
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ALMANYA ÖNEK ALINMALI
Almanya, uluslararası terörle mücadele yasalarını sertleştiriyor. Hatta Türk iç işleri ve güvenlik yetkilileri ile PKK'nın finans kaynaklarına karşı, ortak mücadele etme kararı aldıkları söyleniyor ama siyasi iktidar, terör karşısında, "ALMANYA" kadar, karalı değildir.
Nitekim Almanya'nın, Münih kentinde, geçen ay yapılan bir eylemde, terör örgütü PKK lehine açıklamalarda bulunan ve örgütü simgeleyen, bez parçası havaya kaldıran, Sol Parti Milletvekili Nicole Gohlke'nin, dokunulmazlığı kaldırıldı.
Siyasi iktidar ise açılım süreci ile PKK' yı, muhatap alıp, meşrulaştırırken, Almanya, PKK' yı, terör örgütü olarak, kabul ediyor. Propaganda yapan Milletvekili de olsa hak ettiği cezayı veriyor. Bizde ise bırakın, PKK propagandası yapan milletvekillerini, PKK ve yandaşlarına müdahale eden askere, taş milletvekili, hala meclistedir.
Ayrıca PKK'nın faaliyetleri, 1993 yılından itibaren Almanya'da yasaktır. Berlin'deki yetkililer, PKK'nın, Almanya'daki gizli faaliyetlerine karşı operasyonları, daha da sıklaştırma konusunda karar aldıklarını da kaydediyor. Almanya'da son aylarda, PKK'nın finansal kaynaklarının kurutulması amacıyla, çok sayıda operasyon düzenlemiş, örgüte ait pek çok belgeye, bilgisayara el konulurken, onlarca PKK üyesi hakkında da soruşturma açılmıştı.
Diğer yandan, Federal Parlamento'nun Güvenlik Komisyonu, PKK'nın Almanya'da, terör örgütü olarak kabul edildiğini ve bu yüzden PKK kamplarındaki eğitiminin de söz konusu yasa kapsamında suç sayılacağını vurguladı.
Türkiye ise açılı süreci ile PKK' yı meşrulaştırdı ve muhatap aldı. Sonu belli olmayan, Açılım süreci ile ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, " Çözüm süreci, kararlılıkla devam ettirilecektir. " dedi. Ancak PKK ve yandaşlarının, Açılım süreci ile beklentisi, açık ve nettir. " DEMOKRATİK ÖZERKLİK!" , daha sonra da bağımsız KÜRDİSTAN' dır.
Nitekim BDP Milletvekili Bengi Yıldız, Neşe Düzel'le, Taraf Gazetesi'ne yaptığı röportajda KCK/PKK ile Türkiye'den, ayırmak istediği toprakları/sınırlarını çizdi. Onlara göre Demokratik Özerk Kürdistan, tarihsel ve coğrafi olarak nereyi kapsıyorsa orayı kapsıyor. Bu, Sivas Koçgiri'ye kadar olan sınırdır aslında. Maraş'ın bir kısmı, Erzincan, Malatya... Elazığ... Tarihsel olarak Erzurum, Van, Ağrı... Batman, Diyarbakır... Aslında Doğu ve Güneydoğu'nun tamamıdır. Coğrafi olarak baktığınızda, Osmanlı zamanında da Kürdistan'ın sınırlarıdır" dedi.
Kürt raporları ile iktidara açılımın, yol haritasını hazırlayan, CIA ajanı ABD'li Profesör Henri Barkey, yeni kehanetlerde bulundu. Ona göre "Türkiye'nin de, "çok ideolojik bir ülke" olduğunu ileri sürdü. Barkey, "...çatışmanın, ülkeyi gelecek haftalarda, nereye taşıyacağına dair tahmininin, sorulması üzerine, gerilimin artacağı ve kriz dönemlerinin olacağını iddia etti.
Columbia Üniversitesi Barış-İnsan Hakları Enstitüsü Direktörü ve AKP iktidarının ısrarla sürdürdüğü, açılım sürecinin mimarlarından David L. Phillips, PKK'nın "terör örgütü" listesinden çıkarılmasını istekten sonra, Irak Kürdistan Bölgesi"nin bağımsızlığına destek verilmesini istedi. Phillips, "Bu süreçte yaşanan gelişmeler, Suriye Kürtleri ile PKK'yı bir araya getirdiği gibi, Irak Kürtleri ile bir araya gelmelerini ve dolayısıyla Kürt birliğini de sağladı. Irak Kürdistanı, dünyada bundan sonra ilan edilecek, ilk bağımsız devlet olacak" sözleri ile de gerçek hedefi açıladı.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise "...Burada kendi anadillerimizle, Kürtçenin, Arapçanın lehçeleriyle, Ermenice, Süryanice ile bu toplum artık kendi diliyle hizmet almanın aşamasına geldi. Biz bunları devletten beklemeyeceğiz. Ders kitaplarımızı kendimiz basacağız. Her dilde matematik kitabımız da olacak, coğrafya kitabımız da, çocuklarımıza bizler kendi imkânlarımızla eğitim vereceğiz" diyerek asıl niyetlerinin özeklik olduğunu, net bir şekilde ortaya koydu.
Siyasi iktidar, "AÇILIM" la, PKK terörü bitirilecek, annelerin gözyaşı da dinecekti. Tam tersi oldu. PKK güçlendi ve terörü, hız kazandı, annelerin gözyaşı da artarak akmaya devam ediyor.
Ayrıca Eski İçişleri Bakanı ve Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, "Güneydoğu'da Devlet kalmadı. Kürt kökenli olmayan vatandaşlarımız, göçe zorlanıyor. Topraklarını, işyeri ve evlerini yok pahasına elden çıkarıyorlar." iddiasında bulundu.
Şu bir gerçek ki ülkemizde terör, kararlı ve cesur bir siyasi irade ile bitirilebilir. Türk halkı bunun farkında ama ne iktidar, ne de muhalefet, siyasi çıkar için, bu alanda kararlı bir irade göstermiyor. Bilakis siyasi çıkar için, etnik milliyetçiliği körükleyecek beyanlarda bulunuyorlar. Oysa terör ve etnik milliyetçilik karşısına, iktidar ve muhalefet, Almaya gibi, karalı tutum izleseler, söylem ve icraatlarına dikkat etseler, siyasi irade de terör karşısında gereğini de yapsa, ülke huzura kavuşacak, sorunda kendiliğinden çözülecektir.