Anne sevgisi

Avustralya'da şiddetli bir kuraklığın hüküm sürdüğü senelerde, orman hayvanları o kadar susuz kalmışlardı ki, arada sırada evlere sokulmağa bile cesaret ediyorlardı. Sığırları ve koyunları sinek gibi ölen çiftçiler, elde kalan azıcık suyun vahşi hayvanlar tarafından içilmesi korkusuyla, her an tetikteydiler. Her biri, el altında bulunması düşüncesiyle, tüfeğini kapının yanına asmıştı.
Bir çiftçi de günün birinde elinde tüfek olduğu halde, çalıların arkasında gizlenen bir hayvanın meydana çıkmasını bekliyordu. Derken karnında yavrusunu taşıyan bir kanguru evin önündeki meydanlığa çıktı. Güzel kahverengi gözleriyle, yalvarırcasına çiftçiye bakıyordu.
Hayatta kalan tek tuk evcil hayvan için meydanın ortasına konmuş kovaya doğru ilerledi.
Çiftçi hâlâ onu vuramıyordu.
Kovanın önüne gelen kanguru, yavrusu su içerken, hâlâ çiftçinin gözlerinin içine bakıyordu. Yavrusu doyunca, ağzına bir damla su koymadan, çalıların arasına daldı.
Çiftçi o gözden kayboluncaya kadar arkasından baktı. Sonra çiftesini yerine astı ve yaşlı gözlerle işinin başına gitti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi