4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ANNELER GÜNÜ...

Anneler gününün, temeli, 1906 yılının 6 Mayıs günü annesi ölen Jarvis, 1907 yılının 6 Mayıs' da bütün yakın arkadaşlarını toplayarak, annesini andı ve her yılın 6 Mayıs' ını annesinin günü olarak kutlamayı arkadaşlarına teklif etti. Arkadaşları, bu düşünceyi kabul ettiler. O çevrede, Jarvis'in propagandası sonucu, her Mayıs ayının ikinci pazarı, anneler günü olarak kabul edildi.
Bu akım, kısa bir süre içinde haklı taraftarlar buldu. 1912 yılında Teksas valisi, bu akımı, resmî bir niteliğe ulaştırdı. Her yılın mayıs ayının ikinci pazar günü, anneler günü olarak kabul edildi. Böylece, anneler günü doğmuş oldu. Kısa süre içinde bütün Amerika eyaletleri, her yılın mayısının ikinci pazar gününü, Anneler Günü olarak kabul ve ilân ettiler. Anneler Günü düşüncesi, Avrupa'ya ve Uzak Doğu'ya da geçti.
1923 yılında, başta Almanya olmak üzere, birçok Avrupa ülkeleri, anneler için yılın bir gününü adamayı uygun gördüler. Böylelikle duygulu, bir genç kız olan Jarvis'in ve fedakârlığı, aradan yirmi yıl geçmeden, birçok ülkede de bir gelenek halini aldı.
Türkiye'de 1956'da, her yılın mayıs ayının, ikinci pazar günü Anneler Günü olarak kabul edildi. Bu kararnamenin, bir hatırası olarak o yıl, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın, resmini taşıyan bir hatıra pulu çıkarıldı.
Anneler Günü'nün, en büyük özelliği, o gün, millet, aile ve insan olarak, annenin değerini belirtmektir. Anne, insanlık hayatında, bir benzeri daha bulunmayan, kutsal bir varlıktır. Başka hiçbir varlık, annelerle, ölçülemez ve ona benzetilemez, Anneler gününde, her çocuğun, annesine, gücü yettiği ölçüde, bir armağan vermesi, o günün yerleşmiş ve çok güzel bir geleneğidir
Elbette anneler, yalnız mayıs aynın ikinci haftasında değil, senenin her günü olmalıdır. Çünkü anneleri her türlü fedakârlığı ortadadır. Türk kadını yalnız evlatlarının olduğa kadar, ülkemizin de annesidir. Çünkü kahraman Türk kadınları, bir erkek gibi eline silahını almış ve erkekleriyle birlikte, cepheye koşmuştur. Tarihimizin her döneminde, Türk Kadınları, erkekleriyle birlikte her türlü sorumluluğu paylaşmış ve özellikle Anadolu'nun düşmandan kurtuluşuyla sonuçlanan Milli Mücadelede, bizzat cephelerde düşmanlarla savaşarak, çok büyük kahramanlıklar göstermişlerdir.
Milli Mücadele yıllarında, Türk Kadınlarının bu fedakâr davranışlarına ,bizzat şahit olan Kemal Atatürk, Türk Kadınları için şunları ifade etmiştir: "Dünyada, hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim diyemez", diyerek kahraman kadınlarımızı, minnetle anarak onurlandırmıştır.
Anneler günü nedeniyle, anneleri verilen hediyeler önemlidir ama ona verilecek en büyük hediye, kendilerine hayata var olmak için verilecek haklardır. Çünkü Kadınlar asırladır, köleleştirilmiş, sömürülmüş ve hemen her toplumda, romantik hayalleriyle genç kızlık günlerini çabucak geride bırakmak zorunda bırakılmışlardır.
Son aylarda, ülkemizdeki kadın cinayetleri, kadının ne kadar zor şartlar altında yaşama mücadelesi verdiklerinin de bir göstergesidir. Oysa Stuart Mill "Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın. "demiştir.
Annelere verilecek en önemli hediye, kadın haklarına gösterilecek saygıdır. Çünkü Türk kadını, siyasi haklarını, Batılı ülke kadınlarından çok kolay elde etti. Atatürk, kadına, 3. Nisan 1930' da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. 1935'teki ilk seçimlerde TBMM' ye 18 kadın girdi. Ancak alınan bu haklar, arzu edilen boyutta siyasi platforma yansımadı.
Öte yandan Annelerin hakkı ödenmez. Çünkü anneler, çocuklarına, rahmindeyken, kanını, bedeninin sıcaklığını, doğumdan sonrada sütünü verirler. Doğumdan, sonra da temizliğini, bakımını ve beslenmesini, çocuğunun eğitiminin, en ağır, en yorucu ve en zor bölümünü üstlenirler. Allah'ın, kendisine verdiği sevgi ve şefkat hissiyle, bu inanılmaz fedakârlığı büyük bir hazla yerine getirirler. Hülasa atalarımızın söylediği gibi, Ana başta taç imiş, her derde ilaç imiş. Bir evlat pir olsa da, anaya muhtaç imiş.
Annelik, dünyanın en muhteşem lütuflarından biridir. Aldığı tüm övgüleri, fazlasıyla hak eder. Öylesine benzersiz, öylesine kıymetlidir ki... İnsanın yüreğini kâinatın ritmiyle buluşturur. Ayrıca eşsiz bir eğitimcidir.
Bugün, anneler günüdür. Anneler hatırlanacak, ebediyete intikal edenlere, Allah'ta rahmet dilenecek, sağ olanlarında, elleri öpülüp, hediyeler verilecek ama Anneler için, en büyük hediye, hayırlı evlat olmaktır. Hayırlı evlatlar için de anneleri, en büyük ödüldür. Ne mutlu, bu hazzı yaşayanlara ve yaşatanlara...
Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi