
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
AK Parti'yi bitiren AK Partililer!
Bakın! Şu Gar’da yaşanan “sürgün” hikâyesi son derece ilginç!
Neden ilginç biliyor musunuz?
Bu hikayenin özelliği; AK Parti’yi, AK Partililerin bitirdiğinin en somut örneklerinden biri olması.
Bu konuya geleceğiz tabii ki, ama önce hikayeyi bir aktaralım.
Efendim! Tıpkı Hava limanlarında olduğu gibi Gar binasında da VİP hizmetinin sunulduğu bir birim var.
Bu birim, milletvekilleri ve bakanlar gibi, seçilmişlerle, üst düzey atanmış bürokratlara hizmet sunmak, seyahatlerinde kolaylık sağlamakla görevli bir birim.
Söz konusu bu birimin 4 tane deneyimli ve işini de iyi yapan personeli var.
Görevleri; yukarıda da söylediğimiz şekilde VİP özelliğini üzerinde taşıyanlara, imkanlar ölçüsünde hizmet vermek…
Görevleri sadece bu… öyle, yoktan var etme yetki ve kudretleri falan da yok bu görevlilerin.
***
Her neyse…
Eskişehir’in AK partili kadın milletvekilinin yine kadın olan danışmanı bir gün geliyor Gar binasına…
VİP hizmetinden yararlanma hakkı olmamasına rağmen “Benim acilen Kars’a gitmem lazım. Bana acilen biletleri ayarlayın” diye talimat veriyor VİP görevlilerine…
Görevliler “Olsa dükkan senin” misali “mümkün değil. Bilet yok” diyorlar…
Milletvekili danışmanı “Vay siz misiniz bunu diyen!” diye başlıyor verip veriştirmeye.
Ardından da “Siz görürsünüz!” diyerek sallıyor parmağını ve gidiyor.
Danışman gider gitmez dediğini de yapıyor iyi mi?
Danışmanlığını yaptığı milletvekiliyle birlikte, Eskişehir Gar binasında çalışan 4 VİP görevlisinin görevden alınması için başlıyorlar çalışmaya…
Genel müdürlüğe hitaben, Milletvekili başlıklı kâğıtlara yazılar yazıp, telefon üzerine telefon ederek “Alın bu insanları bu görevden” kampanyası yürütüyorlar bildiğiniz…
***
Genel müdürlük, AK Partili vekilden gelen bu baskı üzerine çaresiz kalıyor ve Eskişehir Gar’ındaki 4 VİP görevlisinin yerini değiştiriyor.
Aslında yapılan yer değişikliği falan değil. Bildiğiniz sürgün ediliyor 4 VİP görevlisi.
Yaşanan olay CHP milletvekilleri tarafından kamuoyuna duyuruluyor.
AK Parti içinden de bazı isimler de yaşananların doğru olmadığı ve VİP görevlisi 4 personelin haksızlığa uğradığına ilişkin Ankara’da çaba harcamaya başlıyor.
Bu arada ilginçtir, sendika da, 1,5 yıl önce yaşandığı söylenen bir olayı referans göstertmek suretiyle, yaşanan sürgün olayını savunan bir açıklama yapıyor.
Konu külliye’ye kadar gidiyor ve TCDD Taşımacılık A.Ş Genel müdürlüğü “Siz ne yaptınız?” diye uyarılıyor
Neticede…
Genel müdürlük sürgün olayından geri adım atıyor ve bir önceki yazı ile görevden aldığı 4 VİP görevlisini, bir sonraki yazı ile görevlerine iade ediyor.
Böylece haksızlık da ortadan kalkmış oluyor.
***
Şimdi gelelim yazının başlığındaki “AK Parti’yi bitiren AK Partililer” meselesine…
Efendim! AK Partili milletvekili danışmanına “bilet yok” dediği için görevlerinden alınıp sürgün edilen 4 VİP görevlisinden biri, AK Parti’nin Eskişehir’de kuruluşunda yer alan, zaman zaman da yönetimlerde bulunan bir bayan.
Eskişehir’de yılların demiryolu çalışanlarından birisi…
Tanıdığımız kadarıyla çalışkan, işinde tecrübeli, mütevazi ve siyasi konumunu bırakın kullanmayı, hissettirme girişiminde dahi bulunma gereği duymayan bir kişi.
Dahası…
Talep etmesi halinde daha üst görevlere rahatlıkla gelebilecekken, kendi işini iyi yapma gayret ve olgunluğu içinde olan da bir isim.
İşte bu isim, kurucusu olduğu partisine yıllar sonra hasbelkader milletvekili ve danışmanı olmuş birileri tarafından, haksız yere görevden alınıyor, sürgün ediliyor…
***
Sonuç olarak:
Erdoğan hani zaman zaman çıkıp “Bize yeni ömer’ler, Ayşe’ler” lazım diyor ya…
Tam tersi, sahip çıkılmayan ömer’ler, Ayşe’ler harcanıyor, elden gidiyor…
Uluslararası iktisat’ın “Kötü para iyi parayı kovar” kuralı misali, AK Parti’de de kötü partili, piyasada iyi partili bırakmıyor!
.....
Keşke!
Cinsel taciz ve tecavüze uğrayan çocuklar.
Cinsel taciz ve tecavüze uğrayan, cinayete kurban giden kadınlar.
Akıl almaz ihmallerin yol açtığı ölümler.
Sınır ötesi girilen savaşlar.
Ekonominin içine düşmüş olduğu o kötü durum.
İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk…
2019 yılında “kötü” adına ne varsa yaşadı bu ülke.
Koskoca bir yıl yüzü gülmedi bu ülke insanının.
Halbuki bir önceki yılın son gününün son dakikalarında tek bir dileği vardı insanların:
“Sevgi, barış, güzellik, mutluluk ve huzur”
Sağlık ve para’nın önüne koydu bu dileğini pek çok kişi.
Zira…
Sevginin olmadığı, güzelliğin yerini acı ve gözyaşına bıraktığı, mutluluğun yerini umutsuzluğun aldığı ve huzurun yerine korku ve endişenin kapladığı bir yılı kapatıyordu milyonlarca insan.
Dileklerin hiçbiri tutmadı iyi mi?
Keşke 2019 u yaşamadan direkt 2020 yılına geçmiş olsaydık.
Umarım, 2021’in son gününde aynı temenni içinde olmayız…
.....
ülkelerin kendine ait stratejik bir şeyleri olmalı yani…
Amerikan Federal Hükümeti ekonomiyi yeniden canlandırmak için her bir Amerikan vatandaşına 600 dolar tutarında bir parayı dağıtmayı karara bağlamış.
Marc Faber adlı işadamı bunun üzerine mizahi bir çağrı yayınlamış:
"Benim sevgili Amerikalı vatandaşlarım
Eğer bu parayı Wal-Mart'da (Alışveriş merkezi) harcarsak, para çin'e gidecek...
Eğer bu parayı benzin almak için harcarsak, para Araplara gidecek.
Eğer bilgisayar alırsak, para Hindistan'a gidecek...
Eğer sebze, meyve alırsak para Meksika'ya, Honduras'a ve Guatemala'ya gidecek.
Eğer bir araba almayı düşünürsek bu para Japonya veya Almanya'ya gidecek.
Eğer hediyelik bir şeyler alırsak para Tayvan'a gidecek...
Sonuçta bir kuruşu bile Amerikan ekonomisi için yarar sağlamayacak.
Bu parasal yardımı Amerikan ekonomisi içinde tutmanın tek yolu, parayı bira ve fahişelere harcamaktır.
Sadece bu iki sektörde ulusal üretim yapabilmekteyiz.
Ben kendi adıma bu yolda faaliyet gösteriyorum.."
***
Bu mizahi çağrıyı okuyan bir İtalyan ekonomist şöyle bir yanıt verir:
"Sevgili Marc,
Amerika'nın iktisadî durumu gerçekten pek iç açıcı değil.
üzülerek bildiriyorum ki, Budweiser bira fabrikasını da çok uluslu bir Brezilya şirketi olan Ambev satın aldı.
Böylece Amerikalılar için yalnızca fahişeler kalmış oluyor.
Eğer fahişeler de kazandıkları parayı çocuklarına göndermek isterlerse, bu para doğrudan buraya yani Roma'ya gelir...
Bilgine…"
Yazı hoşumuza gittiği için köşemize aldık.
Vermek istediğimiz herhangi bir mesaj falan yok…
Ancak…
Yine de yazıyı okuduktan ve köşemize almaya karar verdikten sonra kıssadan hisse olarak “ülkelerin kendilerine ait özellikle de stratejik önem arz eden bir şeyleri mutlaka olması gerekir.” Diye de düşünmedik değil hani…