arttıracak, Eskişehirlilerin şehirleriyle duydukları gururu pekiştirecek vaatlerde bulunulmalı. Somut icraatlar şehrin duygu ve hassasiyetlerine hitap etmiyorsa hiçbir mana taşımayacaktır"
Söz konusu raporda yazılanlar, Eskişehir'de AK Partinin bu güne kadar yapılan seçimlerde hep göz ardı ettiği ve bunun sonucu olarak da seçimi kaybettiği detaylar olarak karşımıza çıkıyor.
Ve bu detayların ardında yatan gerçek ise, AK partinin önümüzde ki seçimlerde stratejisini tamamen bu raporda ki uyarılar çerçevesinde yürüteceğini gözler önüne seriyor...
İki dönem, bu detayların göz ardı edilmesi ile kaybedilen seçimin bu kez, böyle bir strateji ile kazanılması hedefleniyor.
Tutar mı?
Bunu elbette zaman gösterecek...
-----------------------------
CHP'de herkes "Benim işim tamam" diyor
CHP'nin Odunpazarı adayının kim olacağı büyük merak konusu.
4'ü resmi, biri ise gayrı resmi 5 aday adayı var.
Aday adaylarından Jale Nur Süllü, bürokrat olduğu için bu hafta sonuna kadar istifasını verip, resmi aday adaylığı ilanında bulunacak.
Böylece...
CHP'de 5 aday adayı, Odunpazarı adayı olabilmek için potaya girmiş olacak.
Söylenilenlere bakılırsa CHP'de ki 5 aday adayı da umutlu.
5 Aday adayı da, Odunpazarı adayı olarak kendi isimlerinin telaffuz edileceğini söylüyor.
5 aday adayından her biri "Benim işim garanti" diyor.
Bu elbette mümkün değil.
5 Aday adayından biri, gülecek, diğerleri üzülecek.
Belli mi olur? Belki de 5 ismin dışında bir isim hiç hesapta yokken gelip adaylığa oturacak.
Sürecin artık sonuna geliniyor.
Aralık ayının ortalarında CHP Odunpazarı adayını açıklayacak.
Bakılım kim sevinecek? Kimler üzülecek?
-"Benim işim garanti" diyen isimlerden hangisi haklı çıkacak?
Hep birlikte göreceğiz...
---------------------------
Bu kıyaslama her halükarda olacaktı...
50'li yıllarda, Sanayileşmeye ayak uyduramadı Eskişehir...
Çevre illerin merkezi olma özelliğini yitirmeye başladı.
Bu nedenle, 6 ncı sıradan 26 ncı sıraya gerileyiverdi zaman içinde.
Yaşanan olumsuzluklara ilave olarak, Eskişehirspor'un başarılardan giderek uzaklaşması tuz-biber oldu.
İşte; böyle bir moral bozukluğu içinde olan Eskişehir'in, elinde gurur duyabileceği bir tek Anadolu Üniversitesi kalmıştı.
Bu Üniversite'den mezun olup giden her öğrenci, Eskişehir'i de, mezun olduğu Üniversiteyi de hiç unutmadı.
Bunların yanı sıra...
Unutmadıkları da bir isim vardı.
O isim ise...
Diplomalarının altında imzası olan Rektör Yılmaz Büyükerşen idi.
Siyasete girdiği an Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin altında yatan algı, "Anadolu Üniversitesini bu hale getiren biri Eskişehir'i de iyi bir şekle sokar" algısından başka bir şey değildi.
O yüzden ne yaparsa destek oldu şehrin büyük bölümü.
O nedenle sahip çıktı yaptığı her işe.
Ve o sebeple yapılan her şey sahiplenildi.
Çünkü...
O artık, Eskişehirlilerin gurur duyacakları ne varsa arkasında ki müellif konumuna gelmişti.
İşte bu konumu da, ikinci ve üçüncü seçim galibiyetlerini de beraberinde getirdi.
Şimdi...
Orta yerde marka bir isim var...
Eskişehir'in en moralsiz yıllarında, Rektörlük yaptığı Üniversiteyle Eskişehirlilere moral olmuş bir isim.
Bu isim...
-Üç dönem üst üste seçim kazanarak, kırılması zor bir rekora imza atmış...
-Aday olduğu partisi oy anlamında yerlerde sürünürken, sırf ismiyle seçim kazanmış...
-Öyle ya da böyle Eskişehir'i son yıllarda Türkiye, hatta Avrupa'da konuşulur hale getirmiş.
-Yaptığı işler, ülke genlinde itibar görür olmuş.
O nedenle...
Bu güne gelinceye kadar hep şunu söyledik:
-"Böyle bir ismin karşısına hangi ismi aday olarak çıkartırsanız çıkartın, kamuoyu mutlaka bir kıyaslama yapacaktır. Bu kıyaslama da muhtemelen Büyükerşen'den yana olacaktır" dedik.
Hatta çoğu zaman da...
-"Büyükerşen'in Belediye başkanlığı sonrasında bile bu kıyaslama olacaktır. " diye iddiada bulunduk.
O nedenle...
AK Partinin açıklanan Büyükşehir Belediye Başkan adayı ile Büyükerşen'in ilk etapta teraziye konularak kıyaslanması elbette normal.
Bu kıyaslamada, Büyükerşen'in ağır basıyor olması da gayet normal.
Zira...
Benzeri kıyaslama, aday olarak bir başka isim de, hatta bakan da konulmuş olsaydı, aynı şekilde olacaktı.
O yüzden...
AK Parti adayının Büyükerşen ile kıyaslanması ve bu kıyaslama neticesinde yarışa 3 adım geriden başlayacak olmasına yönelik algı gayet normal...
Ancak...
Burada asıl mesele, AK Partinin belirlediği aday isminin, önceki seçimlerde belirlenen isimlerle aynı kategoride olup olmadığında yatıyor...
Eğer...
-"AK Partinin Büyükşehir adayının, önceki belirlenen adaylarla hiçbir farkı yok" değerlendirmesi ağır basıyorsa, yapılacak seçimin galibinin kim olacağını tahmin etmek zor olmayacaktır.
Eğer...
-"AK Partinin Büyükşehir adayı bu kez önceki adaylardan daha farklı" değerlendirmesi ağır basarsa...
İşte o zaman, önümüzde ki seçimler bir hayli keyifli ve çekişmeli geçer gibi geliyor...
---------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Üç arkadaş, üçü de birbirinin canı. Tek sorun yaşlarının artık fazlaca kemale erip, eşlerinin pek de genç olması. Günlerden bir gün biri diğerlerine:
- Beyler benim keyfim çok kaçık. Karım beni aldatıyor galiba. Üstelik de bir marangozla.
- Olmaz öyle şey, sen içini ferah tut, bizimkiler aldatmaaz... Ama nerden anladın?
- Karyolanın altında hep tahta talaşları görüyorum.
Derken ikincisi de karısından kuşkulanmaya başlar. Onun takıntısı da bir boyacı. Kuşkularının ana sebebi de karyolanın çevresindeki farklı renklerdeki çizikler ve üstüne üstlük bulunan iki adet fırça kılı.
Aradan zaman geçer ve nihayet üçüncüsü utana sıkıla derdini döker ortaya.
- Arkadaşlar benim derdim hepinizden büyük, üstelik tam bir felaket. Karım beni aylardır bir at ile aldatıyor.
Diğerleri:
- Saçmalama lan olmaz öyle şey!
- Nasıl olmaz? Ne zaman karyolanın altına baksam hep aynı jokeyi görüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi