4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BAŞKA BİR TÜRKİYE YOK...

Son yıllarda, dış ve iç şer odakların hedefi, ulusal devlet ve bütünlüktür. Bu nedenle de bölücü- işbirlikçi-kendine ve milletine yabancılaşmış, taşeron aydınlar, haddini bilmez kişi/kişiler ve AB, ülkemizin bütünlüğünün teminatı olan, Atatürkçülük, rejim, yargı ve TSK' ya karşı cephe oluşturdular. Oysa Atatürkçü düşüncenin, uygar dünya ile bir alıp vereceği yoktur. Çünkü Atatürkçülük, uygarlığa koşuş idealidir.
Dış ve iç şer odakları, ulusal bütünlüğü yok etmek için, yalnız bu unsurları değil evrensel değerleri de kullanıyorlar. Nitekim 1975 "Helsinki Sonuç Belgesi" nin, insan hakları ve özgürlüklerini temel alan 7. maddesine yönelik bir modelle, Türkiye'de demokratikleşme hep günden de oldu. ABD ve AB' nin, bu modelle tetikleyeceği insan hakları, temel hak ve özgürlük istemleri, ulusal bütünlüğe yöneliktir. Nitekim bu modelle Sovyetler savaşsız, işgalsiz ve müdahalesiz bir biçimde çökertildi. Yugoslavya da böyle parçalandı.
ABD ve AB, demokrasi koruyuculuğu maskesi altında, Lozan kazanımlarını ortadan kaldırmak için, Türkiye'ye yıllardır baskı yaptılar. Terör örgütleri, özelliklede PKK'yı, örtülü olarak yıllarca desteklediler. Kişisel ve kültürel özgürlükleri, gündeme getirilerek, Sevr koşullarını, yeniden oluşturulma çabası içine oldular.
Aslında Türkiye' nin, milleti ve ülkesi ile bölünmez bütünlüğüne yönelik olarak yürütülen, dış destekli bölücü faaliyetler, her dönem oldu. Bunun içinde bazı etnik gruplar, Batı ülkeleri tarafından taşeron olarak kullanıldı. Nitekim 11 Mayıs 1919'da Ali Batı isyanı, 1921'de koçkiri, 1924'de Nasturi, 1925'de Kürt Sait, 1926-1930 Ağrı, 1937 Dersim, Sason, Zeylan, Oromar, Raman, Biçar, Tendürek ve Pülümür isyanları, bugün de, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'nın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/ Cephesi (DHKP/C), MKP (Maoist Komünist Partisi), TKP/ML - KONFERANS, Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) adlı yasa dışı sol örgütler, PKK/KONGRA-GEL (Kürdistan Halk Kongresi-KHK), Kürdistan Devrim Partisi (PŞK), Kürdistan Demokrat Partisi/Bakur (PDK/Bakur) adlı bölücü örgütler ile Hizbullah, Hilafet Devleti (HD), İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA/C), Tevhid-Selam (Kudüs Ordusu) ve El Kaide gibi terör örgütler var.
ABD ve AB, terör örgütlerini ve ülkede aydın geçinen, Sayın Kamuran İnan'ın da söylediği gibi, vatana ihanet eden kişi/kişileri de menfaat karşılığı, taşeron olarak kullanıyorlar. Aslında bu hainleri, yadırgamamak lazımdır. Bunlar her dönem oldu. Nitekim Büyük Önder Atatürk, " HER DEVİRDE, HER MEMLEKETTE VE HER ZAMAN ZUHUR ETTİĞİ GİBİ BİZDE DE KALP ASABI ZAYIF, KAVRAYIŞSIZ İNSANLARLA BERABER; VATANSIZ VE AYNI ZAMANDA REFAH VE ŞAHSİ MENFAATLARINI VATAN VE MİLLETİN ZARARINDA ARAYAN ADİ KİMSELERE VARDIR. ŞARK İŞLERİNİ ÇEVİRMEDE VE ZAYIF NOKTALARI ARAYIP BULMAKTA PEK USTA OLAN DÜŞMANLARIMIZ, MEMLEKETİMİZDE BUNU ADETA BİR TEŞKİLAT HALİNE GETİRMİŞLERDİR" demiştir.
Adı aydın! Ancak "hain" olarak tarihte yerini alacak olan bu kişi/kişiler, dış ve iç şer odaklardan aldıkları desteklerle, bunların senaryolarını, örtülü veya net bir şekilde Kamuoyuna sunuyorlar. Ayrıca yazılı ve görsel basın yanında, İnternet ağını da yoğun bir şekilde kullanarak, millete, devlete ve ülkeye yapılan ihanet senaryolarını, meşru gibi göstermeye çalışırlar. Sürekli de devletin, yargı, TSK ve Atatürkçülüğün karşısında olurlar.
Sanal aydınlar! Zora geldi mi veya korku kapıya dayandı mı, hemen saf değiştirirler, birer koyu milliyetçi olurlar. Bukalemun gibi belirsizce renk değiştirirler ama fırsat bulduklarında, ihaneti sergilemekten de geri kalmazlar. Hedeflerine ulaşmada, demokrasi, adalet, çok kültürlülük, mozaikçilik, İnsanlık, küreselleşme, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, anadille eğitim, anadille radyo ve TV yayınları, federasyon, ayrıcalık, eyalet sistemi, etnik kimlik gibi, argümanları kullanırlar.
Bugün, ülkenin bütünlüğün ve siyasi ve iktisadi hayatımız yanında, Türk toplumunun teminatı olan Türk Silahlı kuvvetlerine, Yargı ve Atatürk'e ve ülkesinin bütünlüğünü ve bağımsızlığını savunan insanlarımıza, yapılan saldırılar, her geçen gün ivme kazanıyor. Oysa Türk'ün, Türk' ü, koruması, dış ve iç şer odaklarla mücadele edilmesi, Türk milletinin, siyasi ve iktisadi bağımsızlığı ve ulusal bütünlüğü ile de orantılıdır. Ayrıca Kimse bu gelişmeler karşısın da, "BANA NE " diyemez. Dememelidir de. Çünkü "BAŞKA BİR TÜRKİYE YOKTUR."
Yazılarımıza bir müddet ara vereceğiz. Tekrar buluşmak dileğiyle hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi