AK Partinin, "ÇÖZÜM SÜRECİ" hakkında, ne parti milletvekilleri, ne de parti tabanı ve kamuoyu bilgi sahibidir. Çözüm süreci hakkında kamuoyunda, pek çok senaryo var. Taraflar arasındaki çelişkili beyanatlar ise kamuoyunda, kaygı ile izleniyor.
Çözüm sürecinde, en öncelikli istek anadille eğitimdir. Çünkü millet olmada, en önemli unsur dildir. O nedenle de PKK ve DTP' nin anadille eğitim istekleri hiçte masum istek değil. Örtülü de olsa Anadille eğitimin hedefi açık ve nettir. Hatta Batı ülkelerinin yıllarca hayal ettiği "SEVR" i hayata geçirmektir.
Nitekim Lozan 'da, Lord Curzon bugüne dair bir tehdidi : "ONLARA (Kürtlere)" ALFABE VERDİĞİMİZ GÜN GÖRÜRSÜNÜZ " diyerek, bugün gündemde olan anadille eğitimi isteğini, yıllar önce gündeme getirmişti.
AK Parti Hükümetinin, 'açılım' politikası sürecine paralel olarak YÖK'ün izin verdiği Mardin Artuklu Üniversitesi'nde, "Türkiye'de yaşayan dill er enstitüsü" açılması yönündeki karar Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. Bu kararla birlikte kurulacak enstitüde Kürtçe bölümü de yer alacak. Karara, tepki gösteren siyasetçiler ve eğitimciler ise enstitü kurulmasının amacının, Kürtçe bölümlere hazırlık olduğunu belirterek, "Bu bölümden mezun olacaklar nerelerde istihdam edilecek?" sorusunun cevabını beklediklerini söylediler.
Gazi Üniversitesi Rektörü Rıza Ayhan, enstitü açılmasının gelecekte Kürt dili edebiyatı bölümlerinin açılmasının hazırlığı olduğunu belirterek, "Bu karar ilk alındığında YÖK Başkanı'na, gazeteciler 'lisans eğitiminden vazgeçildi mi'sorusu soruluyor ve hayır yanıtı alınıyor. Önce hocalarını yetiştireceğiz, ondan sonra lisans programlarını açacaklarını açıkça söylediler. Ben bunu da eğitim olarak, sosyolojik olarak, eğitim siyaseti olarak doğru bulmuyorum." demişti.
Anadille eğitim, DTP ve PKK'nın söylemidir. Önce etnik dil olgunlaştırılacak. Bunun için de önce öğretmen yetiştirilecek, daha sonra eğitim vermeye çalışılacak. Yani ikinci bir dil, yaratılmaya çalışılıyor. Oysa eğitim dili Türkçedir. İkinci bir dil geliştirmek ve o dile statü kazandırmaya gayret sarf etmek, Anayasasında yer alan Üniter yapının ve Ulus devlet yapısını, ihlal edecek mahiyettedir. Yaslarımıza da aykırıdır.
Emperyalist güçler ve dış ve iç şer odakları, bugün de anadil safsatası ile amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Türkiye'de, yalnız bir etnik gruba, verilecek tavizler veya haklar ve anadille eğitim, "ATEŞLE OYNAMAK" tır. Çünkü Türkiye'de, yalnız Kürtler yok. AKP' ye göre, 36 etnik grup var. Ancak bugün, hiçbirinin, diğerinden farkı yok. Etnik gruplara, ayrıcalıklı haklar verilmesi, Özellikle de, "ANADİLLE EĞİTİM" Türkiye için felaket olur. Çünkü dil bir etnik grubun, millet olmasında en önemli unsurdur.
Ayrıca PKK yandaşları Anadille eğitim isterken, Doğu ve Güneydoğu'da yalnız Kürtler değil, "Zazaların", "Türkmenlerin", "Azerilerin", "Arapların", "Süryanilerin", "Keldanilerin", "Ermenilerin", "Yezidilerin", ayrıca sayıları az da olsa "Çerkez", "Çeçen ve Abaza" kökenli toplulukların da yaşadıkları unutuyorlar..
Anadille Eğitimin, gerekçesi olarak, temel hak ve özgürlükler, gösterilmektedir. Bu açıdan düşünüldüğünde bir insanın anadilini öğrenmesi ve onunla eğitim görmeyi istemesi şüphesiz ki bireyin, en doğal hakkıdır görüşü öne sürülüyor. Ancak ülkemizde, anadille eğitim isteyen kesimlerin amacı, üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Yani ayrı bir millet olma hedeflenmektedir.
Anadille eğitimin gerekçesi ise "Kopenhag Kriterleri"dir. Bu anlaşmanın,"Ulusal azınlıklar, etnik, kültürel, dilsel ve dinsel kimliklerini, her türlü asimilasyon girişiminden, ayrı olarak, koruma ve geliştirme hakkına sahiptir ve dilsel ayrılığı olan etnik topluluklar, azınlık sayılacak, kendi dillerinde serbestçe eğitim öğretim ve yayın hakkına sahip olacaklardır." Hükümleri, kullanılarak, ABD ve AB, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, yüz sene önce dayatılan, SEVR sömürgeciliği, yeniden hayata geçirmek istiyorlar.
Anadille eğitim ve demokratikleşme adı adlında etnik guruplara hak verilmesi Türkiye' nin, parçalanmasına neden olacaktır. Nitekim, BU MODELLE SOVYETLER; SAVAŞSIZ, İŞGALSİZ VE MÜDAHALESİZ BİR BİÇİMDE ÇÖKERTİLMİŞTİR. YUGOSLAVYA VE IRAK BÖYLE PARÇALANMIŞTIR. Türkiye' de, bu modeller parçalanmak istenmektedir. .
Anadilde eğitim talebi, asla masum değildir. Ana dilde eğitimi, bilinçli bir şekilde dayatan parti ve buna taşeronluk yapan kesimlerin, asıl amacı Üniter yapıyı bozmak ve özerklik ve devlet isteklerinin de alt yapısını oluşturmaktır. Hala bu gerçeği göremeyen siyasiler ve kişi/kişiler, varsa ne denebilir ki?