Öyle sosyal medya da gezinirken bir söze rastladım, şöyle yazıyordu: “İyi adamlar yalnızlıktan ölüyor, İyi kadınlar ise kötü adamların balkonundan gökyüzüne bakarken… / Dostoyevski “

Aslında hep rastladığım ve her okuduğumda çok doğru deyip yeniden beğendiğim bir sözü köşeme taşımak istedim. Bunu yazarken daha önce Nejat İşler’in söylediği söz de aklıma gelmedi değil.

“Kadınlar yanlış erkeklere aşık olur, erkekler ise doğru kadına yanlış yaparlar”

Ah bu yazı böyle uzayıp gidecek sanırım. Ne yapalım, yalan da değil. Çokta güzel söylemişler. Sahiden de yanlış erkeklere aşık olduğumuz bir gerçek.

Peki neden yanlış kişilere aşık oluyoruz?

Bunun ilk sebebi egolu ve dış görünüşüne önem veren adamların cazibelerine karşı koyamamakla başlıyor. Dış görünüşü çok çekici olan erkeklerin iyi bir baba olacağını düşünen kadınlar, ilişki sonunda ne yazık ki üzülüyorlar.

Kadınlar birlikte oldukları adamın, kafalarında kurdukları beyaz atlı prens olduğuna inanıyorlar. Hayalleri ve gerçekleri birbirine karıştıran kadınlar, hep bekledikleri adamla karşılaştıklarını zannettiği için yanlış kişiyle birlikte olmayı seçiyorlar.

Kadınları üzen, hani bir tabir var ya ( aslında kötü çocuk derler ama ben tabiri değiştiriyorum) “ bay yanlış”, bunu burada kullanmam çok yanlış olmayacak sanırım. O “bay yanlış”ların en iyi becerdiği şey flört etmektir. Kadınlarla nasıl flört edeceğini çok iyi bilir.

Vakit ayırmamalarından etkilenen bir kesim var. Nedense bu adamların bize vakit ayıramıyor olmalarını çekici buluyoruz. Arkadaş çevresindeki kadınlara vakit ayıramayan adamlar, hep daha ilgi çekici bulunduğu da bir gerçek.

Sürekli mesajlaşmazlar. Esrarengiz tavırları, kopuk iletişim biz kadınları daima çekiyor. Zaten ne zaman bizi sürekli arayan, halimizi hatırımızı sorup üzerimize düşen adamlara âşık olduk ki? 

Eh! Aşkı doğru adamda yaşayanı henüz göremedim. Yani şahsen bende yaşamamışım bunları yazarken aşkı yanlış adamlarda tükettiğimi gördüm. Napalım, bugünün yazısı da “Bay Yanlış” olsun.

Sevgilerle…