1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Başka bir kabus daha yolda sanki...

Yakından tanıdığımız bir arkadaşımız var.
çoğunlukla gençlerin gittiği bir kafe işletiyor.
Kafesi yaklaşık 2 aydır kapalı.
Aylık 5 bin liradan 10 bin lira sırf kira kaybı var.
Kapalı olduğu süre boyunca kazanamadığı, vergiler, faturalar, şunlar bunlar hesap edildiğinde, işlettiği küçücük bir kafenin kendisine 2 aylık zararı 20 bin liranın üzerinde.
Hayat normale döndüğünde bir-iki  ay daha işlerin hiç de iyi gitmeyeceğini adı gibi biliyor.
-“Tamam. Tehlike geçti” denildiği ve kafesini açtığı gün “işe 20-25 bin lira zararla başlayacağım.” Diyor…
Dahası…
-“ Hayat normale döndükten sonra, işyerimi açıp yeniden para kazanma ihtimalim, işyerimi hiç açmadan tamamen kapatma ihtimalimden daha az görünüyor. Sanki benim için bu iş burada bitti gibi” diye düşünüyor.
HHH

Başka bir dostumuz var…
Akdeniz sahilinde 10 yıllığına butik bir otel kiraladı geçtiğimiz yıl.
İlk yıl kiraladığı otelin sağını-solunu düzeltmekle, yani tadilatla geçirdi.
Bir yılı müşteri bile kabul edemeden geçti.
Ciddi de bir para harcayarak oteli mükemmel hale getirdi.
Bu yıl iyi para kazanacağını düşünüyordu.
Hatta…
şu sıralarda otelinin tüm rezervasyonları dolmuş olacaktı.
Salgın geldi, otelini kapattı.
-“Bu yıl da boşa geçti. Kaldı 8 yıl. Ben 2 yıllık otel kirasını resmen sokağa attım. üstelik, iki yıllık kirayı da cebimden koydum. Bu olay nereden bakarsanız bakın önümüzdeki sezonu da ciddi bir biçimde etkileyecek ve benim 10 yıllığına kiraladığım otelin 3 yılı boşa ve büyük bir zararla geçecek. Sözleşmem olduğu için vazgeçemiyorum da. Hayat normale döndüğünde ben milyonlarca lira zararla işe başlayacağım. Tabi o zamana kadar hala akta kalıp, yaşarsam” diyor.

HHH
Şehir merkezinin en işlek yerlerinden birinde güzel bir lokanta sahibi tanıdığımız var.
Lokantalar ve gıda işyerleri genelde tadilat ve yenileme işlemlerini Ramazan ayında yapar.
Bu tanıdığımız isim, ramazan ayı boyunca vereceği toplu iftarlara hazırlık olması için tadilat ve yenileme işlemini, iki ay önceden yapmaya başladı.
Tadilat yüzünden lokantası bir aya yakın kapalı kaldı.
Lokantasını yenilenmiş haliyle açmaya fırsat bulamadan salgın meselesi çıktı ortaya.
O günden bu yana da kapalı lokantası.
Hem tadilata bir dünya masraf etti, hem de tadilat sırasında kapalı kaldığı için kazanç elde edemedi.
Kirası, çalışanlarının maaşları, vergiler falan filan, cebinden yüklüce bir para çıktı.
Şu anda ne elinde ne de avucunda bir şey kalmadı.
Belki de tüm birikimleri elinden gitti.
önceki gün sohbet ettik…
-“Geçtiğimiz yılın kazancını tadilata yatırdım. Bu yılın kazancını da salgın götürdü. İşyerini açığım gün işe iki yılın zararıyla başlayacağım. Nasıl yapacağım inan bilmiyorum ve çok da endişe duyuyorum” dedi.
HHH
Virüs salgını yaşama dair ne kadar düzen varsa hepsini bozdu.
İş hayatı içinde olanların düzeni ise iki kat bozuldu.
Hayat normale döndüğünde bir bölümü eski işyerlerini açıp, eski işlerini artık yapamayacak.
İşyerlerini açan ve eski işlerine dönenlerin büyükçe bir bölümü ise, işe binlerce hatta milyonlarca lira zararla başlayacak.
En az salgın kadar korkutucu ikinci  bir kabusun eşiğindeyiz sanki…


.....


