
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ
ülkemizde, Toplumu, hükümet ve kurum/kuruluşları belirli konularda buluşturan ve görüş alışverişi yapılmasını sağlayan, ülke ve bireysel sorunlara da çözüm arayan, STK' lar, her alandaki etkinlikleri ile de dikkat çekiyorlar. Bu örgütlerimizden biri de KIZILELMA TURAN DERNEĞİ’ dir.
Salı günü, derneğin, düzenlediği etkinlikte, ESOGü öğretim üyesi, Sayın Prof.Dr. Mesut ERŞAN, “Atatürk ve Türk Mililyetçiliği” konulu konferansda, Türk millyetçiliğinin, dünü, bugünü ve geleceği hakkında önemli açıklamlarda bulundu.
Konferansın konusu olan, Türk Milliyetçiliği üzerinde, ülkemizde bazı siyasiler ve sanal aydınlar, "TüRK" kavramına, karşı tepki göstererek, Anayasadan çıkartılmasını ve "TüRKİYELİLİK" önerdiler.
Yine Türk milliyetçiliği, karşıtlarına göre, Türkiye’de, Türk milleti yok. Türk, Kürt, çerkez, Arap pek çok millet ve cemaat var. Ve şimdilik bu etnik gruplar, ancak "Türkiyelik" adı altında birleşebilir.
Bu görüşlere, en güzel cevabı Atatürk, ” Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır “ görüşü ile cevap vermişti.
Ayrıca, ülkemizde, resmi tabelalardan T.C. harflerini, dağlardan "Ne mutlu Türk'üm diyene" yazılarını, okullardan "Türk'üm doğruyum" andının, kaldırılması, aklıselim, her Türk vatandaşını üzmüştür.
Oysa Marko Polo, 13. asırda, bu ülkeye, ’TüRKİYE’ demiştir. Başta Anadolu olmak üzere, Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar ’daki, bin yıllık Türk yerleşimleri ve bu bölgeye akın akın göç eden Türk nüfusu, arşiv kayıtlarında, ayrıntılı şekilde tescil edilmiştir.
Ayrıca A.B.D, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İsveç gibi ülkelere, çağın en ileri ülkeleridir. Bunların ortak yanı, milliyetçiliği temel yaşam ilkesi yapmalarıdır.
Bu ülkeler, "milliyetçilik" sözünü çok kullanmazlar. çünkü yaşarlar. Devlet "milliyetçiliği" kitlelere yayar. Bütün uygulamaları, milliyetçi doğrultudadır. Halkta, milliyetçilik, bir yaşama biçimdir. MİLLİYETçİ" olmayan, dünyada, tek bir ülke de yoktur.
Türk milleti de milliyetçi olmak zorundadır. çünkü milliyetçilik, milli çıkarların itişiyle insanları ortak ülküler etrafında toplar. Bu ilkeye, bağlı olan toplum bireyleri, kendilerini bir milletin üyesi sayarlar, bağımsız yaşama ve toplumun yüceltilmesi duygularıyla hareket ederler.
Diğer yandan milletçiliği yok sayan, bu insanlar, tarihten de ders alamadılar. Osmanlı Devleti de çok uluslu bir yapıya sahip olduğu için, milliyetçilik duygusunun tesiri altında kaçınılmaz olarak dağılmaya başladı. Afrika, Orta Doğu, Kafkaslar ev Balkanlar’daki topraklarını hızla kaybetti.
Osmanlı aydınlarının, imparatorluğun dağılmasını önlemek için ortaya attıkları vatan ve siyasal birlik kavramına dayanan “Osmanlıcılık” fikri dağılmaya çare olamadığı gibi, Din birliğini öngören “İslamcılık” ve “ümmetçilik”düşüncesi de başarılı olamadı, imparatorluğu bir arada tutamadı.
öte yandan Türkiye’de, milliyetçilik üzerine çok şey söylendi. Hatta senaryolar çizildi ama olaylara hep sağduyu hakim oldu. çünkü Türk Milliyetçiliği, Sosyolojik ve psikolojik esaslara dayanır. Kan değil ruh ve eşit değerler arar. Eşitlik prensibine dayanır. Türk Milliyetçiliği, ırkçılık, kozmopolitizm, mukaddesatçılık, şovenizim, totaliter milliyetçilik gibi akımlara karşıdır. çünkü bu unsurları içeren veya hedefleyen, milliyetçilik, antidemokratiktir.
Atatürkcülüğün, en önemli ilkelerinden biri de milliyetçiliktir. Bu ilke, Millî Mücadele’nin doğuşunda ve başarıya ulaşmasında, başlıca rolü oynamıştır; zira yeni kurulan devlet, artık milletler topluluğuna değil, sadece Türk unsuruna dayanıyordu, bu sebeple ulus devletti, millî bir devletti.
Atatürk, milliyetçi bir insandı. Ancak, O’nun milliyetçi düşüncesinde, ırkçı, ümmetçi, kafatasçı, gibi kavramlara, yer yoktu. Bilakis, O’nun, düşüncelerinde, Türk halkını birleştirici, bütünleştirici, bilimsel, akılcı ve gerçekçi kavramlara yer vardı.
Atatürkçü düşünce, Türk milletini dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların oluşturduğu bir toplum olarak kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan,herkes Türk’tür; çünkü bu kişiler aynı dili konuşmakta, aynı kültürü paylaşmakta, aynı ülküyü taşımaktadırla
Türk milliyetçiliği, başka milletlerin haklarına riayet eder. Emperyalizm ve sömürgeciliğe karşıdır. Hümanist bir nitelik taşır. Irkçı değildir. Yapıcı ve yaratıcıdır. sağduyu ve adalete dayanır. Beşeri dayanışmaya değer verir.
Büyük önder Atatürk, "Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde yaşayan, Türk dili ile konuşan Türk kültürü ile yetişen, Türk ülküsünü benimseyen, her vatandaş, hangi din ve mezhepten olursa olsun, Türk’tür, Türk Milliyetçisidir."demiştir
Türk halkı, bağımsızlığını, birlik ve beraberliğini korumak, Atatürk’ ün hedef olarak gösterdiği muassır medeniyet seviyesine ulşamak için, bütün benliği ile milliyetçi olmak zorundadır. Aksi halde, Rahmetli Turgut öZAKMAN’ nın, "DİRLİĞİN, BİRLİĞİN, DİLİN, BENLİĞİN, TARİHİN, YURDUN, ADIN, BİR KEZ DAHA GİDERSE, BİR DAHA Hİç GERİ DöMEZ…" uyarısı, hayata geçer. Son pişmanlık da fayda vermez.