
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bakanlar geliyor-gidiyor ama...
Seçim tarihi yaklaşınca bakanlara talimat geliyor…
-“Sahaya çıkın!”
Ankara’ya en yakın şehir Eskişehir…
Anında Eskişehir’de alıyor soluğu bakanlar…
Bu yüzden şu son 20 gün içinde Eskişehir’e 5-6 Bakan geldi…
Geliş amaçları partilerinin belediye başkan adaylarına destek vermek…
Adaylarla birlikte gezmek, toplantılara katılmak, yemeklere iştirak etmek.
Gelmişken, kendi bakanlıkları ile ilgili açılış ve programlara da katılıyorlar.
Hiçbir şey yapmasalar bu kez bakanlığına bağlı kurumları ziyaret ediyorlar.
Söyledikleri dikkat çeken bir proje yok.
“Vay be!” dedirtecek bir vaat de yok.
Mevcut belediyelerin kendi partilerinden olmaması nedeniyle Eskişehir’in geri kaldığını söyleyip “Eğer belediye iktidar partisinden olursa Eskişehir ihya olur, kaybettiği yılları telafi eder” diyorlar hep bir ağızdan…
Hiçbir seçmen, Eskişehir’e bakan geldi diye gidip o bakanın partisinin adayına oy falan vermez ama herhalde Eskişehir’e gelmeleriyle oyların hepsini topladıklarını zannediyorlar.
Dahası…
Gün boyu kaldıkları Eskişehir’de, gün boyu partilerinin adaylarını da peşlerinde bağlıyorlar…
O süre zarfında en azından 3-5 ziyaret yapıp, 20-25 kişiyi ikna edebilecek olan kendi partilerinin adaylarını adeta oradan oraya sürüklüyorlar…
Sözün kısası…
Eskişehir’e ardı arkasına gelip giden bakanların kendi adaylarına faydası olmadığı gibi zararı da oluyor…
Geliş ve gidişleri nedeniyle devlet çalışanları ve bürokratlarının olağanüstü hale geçmesi de cabası…
.....
“Ne cevherler
varmış” dedirtiyor…
-“Teyzeciğim nasılsın. İyi misin? Ver o mübarek elini bi öpeyim”
-“Sen kimsin, kimlerdensin oğlum?
-“Ben Belediye başkan adayıyım teyzem”
-“Nerelisin ki sen?”
-“Trabzonluyum teyzem”
-“Vayy. Bizim orlardan mışın?”
-“Evet ya kan çekti hemen bak!”
-“De bakalım ismin nedir? hangi partidensin?”
-“İsmim Ekrem İmamoğlu”
-“Ne de güzel soyadın varmış senin”
-“Cumhuriyet Halk Partisinin adayıyım”
-“Aaaa! Bak şimdi olmadı. Tayyip Erdoğan’ın partisinden değil misin? O zaman sana oy vermem. Ben Erdoğan’ı çok seviyom oğlum”
-“Teyze onun seçminde ona verirsin ama bu belediye seçimi”
-“Olsun oğlum. Keşke onun partisinden olsaydın oy da verirdim”
-“Teyze ben senden oy istemiyom ki. Sadece dua etmeni istiyom”
-“Ha bak onu ederim. Aslında çok da iyi bir çocuğa benziyor. Söz dua edeceğim sana. O gülen yüzünün hatırına”
Ekrem İmamoğlu’nun seçim çalışmaları kapsamında yaptığı ziyaretlerdeki vatandaşla girdiği bir diyalog bu yukarıda anlattığımız.
Bunun benzeri birçok diyalogu da mevcut Ekrem İmamoğlu’nun.
Sakin, güler yüzlü, espri yeteneği olan ve en önemlisi de, kasıtlı ve kışkırtma olduğu aleni girişimlere rağmen, soğukkanlılığını muhafaza edip asla münakaşa ve kavga etmeyen bir isim…
Ne yalan söyleyelim, CHP İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı olarak ismini açıkladığında, tanınırlığı olmadığı için pek şans tanımıyorduk…
Ama süreç içinde gördük ki her geçen gün popülaritesi her geçen gün artıyor…
Söylemlerini, konuşma tarzını, nezaketi ve zarafetini gördükçe, insana resmen “CHP’de ne cevherler varmış” dedirtiyor…
.....
Bir yerden para gelecek.
Gelir gelmez…
Sabah saatlerinde bir esnaf ya da ticaretle uğraşan birinin yanına gidip oturun.
Hemen hepsinin ilk iş olarak yaptığı aynı.
Telefona sarılıp, sağı solu aramak.
Her defasında telefona sarılıp “Bu gün yüklü bir ödeme var. Benim için bugün bir şeyler yapabilir misin?” sorusunu soruyorlar karşısındakine...
Bunun anlamı kısaca “şu borcunu bu gün öder misin?” diye sormak.
Genelde de hep aynı cevabı alıyorlar karşısındakinden;
“Bir yerden para bekliyorum. Gelir gelmez senin işini halledeceğim” cevabını.
Akşam oluyor, mesai bitiyor.
Ne bir yerden para bekleyenin parası geliyor..
Ne de borçlu olan, borcunu getiriyor.
çünkü...
Piyasada müthiş bir tahsilat sıkıntısı yaşanıyor.
Esnafın ve Tüccar'ın alacak hanesi kabardıkça kabarıyor.
Alacaklar alt alta konulduğunda, işin içinden çıkılmaz hale geliyor.
Anlayacağız...
Alacağını tahsil edemediği için, kimse borcunu da ödeyemiyor.
Bu son derece ciddi bir tehlike.
Piyasalarda resmen bir tahsilat krizi yaşanıyor.
Alınamayan ödemeler, ödenemeyen borçlar, vergi ödememeye, işçi maaşlarının verilememesine yansıyor.
Bu iş ne kadar devam eder bilemiyoruz.
Ancak, piyasalardan güzel sesler çıkmıyor.
Yukarıda da söyledik.
Tanıdığınız esnaf ya da ticaretle uğraşan tanıdıklarınızın yanına sabah bir uğrayın.
Borcunu ödemek için, alacak peşinde koştuğuna tanık olacaksınız.
......
İade ziyaretiydi…
“Parti olmanın en belirgin özelliği seçimde aday çıkartmaktır” diyor DSP Büyükşehir adayı Dilara Tambova…
Adaylar çıkartarak parti olmanın gereğini yerine getirdiklerini söylüyor…
Bu duruma anında yapılan “DSP iktidarın güdümüne girdi” şeklindeki eleştirilere anlam veremediğini belirterek:
-“CHP’nin Genel Başkanı saraya gitti. Cumhurbaşkanı adayı aynı şekilde gidip, sonrasında ‘Dertleştik’ diyebildi. Demek ki ortak dertleri var. En son İstanbul adayı gidip, ‘oyunu istedim’ diyebildi. Bunlar sanki hiç olmamış gibi genel başkanımızın Erdoğan ile görüşme talebine CHP’den tepki geliyor.” diyor…
önceki gün AK Parti Odunpazarı adayı Volkan Doğan’a yaptığı ziyaretle ilgili olarak da “Partimizi ziyaret eden tek siyasetçiydi. Biz de iade ziyaretinde bulunduk. Mesele bundan ibaret. Kimseyle düşmanlık içinde değiliz. Bu tür ziyaretler nezaket gereğidir.”
.....
Biraz da gülmek lazım
Afrika’da, çok geri kalmış olan bir köye gelen bir papaz, yerlileri eğitmeye çalışıyormuş.
Her sabah insanların iyilik yapmalarını, birbirlerine karşı iyi davranmalarını vaaz ederken, öğleden sonraları da kabilenin reisine, İngilizce öğretmeye çalışırmış.
Bir gün papaz yanına kabile reisini alıp dolaşmaya başlamış.. Bu arada gördükleri şeylerin İngilizcelerini de söyleyerek reisin bilgisini arttırmaya çalışıyormuş..
Bir kayanın önünde papaz "Kaya" demiş, reis de "Kaya" diye tekrar etmiş.
Bir göle gelmişler, papaz "Göl" demiş, reis de "göl" deyince papaz sevinmiş.
Biraz sonra çalılıkların arasında uygunsuz olan bir çifte rastlamışlar. Papaz biraz kızarmış ve yutkunarak "Bisiklete binmek" demiş.
Reis uygunsuz çifte şöyle bir bakmış ve tüfeği ile ateş ederek her ikisini de öldürmüş.
Papaz şaşkınlık içinde bağırmış "Ne yapıyorsun. Bunca zamandır sizi medenileştirmek için uğraşıyorum, insanlara karşı iyi davranmanız gerektiğini, bunu tanrının istediğini anlatıyorum.. Şu yaptığın işe bak!"
Reis parmağı ile ölü kadını göstermiş.
'''Benim bisiklet!''