4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ANAYASALAR UZLAŞMA METİNLERİDİR

AKP, ilk iktidar olduğunda, sürekli tedirginlik yaşattı. Özellikle de, " Laiklik, türban, imam hatip, TSK ve YÖK gibi konularda, çatışma doğuracak, bir macerayı göze alırlar mı?" kaygısı hep var oldu. 22 Temmuz seçimlerinde, oy oranını yükselterek, tekrar iktidar partisi geldi. Ancak AKP üzerindeki, toplumun bir kesiminin kaygı, şüphe, özellikle de önyargılar hala devam ediyor.
22 Temmuz seçiminden sonra, ülkenin hayati sorunları çözüm beklerken, Ak Parti, Batı tekniğiyle şark kurnazlığı yaparak, yeni anayasa çalışmaları gündeme getirdi. Bu amaçla Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki akademisyen heyetine yaptırılan çalışma Sapanca' daki toplantılarda netleşerek, kamuoyuna açıklandı.
Aslında Anayasa yapmak, güç bir iştir. Onun içinde ' Toplum Katılımı" ve " Ortak akıl" ve "Orta payda" gibi kavramların, çalışmalara hakim kılınması, toplumun tüm kesimlerinin önerilerinin, dikkate alınması olmazsa olmaz konumdadır. İsterdik ki Anayasa hazırlıklarını, AK Parti yanında, diğer siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, devletin önde gelen anayasal kurumları ve akademisyenlerde katılımı ile gerçekleştirilsin. Bu tutum, hem demokratik olacaktı, hem de hazırlanan anayasa toplumun tüm katmanları tarafından da kabul görecekti. AK Parti' nin hazırladığı Anayasa, toplumun büyük bir kesimi tarafından kabul görmediği gibi, sürekli de eleştiri ve tartışma konusu yapıldı.
O günlerde bir yazımda, Yeni anayasa, Atatürk ilke ve devrimlerinin budanması amacı gütmemeli, laiklik ilkesinin içini boşaltmamalıdır. Ülkemizin, üniter devlet yapısı ve ulusal birliğini zedeleyecek zemin hazırlamamalıdır. Ülkemizde dil ve eğitim birliğini bozacak ve Yargıyı da siyasallaştıracak, hükümler içermemelidir demiştik.
Hatta yeni Anayasada yer alacak olan egemenlik, vatandaşlık, YÖK, TSK, Yargı , laiklik gibi konulardaki her değişiklik, taraf olan kesimler tarafından dikkatle izlenecek ve tepki de gösterilecektir demiştik. Mevcut Anayasa' nın, ilk dört maddesinin korunması kamuoyunda olumlu bulundu ve kaygıları da biraz olsun gidermişti.
AKP hazırladığı yeni anayasa taslağını, bir türlü hayata geçiremedi. Sonuçta bugün referanduma sunulan Anayasa değişiklikleri ile yetindi. Bu değişiklikler, toplumda yeteri kadar kabul görür mü önümüzdeki referandumda görülecektir. Ancak AKP kurmayları 2011' de yapılacak olan genel seçimleri kazandıkları takdirde, yeni bir anayasa yapacaklarını sıkça vurguluyorlar. Mademki AKP, 2011 Genel Seçiminden sonra, yeni bir Anayasa yapacak, bu anayasa değişikliği neden yapıldı, ülkede gerginlik yaratıldı veya devlet 150 milyon TL zarara niçin sokuldu?
Şu bir gerçek ki AK Parti, toplumun bir kesimi tarafından hala tehlike ve tehdit olarak görülmektedir. AKP, bu kesimlerin güvenini kazanabilmesi için, kaygılarını ve önerilerini dikkate alarak, kendilerine dönük bir değerlendirme yapmaları gerekir.
Aslında Anayasa değişiklikleri, toplumun tüm kesimleri ile uzlaşarak yapılmış olsa idi, bu tartışmalar ve referandum olmayacaktı. Anayasa taslağı hazırlanırken, Hükümet ve AKP kurmayları, tüm kesimlerle uzlaşarak yapılacağı söylemişlerdi. Nitekim Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek'in, yeni anayasa taslağının hazırlık çalışmalarında hiçbir gizlilik olmadığını, taslağın her kesimin görüşü alındıktan sonra Meclis'e getirileceğini açıklaması, bu değerlendirmeyi yapacaklarının da bir göstergesi idi. Ancak bütün uyarılara rağmen, sözünde durmadı, kendi bildiğini okudu.
AK Parti iktidarı, "katılımcı demokrasi"den yana pek değil. AK Parti kurmayları ise sadece "kendileri gibi" düşünenlere güveniyor, onlarla işbirliği yapıyor, onlara danışıyor. Karşı eleştiri ve önerileri dikkate almadığı gibi, tepkide gösteriyor. Oysa her alanda muhalefet, yetkili ve etkili kesimlerle işbirliği, hem ülkeye, hem de Ak Parti'ye çok şey kazandıracaktır.
Muhalefet, Referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin, halkı değil, iktidarı daha da güçlendireceği, yargı erkinini vasiyet altına alacağı, Anti demokratik ve baskıcı bir düzenin hız kazanacağı kanısındadır. Aklıselim insanlarımıza göre de bugün, Türkiye' nin öncelikleri arasında, Anayasa yoktur. Çünkü İşsizlik, yoksulluk, terör, etnik milliyetçilik, toplumda kutuplaşma, eğitim, sağlık, ekonomi, gibi pek çok alanda hayati sorunlar vardır. Bu sorunlar çözülmeden, anayasa değişse halk için ne ifade eder?
Türkiye' de, iktidarlar artık gerçekleri görmelidir. Halka ve muhalefete rağmen, Anayasa da yapılamaz. Ayrıca iktidar partilerinin, tek başına anayasa yapması toplumda kabul görmediği gibi, bugün anayasa değişiklilerinde olduğu gibi, sürekli tartışma ve eleştiri konusu olur. Ülke genelinde, gerginlik, kutuplaşma ve zıtlaşmalara, ivme kazandırır. Ülkeye de vakit kaybettirir. Çünkü ANAYASALAR UZLAŞMA METİNLERİDİR.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi