BAKIŞ AÇISI

Bir gün bir balıkçı av malzemelerini ve balık sepetini alarak oltayla balık tutmaya gitmiş. Gittiği yerde bol şans dilediği diğer balıkçılar hiç balık yakalayamamışlar. Adam "ya nasip" diyerek oltasını atmış. Kısa bir süre sonra oltasına büyük bir balık gelmiş; ama adam balığı iğneden kurtarmış ve kendi kendine, "olmadı." diyerek, balığı nehre bırakmış.

Kısa bir süre sonra ondan daha büyük bir balık yakalamış; ama yine "olmadı." diyerek, balığı suya bırakmış. Çevresindeki kişilerin şaşkın ve alaycı bakışları arasında küçük bir balık daha yakalamış. Çevresindekiler, 'büyükleri beğenmediğine göre bunu hiç tutmaz, hemen suya atar' diye düşünmüşler. Oysa adam balığı iğneden kurtardıktan sonra, "Oh be!" diyerek, balığı sepetine atmış.

Adamın bu garip tavırlarına şaşıran balıkçılardan biri dayanamamış ve sormuş: "Arkadaş; büyük balıkları suya geri atıyorsun, ama küçük balığı sevinçle sepetine koyuyorsun. Bunun anlamı nedir?"

Adam tebessümle cevaplamış: "evet, balıklar büyük, ama benim sepetim küçük. Ben sepetime uygun balıkları yakalamalıyım."
Atalarımızın dediği gibi "Ayağını yorganına göre uzat." Sepetini iyi tanı. Bu sepet senin gelirin olabilir, bilgi düzeyin olabilir, cesaretin olabilir.

Bir insan ne kadar çok şeye ihtiyaç duyuyorsa bu onun o kadar fakir olduğunu gösterir.
O halde doyumsuz olup kendimizi hep eksiği olan yarım biri olarak göreceğimize az ile yetinip kendimi mutlu etmeliyim. Ne kadar az maddeye ihtiyacım varsa o kadar zengin sayılmalıyım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi