
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ATATÜRK'Ü SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ
Bugün 10 Kasım, Mustafa Kemal Atatürk, yurt genelinde, törenlerle anılacak.
10 Kasım 1938, sadece Türkiye için, değil, dünya milletleri için de acı bir gündür. çünkü Mustafa Kemal Atatürk, dünyada, tüm ezilmiş halklar için, ilham kaynağı olmuş, başardıkları ile dünyayı, kendisine hayran bırakmıştır.
Atatürk, askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman, bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır.
Ayrıca Atatürk, hem fikir, hem de hareket adamıdır.
Atatürk, milliyetçi bir insandı. Ancak, O’nun milliyetçi düşüncesinde, ırkçı, ümmetçi, kafatasçı, gibi, kavramlara yer yoktu. Bilakis, O’nun düşüncelerinde, Türk halkını birleştirici, bütünleştirici, bilimsel, akılcı ve gerçekçi kavramlara yer vardı.
Atatürk, hep gündemde oldu. Ancak gerçek anlamda Atatürk’ ün, fikir ve düşüncelerini yorumlayan, çok az da insan oldu. çünkü Atatürk’ün, fikir ve düşüncelerini yorumlarken, nesnel, gerçekçi ve bilimsel, birleştirici ve bütünleştirici ve bilimsel doğruların rehberliği esas alınması gerekir.
Hayatı boyunca, ulusal ve uluslararası barıştan yana oldu. Tüm insanların, barış, huzur ve refah içinde yaşamasını istedi. “Yurtta barış, dünyada barış “ özdeyişiyle de, bugünkü ve gelecek nesillere hedefi gösterdi. Ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda, etkili, köklü devrimler yaptı. Bilimsel ve akılcı düşünceyi, devlete ve topluma egemen kıldı.
Atatürk’ e göre, tam bağımsızlık, millet ve devlet olmanın olmazsa olmaz koşuludur. Nitekim Atatürk, “ tam bağımsızlık dendiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlıktan mahrumiyet demektir. Biz, bunu temin etmeden, barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz “ diyerek bugünkü ve gelecek nesli uyardı.
Yıllardır, Atatürk’ ün, fikir ve düşüncelerini kişisel çıkarlarının önünde engel gibi gören kişi/kişiler ve kesimler, Atatürk’ ü İslamiyet karşı gibi gösterdiler. Oysa Atatürk yaşamı boyunca tebliğ edilen İslamiyet’i savummuş, dini erozyona uğratacak, gelişmelere de sürekli karşı çıkmıştır. Siyasetin ve devlet işlerinin dini düşüncelerden uzak utulmasına da özen göstermiş ve gösterilmesini de sürekli önermiştir.
ATATüRK, “ Bizim dinimiz, en makul, en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz, bunlara tamamen uygundur. Müslümanların, toplumsal hayatında, hiç kimsenin özel bir sınıf halinde mevcudiyetini muhafaza hakkı yoktur. Kendilerinde öyle bir hak görenler, dini emirlere uygun harekette bulunmuş olamazlar. Bizde ruhbanlık yoktur. Hepimiz eşitiz ve dinimizin hükümlerine eşit olarak öğrenmeye mecburuz. HER FERT DİNİNİ, DİN DUYGUSUNU, İMANINI öĞRENMEK İçİN BİR YERE MUHTAçTIR. ORASI DA MEKTEPTİR.” demiştir.
UNESCO Atatürk hakkında,, “ Atatürk, uluslar arası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.” tanımını yaptı.
Atatürk hakkında, kim ne düşünürse düşünsün. Türk ulusu, bugünkü bağımsızlığını ve sahip olduğu, ekonomik, kültürel, sosyal gelişmişliğini, çağdaşlaşmayı, O’ na borçludur. Onun yolu, refah, mutluluk, barış ve huzurdur. Atatürk ve Atatürkçülüğe karşı çıkmak ise, Türk milletinin, felaketidir.
Bilinmelidir ki, Türk Milletinin tek kurtuluş yolu, Atatürk’ ün yoludur. Milli birlik ve berberliğimizi ve ülke bütünlüğünü sağlayacak, akla, mantığa, insanlığa, ahlâka, Müslümanlığa, en uygun dünya görüşü, Atatürkçülüktür. Türk milletinin, hâli, geleceği ve istikbali Onda gizlidir.
Atatürk, nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir. Bu hayırlı işlerden biri de 1928 yılında Bozkırın ortasında kurulan, “REFİK SAYDAM HIFZISIHHA ENSTİTüSü’ dür.
ATATüRK, döneminde, gerçekleştirilen, 2011 yılında kapatılan, Refik Saydan Hıfsıhha Enstitüsü’ nün, Corona Virüs(Covir19) salgını sebebiyle, “serum” ve “aşı” ihtiyacı karşısında, Atatürk’ ün, önemi, bir kez daha hatırlandı.
Profesör Arnold Ludwig’ in, 18 yıl süren, "Liderliğin Doğası" çalışmasında, 1900-2000 yılları arasında yaşayan, 200 farklı ülkeden, 1941 li-deri araştırdı.
. Ludwig bu amaçla "Politik Büyüklük ölçeği" adını verdiği, puanlamaya dayalı bir ölçek geliştirmiş. Ayrıntılı bilgiye ulaşabildiği, Roosevelt'ten, Churchill'e, Mao'dan Fidel Castro'ya, uzayan listedeki 377 lider arasında, en yüksek puanı, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk almıştı.
Atatürk’ ü, 20. Yüzyılın, en önemli, dünya lideri olarak ilan eden, liderleri sıralama araştırması, dünya çapında, bugüne kadar yapılmış, en kapsamlı çalışmadır.
ülkesini seven, torunlarının geleceğini düşünene, her insaımız,, tüm engel ve olumsuz gelişmelere rağmen, bilgi ve bilinçle özümsenmiş köklü bir sevgiyle, hep Atatürk’ e, bağlı kaldı. Bu insanlarımız için, 10 Kasım günleri, bir matem günü olarak düşünülmedi. O' nun fikir ve düşüncelerine, yöneltmek için, bir fırsat olarak değerlendirilir.
çünkü Atatürk, her yönü ile dün olduğu gibi, bugün ve gelecekte de insnlarımıza, özellikle de çocuk ve gençlerimize, rehber olacaktr.
Ruhu şad, mekânı Cennet olsun…