
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
AVM 'LER VE ESNAF
Bir okuyucumuz, “ AVM’ler, küçük esnafı zor durumda bıraktı. Bu durum, küçük esnaf sayısının giderek azalmasına da sebep oluyor. Bunun sonucunda da işsizlik, her geçen gün artıyor. Şartlarımız da her gün daha zorlaşıyor.” İfadelerinden sonra, bazı çözüm önerilerinde de bulundu.
Aslında AVM’ ler, yıllardır gündemdedir. Nitekim Eskişehir Seyyar Tuhafiyeciler ve İşportacılar Odası Başkanı Ali Safa Şen, 2012 yılını, değerlendirirken, " 2013 yılında da AVM ’ler, açılmaya devam ederse, küçük esnafın durumu, iyice zora düşer"düşüncesini kamuoyu ile paylaşmıştı.
Yine Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Sayın Bendevi Palandöken, zincir marketler karşısında rekabet gücü kalmayan küçük esnafın zor durumda olduğunu belirterek, "ülkemizde bakkallar tek tek kapanırken, zincir marketler çoğalmaya devam ediyor. Bu gidişe bir 'dur' diyebilmek için Perakende Yasası'nın acilen yeniden ele alınması şart" ifadelerini kullanmıştı.
Her iki başkan da haklı çıktı. ülkemizdeki, AVM’ler, esnafı zor durumda bırakırken yerli ve uluslararası sermaye, perakendeciliğe soyundu. 140 milyar dolar olarak hesaplanan, Türkiye perakende piyasası, büyük sermayenin, iştahını kabartmış durumda. O nedenle de AVM’ ler giderek artıyor.
Ayrıca ülkemizde, her isteyen, istediği yere AVM açabiliyor. Kentlerin, en iyi yerleri, bu iş için tahsisi ediliyor. Hatta İstanbul’ da oluşturulan, deprem toplanma alanlarının 3/4'ü gökdelen, AVM ve konuta dönüştü.
Hatta Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, bundan sonra 400 metrekareden daha büyük AVM'lerin kent dışına yapılması konusunda zorunluluk olacağını, bu AVM'lerin icarî plan dahilinde uygun alanlara taşınacağını söyledi.. Ancak bugüne kadar gerçekleştrilemedi,
Aslında, Bakanlar Kurulu, küçük esnafı korumak, bakkal ve marketlerin yaşamasını sağlamak için, dev alışveriş merkezi niteliğindeki süpermarketleri, şehir dışına çıkaracak tasarıyı benimsedi ve imzaladılar. Ancak bir türlü yasa, genel kurula indirilemedi. Oysa Meslek odaları, gerekli girişimleri yapmış olsalardı, tasarı yasalaşacaktı.
Eskişehir’de de her geçen gün sayıları artan süper marketlerin, özellikle bakkal ve manav başta olmak üzere, küçük esnafı bitirme noktasına getirdi. Hükümete, yük olmayan, katma değer sağlayan esnaf kesimi, süper marketlerin, kent merkezinde açılmasından dolayı, son derece zor durumdadır.
Tüm çaba ve girişimlere rağmen, kent merkezinde, süper marketler açılmaya devam ediyor. İlgili kurumlar maalesef izin verilmemesi gereken yerlerde, süper marketlerin açılmasına onay veriyor. Kent ekonomisine ise katkıları yok. denecek kadar azdır. çünkü bu marketler, Eskişehir’ de, sıcak para kazanıp, merkezlerinin bulunduğu yerlere götürüyorlar.
Nitekim geçmiş yıllarda, Real Hipermarketleri’nin Genel Müdürü Ulf Groth, ekonomik potansiyeli nedeniyle, Türkiye’de, yatırımlarına hız verdiklerini ifade ettikten sonra, “ İşler ne kadar hızlı ilerlerse o kadar çabuk mağaza açıyoruz” demişdi.
Ayrıca Türkiye’de, perakende sektörünün büyüklüğünün, 140 milyar dolar olduğunun tahmin edildiğini kaydeden Groth, ancak sektörde, kayıt dışılığın da çok yüksek olduğunu ifade etmesi dikkat çekmişti.
Dikkat ediyoruz, süper marketlerde, sürekli yabancı menşeli mallar artıyor. Türk malları ise her geçen gün azalıyor. Aynı tablo, yiyecek, sebze ve meyvelerde de mevcut. Son yıllarda ise, yabancı sermaye, süper marketleri sevdi.
Velhasıl üreten değil, tüketen bir toplum olma yolunda, hızla ilerliyoruz.
Bu kötü gidişe, dur demek için, Hipermarketler kanun tasarısında veya kamuoyunda 'Büyük Marketler Yasası' olarak, bilinen yasal düzenlemede, esnaf ve sanatkârlar, büyük marketler, tedarikçiler, üretici sanayiciler ve tüketicileri, dikkate alınacak mı bilinmez ama siyasi iktidar, esnaf ve sanatkâr ve tüketicilerimizi korumak zorundayız.
Ayrıca ülke için, büyük istihdam ve katma değer sağlayan, her alandaki üreticiler ve sanayicilerle, üretici bir toplum olabiliriz. ülkemizde, üreticiyi ve tüketiciyi korumak, ekonomik ve ticari katma değer üretmeyi, istihdamı artırmayı ve işsizliği azaltmayı, hedef almak, siyasi iktidarlar için, bir görev olduğu kadar bir ödevdir
ülkemizde, diğer bir sorunda,yabancı sermeyedir. çünkü Türkiye’ye, gelen yabancı sermaye, kesinlikle yeni bir yatırım yapmıyor. Babadan kalma veya insanımız tarafından gerçekleştirilen, fabrikaları satın alıyor. Böylece de sektörde, iç pazarı ele geçirirken, insanımızın, global pazarlarda kendilerine rakip olmalarını da engelliyorlar. Böyllece de bir taşla da, iki kuş vurmuş oluyorlar.
Eskişehir’e, önümüzdeki yıllarda, üretime yönelik yabancı sermaye ve yatırımcı gelir mi veya gelmez mi bilinmez ama yılardır, bu alandaki söylem ve vaatler, hep gündemde oldu. Ancak arzu edilen yabancı yatırım ise bir türlü gelmedi. .
Ancak ülkemizde, ilgililer, bu uygulamaları ile üretime değil, tüketime yönelik, yabancı sermayeyi teşvik ediyorlar. Yabacı menşeli AVM’ lerle ilgili tedbir alınmaz ise kentlerde, sosyal, kültürel, ekonomik, en önemlisi de, şehircilik, sanayileşme ve istihdam açısından, ciddi sorunlar getirecektir. Bu duruma, önümüzdeki yıllarda, hep birlikte tanık olacağız.