
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BERTARAF OLMAK...
Eskişehir STK Demokrasi ve Özgürlük Platformu'nun 12 Eylül'deki Anayasa paketi referandumu için başlattığı "EVET" kampanyasına katılan STK' ların sayısı 72'den 76'ya yükselmiş, Oysa STK' ların, Anayasa değişikliğinde, "EVET" ve "HAYIR" demesi, üyelerinin tercihine ipotek koymaktır. Bu demokrasi ile de bağdaşmağı gibi, etik de değildir.
Yalnız Eskişehir' de deği,l ülke genelinde de, referandum yaklaştıkça ilginç olduğu kadar dikkat çeken gelişmelere de tanık oluyor. CHP MHP, BDP ve AKP arasındaki çekişme aklıselim insanlarımızı kaygılandırdığı gibi, söylenen sözler etik de değildir. Özellikle de soy üzerinden yapılan tartışmalar, hakaret boyutuna vardı. Dün Cumhurbaşkanı Sayın Gül' e yapılan hakaret, bugünde, Ankara Anakent Belediye Başkanı GÖKÇEK tarafından, CHP Lideri Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU' na yapılıyor.
Acaba Başkan Sayın EDOĞAN, "Ben buradan muhaliflere sesleniyorum; önemli olan boy değil, önemli olan soy, soy" derken, Melih Gökçek gibi mi düşündü bilinemez ama bir insan, soyu ile değil, yaptığı hizmetleri ile değerlendirilmelidir.
Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın, TÜSİAD' a, "Bakın, burada da tavrınızı ortaya koyun, hayırsa 'hayır' deyin, evetse 'evet' deyin. Çünkü bitaraf olan bertaraf olur'. Sözleri demokrasi ile bağdaşmadığı gibi seçmenin tercihine de ipotek koymaktır. Nitekim TÜSİAD", "TÜSİAD bitaraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasiden ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve vesayetin kaldırılmasından yanadır. Türkiye'nin demokrasi içinde gelişmesi ve refahı vazgeçilmez hedefimizdir. Durum böyle iken, bir sivil toplum örgütüne 'bitaraf olan bertaraf olur' şeklindeki bir uyarı, talihsiz bir yaklaşım olmuştur ve çağdaş demokrasilerde sivil toplumun rolünü güçlendirici bir görev görmeyecektir. Türkiye'de sivil toplum örgütlerinin, çağdaş sivil toplum anlayışının gereğini yerine getirerek, ancak bertaraf olma endişesi duymadan, daha müreffeh bir Türkiye'ye katkı sağlayacağından şüphemiz yoktur. " açıklamasına katılmamak mümkün mü?
Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın "BİTTARAF OLAN BERTARAF OLUR "sözü etkisini gösterdi. Erdoğan'ın ültimatomundan sonra, onlarca kurum ve kuruluş, oyunun rengini açıklamaya başladı: Hukukçular Birliği Vakfı, Memur Der, Konya Ticaret Odası, Trabzon'dan 61, Samsun'dan 94, Adana'dan 106, Diyarbakır'da 495 sivil toplum örgütü "EVET" oyu kullanacaklarını açıkladılar.
Oysa Türkiye' de gerçek sivil toplum örgütü, referanduma," EVET" veya " HAYIR" diyemez, siyasi partiler gibi taraf da olamaz. Çünkü bünyesinde, her düşünceden insan vardır. Taraf olmak, örgütlenmenin ilkelerine de ters düşer. Ayrıca her örgütün belli bir amacı vardır Bu amaç doğrultusunda, hareket zorundadır. Aksi her etkinlik ve faaliyet, yasalara aykırı olduğu gibi etik de değildir. Ayrıca Bu kararlar üyelerinin tercihine ipotek koymaktır. Demokrasiye de yeri yoktur. Evrensel değerlerle de bağdaşmaz.
Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, TÜSİAD' ın, Türk-İş'in, KESK' in, Kamu-Sen'in, Hak-İş'in, Memur-Sen'in bütün 11-12 tane sendikanın altında imzası olan Anayasa değişikliğine, yönelik 'evet kampanyası vardı. Orada 'evet' dediler, orada irade beyanında bulundular." sözleri, Ak parti tarafından hazırlanan "Anayasa değişikliklerine, "EVET" demelerini gerekmez. Çünkü anayasalar toplumsal uzlaşma metinleridir. Şayet Ak Parti, Anayasa değişikliklerini, bu örgütlerlerle birlikte yapmış olsa idi. Belkide bugün referanduma bile gerek olamayacaktı.
Başbakan Sayın ERDOĞAN' ın, "TÜSİAD' ın açıklaması üzerine, ". Peki, 2000-2001'deki irade beyanını nasıl yaptın? Bu ülkeyi biz sermayenin hegemonyasına terk etmeyeceğiz. Bunu bir defa açıkça ortaya koymak gerekiyor. Yani geçmişte siz iktidarlarla böyle köşeye sıkıştırıp kedi köpekle oynar gibi oynayabilirdiniz. Ama bu iktidarla oynayamazsınız. Bir şey hayırsa 'hayır' dersin, evetse 'evet' dersin. Karşımıza gelip farklı, kapıdan çıktıktan sonra farklı diyor. Biz bu tür şeylere pek alışık değiliz.'' Sözleri ile hem geçmişteki iktidarları suçlamış, hem de örgütler gözdağı vermiş, yasal ve etik olmayacak bir uygulamayı da tavsiye etmiştir.
Ayrıca geçmişte İktidarlar ve TÜSİAD gibi örgüler, hata yapabilir. Bugünkü iktidarın ve örgütlerin görevi, geçmişi eleştirmek değildir. Geçmişteki yapılan hatalardan "DERS", doğrulardan "ÖRNEK" alarak, tekrar tekerrür etmesini önlemektir. Siyasi partiler dışındaki örgütlerin, referanduma "EVET" veya "HAYIR" demesi, yasal olmadığı gibi, "ETİK" ve "AHLAKİ" de değildir. Çünkü referandum sandığına, örgütler değil, üyeleri gidecektir. Hal böyle olunca da örgütlerin, taraf olması, üyelerinin kanaatlerine ipotek koymaktır. Elbette örgütler, Anayasa değişiklikleri üzerinde üyelerini bilgilendirebilirler ama asla üyelerinin düşüncelerine ve tercihlerine ipotek koyamazlar. Koyarlarsa, kamuoyu ve üyelerinin nazarında, güven ve itibar kaybederler. İşte o zaman, "BERTARAF OLURLAR."