Aynı olayın benzeri bir daha yaşanmış!


Eskişehir sınırları içinde salgının ilk vakalarından biriydi çifteler’de meydana gelen olay.
Fransa’dan eşinin yanına gelen kadın önce eşine sonra da eşinin bakıcısına bulaştırmıştı virüsü.
Bakıcının daha sonra Emirdağ’a gidip yemek yediği 5 kadına virüs bulaştırması, bu 5 kadından birinin de mevlit düzenleyerek diğer kadınlara virüsü taşımasıyla bir sürü pozitif hasta olmuştu.
Yine aynı ilçede, ilkini aratmayan bir olay daha yaşanmış.
İzmir’den gelen bir kadın, virüs taşıdığını bilmeden komşularıyla bir araya gelmiş.
“Ramazan geliyor. Hazırlık yapalım” diyerek oturmuşlar bir eve…
Bir yandan hamurlar açmışlar, bir yandan tatlılar yapmışlar.
Sonuç;
İzmir’den gelen kadından diğerleri de virüsü kapmış.
Onlardan da aileleri ve etrafındakiler.
İlçenin ve ilçede yaşayanların elbette günahı yok.
Ancak…
özellikle bu ilçeye dışarıdan gelenleri daha da bir sıkı takip etmek gerekiyor galiba…
Zira…
Böyle giderse dışarıdan gelenler, bu kural tanımaz, laf dinlemez ve “bize bir şey olmaz” cı insanlar yüzünden bütün ilçe salgına yakalanacak.


.....


Merak ettik şimdi!


Benzeri bir paylaşımı görünce biz de merak ettik!
Dünya’yı ve ülkemizi etkisi altına alan bir salgınla mücadele ediyoruz uzunca bir süredir.
Türkiye’deki bütün hastaneler ve diğer sağlık kuruluşları covid 19 hastası dışında, çok çok acil olmadığı müddetçe hasta kabul etmiyor.
Hastanelerin yoğun bakımlarından tutun da polikliniklerine, ameliyathanelerinden acillere kadar tüm birimleri bu hastalık dışında hiçbir işe bakmıyor, bakamıyor…
İnsan ister istemez merak ediyor insan;
covid19 salgınından önce tıklım tıklım dolu olan poliklinikler ameliyathaneler 7/24 hizmet veren aciller, bir kaç ay öncesinde buraları dolduran hastalar nerede?
Kronik hastalığı olanlar başta olmak üzere diğer bütün hastalıklardan muzdarip insanlar nerede?
Bu durumu; diğer bütün rahatsızlıkların covit 19’un yanında hikaye kaldığını ve artık önemsenmediğine mi yormalıyız?
Yoksa…
Toplumun bu salgın öncesinde hastalık hastası olup, en küçük bir rahatsızlıkta kendisini sağlık kuruluşuna attığını mı?
Ya da her ikisi mi?
Ne dersiniz?


.....


Parası olan da olmayan da…


Paranın harcanamaması gibi bir durumla karşı karşıyayız…
Parası olmayan doğal olarak zaten harcayamıyor…
Ancak…
Parası olanın durumu da diğerinden farklı değil…
Elindeki parayla kalakalmış vaziyette.
Cesaret edip yatırım yapamıyor.
Altın ve Döviz çok yükseldiği için “Bu fiyatlardan alınmaz” diyerek bu argümanlardan uzak duruyor.
Borsa deseniz, girilecek gibi değil ve her an her şeyin olma ihtimali ürkütüyor.
Faiz de zaten bir şey getirmiyor…
Parası olan da olmayan da kara kara düşünüyor anlayacağınız…
Yukarıda da söylediğimiz gibi…
Mesele, olan ya da olmayan paranın harcanamaması gibi bir durumla karşı karşıya ekonomi…
Harcanmayan paranın ekonominin çarklarını döndürmeyeceği düşünüldüğünde, gerek yaşadığımız süreç boyunca ve gerekse yaşadığımız sürecin sonunda işimiz çok zor gibi görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi