7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)
AN-KARA
''Orta Anadolu'daki bir avuç toprak parçası dışında Anadolu, dönemin emperyalist güçlerince paylaşılmıştı... Hükümet Merkezi İstanbul işgal altındaydı ve Yunan orduları durmadan İç Anadolu'da ilerliyordu. Ülkenin her bir yanından işgalci güçlerin yaptığı zulme ilişkin acı haberler geliyordu. Fakat, bu haksızlık, bu zulüm bir büyük Ulusa yapılmaktaydı ve aynı Ulus, işgalci güçlere yem olamayacak kadar onurluydu ve şanlı bir geçmişe sahipti... Nitekim, Batı Anadolu'da zeybekler, Güney'de, Güneydoğu'da ve Doğu Anadolu'da yerel milisler işgalci güçlere karşı tüm güçleriyle direniyor ve bu ağır cezanın hiçbir şekilde hazmedilemeyeceğinin işaretlerini veriyorlardı... Bağımsızlık kaçınılmazdı fakat bunu yerel milislerle ve yerel çarpışmalarla başarmak bir o kadar güçtü... Milli Mücadeleyi Ulusal Kurtuluş Savaşı'na dönüştürecek ve yerel güçleri toparlayacak bir lider, bir önder gerekiyordu.''
  1919'un genel görünüşünde Anadolu manzarası böyleydi. Ülkenin kara günleriydi. Aranan önder Samsun'dan bir güneş gibi doğarak Anadolu yaylasını aydınlatmaya başlamıştı. Memleketin dağında, ovasında özgürlük ve bağımsızlığın çoban ateşleri yakılmaktaydı. 
  Kızılca Gün'de Ankara halkı, Mustafa Kemal Paşa'yı bağrına basıyordu:
''Silindi mi maşrapamın kalayı
Dizildi mi Seymenlerin Alayı
Düşmanları öldürmenin kolayı
Koç gibi meydanlarda dönenlerdeniz
Biz Vatan uğruna ölenlerdeniz''
  Artık, Ankara kurtuluşun müjdeli bir şehridir. Türklüğün kahramanlık destanının söylendiği kutsal beldedir. Faruk Nafiz'in büyülü söyleyişinde gizlidir Ankara'nın adı;
 ''Bu hıyaban ebediyet yoludur
  Gider Allah'a kadar burdan ucu
 Karşıdan bakma geçerken yolcu
 Belki bir dert ile bağrın doludur
 Bu hıyaban avutur cümle yası
 Dinlen altında yeşil bir dalının
 O kızıl saçlı zafer kartalının
 Bu hıyabanda kurulmuş yuvası
 Toprağın gölgesi vurmuşken aya
 Sildi bir hızla bu kartal kanadı
 Bil ki beyhude gönül bağlamadı
 Nice dullarla yetimler buraya
 Evliya uğrağıdır, sanki bu bağ
 Gözünün sürmesi bil toprağını
 Her gören der ki, bu cennet bağını
 Bu sular kevser, ağaçlar tuba "
     Ümitlerin gerçekleştiği bu gazi şehirden türküler haykırır  Türk yiğitleri:
''Ankara'nın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak
Biz düşmanı esir ettik
Şu feleğin işine bak
Pek şanlıyız
Ankara'nın taştır yolu
Her tarafı asker dolu
Artık yetiş Kemal Paşa
Kan ağlıyor Anadolu
Pek şanlıyız
Ankara'da şanlı ordu
Her tarafa çadır kurdu
Türk ordusu karşısında
Zalim düşman kaçıyordu
Ankara'dan uçan kuşlar
Aydın yaylasında kışlar
Düşman bize teslim oldu
Kolu nişanlı çavuşlar
Pek şanlıyız ''
   Ankara; kurtuluş ateşinin tutuşturulduğu yerdir,  Milli Marşımızın yazıldığı mekândır, başkentimizdir. Şairin dediği gibi bahtı karaların dertlerine çare bulunan beldedir;
''Ankara, Ankara, güzel Ankara,
Seni görmek ister her bahtı kara. 
Senden yardım ister her düşen dara,
Yetersin onlara güzel Ankara.''
 Kurtuluşun, mücadelenin, kahramanlığın şehrinde şimdi pusular kuruluyor, aziz milletimizin birliğine. O lanetli pusular, defalarca kanatmıştır yüreğimizdeki yarayı;
 '' Alaca karanlığında gök yalanların büyüttüğü bir sızıdır
  Yağız bakışlı halkın mor dağlarındaki korku
  Kışkırtılmış bir ihanetin soluğu düşerken ortalığa 
 Aldanmış bir isyanın sorgusundadır gözler
 Nifakın soysuz yüzüdür acılar üstünde sırıtıp duran 
 Bu gönül yangınını boz bulanık Fırat mı söndürecek
Kızıl bir kamadır gelir kederleri kanatır
Bedenler parçalanır can bedenden ayrılır
Kan kardeşliği biter mi Çanakkale'de yemini edilen
Fitnenin öfkesi sarınca meydanları mateme büründü gökyüzü
Bir Davut yıldızıdır görünen ve nefreti içinden parlayan
Birliğin anlamını şimdi söylesin kaygısı vatan olanlar''
         Çözüm sürecinin bataklığında boy atan bugünkü terör, büyük ve asil milletimize acılar verse de biz bu tuzakların üstesinden geliriz. Mandacı zihniyeti yerli işbirlikçileriyle yine karanlıklarına gömeriz. Gevşemeyelim, yılmayalım, ümitsizliğe düşmeyelim.
   Ankara, yılgınlığı değil zaferi müjdeler. Ankara, çaresizliklerin dermana dönüştürüldüğü yerdir. Ankara; Kuva-yı Milliye'nin, Cumhuriyet'in, Atatürk'ün  şehridir. Ankara, teslimiyetin değil, düşmana karşı koymanın, eğilmemenin, dik durmanın kale burcudur. Ankara,  Sakarya Zaferi'dir. Ankara, bozkırın baharıdır.