Ayten Kızılsu AKP'nin geçtiğimiz hafta sonu yapılan il kongresinde il Başkan adayıydı.
Günler öncesinden açıklamıştı adaylığını.
Ancak, seçime katılamadı.
Katılamama gerekçesi olarak da "Evraklarında ki eksiklik" gösterildi.
Her ne kadar gerekçe olarak bu gösterilse de...
Hemen herkes Ayten Kızılsu'nun son dakikada adaylıktan çekilmeye ikna edildiğini düşündü.
Ne yalan söyleyelim...
Biz de aynısını düşündük.
-"Başbakan'ın katıldığı bir kongrede iki adaylı bir yarış olmaz" telkinleri ile, adaylıktan vaz geçirildiğini tahmin ettik.
Ancak...
İş bizim düşündüğüz gibi değilmiş.
ADAYLIKTAN ÇEKİLMEDİM. ZORBALIĞA UĞRADIM
Bunu da, Kanal 3 Televizyonuna yaptığı ve sonradan internette dolaşan kendi açıklamasından öğrendik.
Kesinlikle adaylıktan çekilmediğini, bir anlamda zorbalıkla karşı karşıya kaldığını söylüyor Ayten Kızılsu bu röportajında.
-"Protokolden inmemem için kapılar kilitlendi. Adaylık evraklarını Divan Başkanı kabul etmesine rağmen, Divanda bulunan yönetimde ki isimler ısrarla evraklarımı kabul etmedi" diyor.
Bununla da kalmıyor Ayten Kızılsu'nun söyledikleri.
Süleyman Reyhan'ın kendisiyle yarışma cesaretini gösteremediğini, dolayısıyla şaibeli bir biçimde seçildiğini ifade ediyor.
BÜLENT ARINÇ'A ANLATMIŞ TÜM OLUP BİTENLERİ
Ayten Kızılsu, önce protokol kapısının kilitlenmesi, ardından da kongre Divan heyetinin başvuru evraklarını almamasını ve dolayısıyla da aday olamamasını Başbakan yardımcısı Bülent Arınç'a anlatmış.
Bülent Arınç da "Mutlaka ilgileneceğim" demiş.
Ayten Kızılsu;
-"Seçime girmem engellediği ve seçimin şaibeli bir biçimde yapıldığı son derece açık. O yüzden Genel merkezden seçimin yenilenmesi için başvuruda bulundum" diyor ve sonuna kadar uğraşacağını söylüyor.
Söylenilenlere bakılırsa...
Bu uğraş içinde seçimi kongre sonucunu mahkemeye taşımanın da olduğu ifade ediliyor.
SONUÇ ALINIR MI?
Ayten Kızılsu'nun bu çabalarından bir sonuç çıkar mı?
İşte şimdi cevap bekleyen soru bu.
Bize kalırsa, herhangi bir sonucun çıkması mümkün değil.
Çünkü.
İktidar Partisinde böyle bir hassasiyet yok.
İşin ilginç yanı...
Ayten Kızılsu'nun başına gelen olaylarla ilgili açıklamaları karşısında partiden yapılan herhangi bir açıklama olmaması.
Parti, Kızılsu'nun söylediklerini bu güne kadar yalanlamadı.
-"Böyle bir şey yok. Söylenenler tamamen gerçek dışıdır" falan denilmedi.
O halde...
Partinin tepkisiz kalması, iki şekilde yorumlanabilir.
Birincisi, Ayten Kızılsu ciddiye alınmıyor olabilir ki, bu geçerli bir neden olmaz. Çünkü neticede Ayten Kızılsu partinin milletvekili listesinde yer almış bir isim.
İkincisi ise...
-"Ayten Kızılsu'nun söyledikleri doğru, o yüzden hiçbir açıklama yapılmıyor." Görüşüdür ki, galiba bu görüş, yöneticilerin de sessizliği hesap edildiğinde giderek ağırlık kazanıyor...
............
Bıkmadan, usanmadan yazılacak bu konu
Çevreyolu çalışmaları kapsamında Kartal kavşağı yeniden düzenlendi.
Ama ne düzenleme.
Labirente döndü koskoca kavşak.
Örneğin; Ankara'dan gelip, İstanbul yönüne gideceksiniz.
Ya da şehir merkezine.
Bir anda kendinizi yeniden, yani Ankara yolunda bulabilirsiniz.
Çünkü...
Yapılan düzenleme ile kavşak labirentten farksız hale gelmiş.
Yolu buldunuz buldunuz.
Bulamadınız, tekrar gerisin geri Ankara yoluna.
Bu olayın bir tarafı.
Diğer tarafı ise, dönüş yaptığınız sırada karşınıza İsmar'ın kaldırımının çıkıvermesi.
Sinyalizasyon olsa, bir nebze, Ancak o da yok.
Sizin anlayacağınız...
Kartal kavşağında yön bulmak maharet istiyor...
Bu yazıyı daha önce de yazdık.
bundan sonra da yazacağız.
taa ki yapılıncaya ve labirentten çıkıncaya kadar.
..........
Çocuklar protokole...
Tepebaşı Belediyesinin Ramazan ayına özel hazırladığı programlar büylük ilgi görüyor.
Yapıldığı Mahallelerde güzel eğlenceler yaşanıyor.
İftar yemeklerinin ardından, Eskişehir'in tanınmış sanatçıların katıldığı konserler ise, ramazan gecelerine büyük bir renk katıyor.
İşte bunlardan biri de önceki gün Yeni mahallede yapılan konser olmuş.
mahalle halkının yoğun bir biçimde katıldığı konserde , Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın da oturduğu protokolde bu kez davetliler yerine,. Mahallenin çocukları oturtulmuş.
Netice itibarıyla.
Yeni mahalle'de düzenlenen eğlenceyi çocuklar en ön sırada ki protokolden ve Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile birlikte izlemiş.
..........
Biraz da gülmek lazım
Yeni öğretim yılına başlayan öğrenciler, haftalık ders programlarına yeni giren mantık dersini görürler. Çok geçmez bu derse yaşlı bir profesörün de gireceğini öğrenirler. Sonuçta merakla bekledikleri ilk mantık dersi başlar. Meraklı öğrencilerden biri söz ister:
— Sayın Profesör, mantık bize ne öğretir? Lütfen her şeyden önce bize bunu anlatır mısınız?
Profesör; kendine, derse, merak ve şüpheyle bakan öğrencilerine:
— Mantık dersinin insan düşüncesine yaptığı etkiyi açıklamak biraz güçtür. Onun için bunu sizlere bir örnekle açıklamak istiyorum. Farz edin ki, maden ocağından iki insan çıkıyor, birisinin üzeri tertemiz, diğerininki ise kömür karası içinde. Bunlardan hangisinin yıkanması gerekir?
Öğrenciler, hiç tereddüt etmez:
— Elbette ki, kirlisi yıkanmalıdır! diye bağırır.
Profesör, gülümseyerek konuşmasını sürdürür:
— İşte evlatlarım, mantık bu soruya yanıt vermeden önce şu soruyu sorar: Nasıl olur da bir maden ocağından çıkan iki kişiden birinin üzeri tertemiz iken diğerinin ki kirli olabiliyor?