
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BAYRAMLAR, BARIŞ GÜNLERİDİR
Yarın Kurban bayramı; akıllı, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin belli miktar parasına sahip olan kişinin, belli miktarda borcu varsa, borcunu çıktıktan sonra kalan miktar 80 gram altına tekabül ediyorsa, kurban kesmek üzerine vaciptir. Kurban Kur' an' da emredilmiş bir ibadettir. Nitekim" Sen de Rabbin için, namaz kıl ve kurban kes."[5] (Kevser Suresi, 2)
Ayrıca Peygamberimiz, bizzat kurban kendi keserdi. Müslim'in rivayetine göre Enes (r.a.) şöyle demiştir : "Allah'ın Resulü, beyaz renkli iki koç kurban ederdi."
Kurban kesmenin, İslam dini açısından birçok amacı vardır. Bunlardan en önemlisi, Allah'a yakınlaşmak, adanmışlık derecesini göstermek, ilâhî rızayı kazanmaktır. Bunun yanı sıra maddî durumlarının yetersiz olması sebebiyle, kurban kesemeyenlere yardımda bulunmak da bir sebep olarak ifade edilmiştir ve genel olarak "Hakka ve halka yaklaşmak" amacı ile kurban kesilir.
Bayram günleri, barış ve sevinç günleridir. Elbette bir arada yaşayan aile ve toplum fertleri arasında anlaşmazlıklar, olabilir. Bu gayet normaldir. Ama bunları dargınlık safhasına vardırmamak gerekir. Bayramlar bu dargınlıkların ortadan kalkması için ciddi bir fırsattır. Eş, dost, akrabalar ziyaretleri ile varsa bu dargınlıklar, ortadan kaldırılmalı ve aradaki bağlarını kuvvetlendirilmelidirler.
Hz. Peygamber, müminlerin üç günden fazla dargın durmalarının uygun olmadığını belirterek şöyle buyurmuşlardır. "Akraba ve komşulara iyilik etmek ve onlarla iyi geçinmek Kuran-ı Kerim'in tavsiyesidir"
Bayramların, millî ve dinî duyguların, inanışların pekişmesi, taze ve canlı tutulması fonksiyonu yanında, toplumunda birlik ve beraberliğin sağlanmasında ve bunun bireylerin bilincinde yer etmesinde de önemli etkendir.
Bayram günlerinde, anne ve baba ziyaret edilmeli. Hayır ve duaları alınmalıdır. Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi ve saygı duyguları aktarılmalı, hatta karşılaşılan herkesle selamlaşarak tebrikleşmek gerekir. Hastanelerde ve evlerde yatan hastaları ziyaret etmeli, şifa dilekleri sunulmalıdır. Yetimlerin ve kimsesiz çocuklar sevindirilmeli. Çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç çocuklara yardım eli uzatmalı, onların da bayram sevinci yaşamaları sağlanmalıdır.
Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun, fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan aile ve şahısların, düşmanlık ve husumet duygularının, sevgiye dönüşmesi, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin küçüklere sevgi göstermesi, hastaların ziyaret edilmesi, verilecek küçük hediyelerle çocukların gönüllerinin alınması, hısım ve akrabanın bir kere daha yeniden kaynaşması, genellikle bayram günlerinde mümkün olmaktadır.
Kurban ibadeti kişiye gerektiğinde malını ve canını Allah yolunda feda edebilme bilincini ve servetini başkalarıyla paylaşabilme duygusunu kazandırır. Zengin ve fakirlerin birbirleriyle kaynaşmalarına ve bayram günlerince fakir ve yetimlerin sevinmelerine vesile olur. Özelliklede kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutup sosyal adaletin gerçekleşmesine katkı sağlar. Ülkemizdeki tüm etnik grupların kardeşliğini pekiştirir.
O nedenle de Kürt- Türk çatışması bekleyenler, bir hayal içindedir. Çünkü Türkler ve Kürtler, yıllardır birlikte yaşamış, kader birliği yapmış, kız almış ve kız vermiştir. Kardeşçe yaşamak ve var olan sorunları da, birlikte çözmek varken, kavga etmek veya huzursuzluk yaratmak, kime ne kazandıracak?
Kürt kökenli vatandaşlarımızın, büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor.
Türk Halkı, artık gerçekleri görmelidir. Siyasilerin, özellikle de liderlerin başlattığı, "ETNİK KİMLİK" tartışmaları, maalesef Türkiye'yi, karanlık bir tünele doğru hızla sürüklemeye başladı. Bugün etnik kimliği, bir sorun olarak ortaya atanlar, çözümü, "alt kimlik-üst kimlik" de görenler; Avrupa Birliği'ni bahane ederek, Türkiye' yi bölmeye çalışanlar, ülkemizi bir kaosa sürüklediği gibi, Türk ve Kürtlere de ihanet içindedirler. Oysa birlikte, huzur ve refah içinde yaşamak istiyorsak, nesilleri, tek yönlü nefret ve ön yargıda kurtarmak ve bu ortamı yaratacak tavır, davranış ve söylemlerden de uzak durmak gerekir.
Kurban Bayramı, kardeşlik ve birliktelik için bir fırsattır. İnşallah! Kurban bayramı, bu birlikteliğin pekişmesine, daha büyük katkıda bulunur. Asırlardır var olan bu tablo, devam eder. Bu duygularla, okuyucularımızın Kurban Bayramı'nı, içten ve en iyi dileklerimizle tebrik ediyor, ülkemize, İslam dünyasına ve bütün insanlığa, iyilik ve hayırlar getirmesini diliyoruz.