4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BESLE KARGAYI OYSUN GÖZÜNÜ

Türkiye, kara harekâtında verdiği 15 şehidine ağlarken canlı yayınlanan POPSTAR Alaturka isimli televizyon programında, Bülent Ersoy, harekâtla ilgili tartışma yaratacak sözler sarf etti. Programla ilgilisi olmadığı halde, bu sözler niçin gündeme getirildi bilinmez ama Türk askerinin, Kuzey Irak' ta, operasyon yaparken söylenmesi dikkat çekti.
Bülent Ersoy' un, milyonlarca seyirci önünde, "Tamam vatan bölünmez, bilmem ne olmaz ama göz göre göre de bu çocukları bütün analar doğursun, toprağa versinler. Bu mu yani?" diyerek tansiyonu yükseltmesi, izleyicilerin bir kısmından da alkış alması şaşkınlık yarattı. Yine Ersoy' un, " ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ' HEP AYNI LAF" ve " "başkalarının savaşı için doğurduğum çocuğu, toprağa veremem. " sözleri, programı izleyen vatandaşlarımızı şok etti. Bu sözler üzerine, RTÜK ve STAR TV yöneticileri harekete geçer mi bilinmez ama bu ifadeler, atalarımızın, " BESLE KARGAYI, OYSUN GÖZÜNÜ" sözünü de haklı çıkardı.
Bugünkü şöhretini ve sahip olduğu servetini, Türk halkının, maddi ve manevi desteğine ve Türk Milletine borçlu olduğu halde, nankörlük yaparak, Türk insanını askerlikten soğutabilecek laflar etmesi, Türk milletine ve vatanına ihanetten başka bir şey değildir. Kıymet bilmez ve kendisine yapılan iyiliğe, kötülükle karşılık veren, bu kişi, kamuoyu nazarında hak ettiği tepkiyi görmelidir.
Bülent Ersoy gibi kişi/kişiler, bilmelidir ki, " HER TÜRK ASKER DOĞAR, ". Bu aziz toprakları ve Türk toplumunun bağımsızlığını korumak için de yaşar. Nitekim Büyük Önder Atatürk, " Memleketimizi şu iki şeyin memleketidir. Biri Çiftçi, diğeri "ASKER". Biz çok iyi çiftçi ve "ASKER" yetiştiren bir milletiz. İyi çiftçi yetiştirdik; Çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdi; Çünkü o topraklara göz diken düşmanlar fazladır. O toprakları sürenler, o toprakları koruyan hep sizlersiniz. Bundan sonra daha iyi çiftçi ve daha iyi asker olacağız. Ama bundan sonra asker oluşumuz, artık eskisi gibi başkalarının, "HIRSI", "ŞAN" ve "ŞÖHRETİ" "KEYFİ" için değil, yalnız ve yalnız, bu azizi topraklarımızı korumak içindir " demiştir.
Program da, sanatçı Sayın Ebru Gündeş' in, Ersoy'a karşılık olarak, "İnşallah Allah bana bir oğul nasip eder de anlı şanlı askere yollarım." sözleri ve "Bu devlet için, bu topraklar için, bir kadın olarak ne gerekiyorsa yapabilirim. Benim oğlum da aslan gibi yapar. Eğer bunun için kaderde ölüm varsa, alnımıza yazılmış böyle bir şey varsa, onu da yaşayacağız. Bunun için şehitler ölmez, vatan da bölünmez zaten" diyerek konuşmasını bitirmesi ise şok olan vatandaşlarımızı, biraz olsun teselli etti. Maalesef son yıllarda, dış ve iç şer odakları, hatta Avrupa Birliği, Türk Silahlı Kuvvetlerini etkisiz hale getirmek için, ciddi gayret ve caba sarf ediyor. Özellikle de Türkiye'de bazı kesimler tarafından, "Vicdanı Ret" gibi kavramlar, gerekçe gösterilerek, halk askerlikten uzaklaştırılmak ve soğutulmak isteniyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü de, "vicdani ret" hakkının tanınmaması ve alternatif sivil hizmet seçeneği sunulmaması ile ilgili temel sorunun çözülmesini ve Türk Ceza Yasası'nın 318. maddesinin kaldırılmasını, siyasi otoriteden istemiştir. Oysa TCK 318. maddesi, "Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir." Ve " Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse, ceza yarısı oranında artırılır." hükmünü içerir. Bu maddeyi kaldırmak ülkeye zarar verir. Hatta bağımsızlığımızı ve toprak bütünlüğümüzü tehlikeye sokar. Dış ve iç şer odaklarının isteği de bu değil midir?
Bülent Ersoy hakkın da savcılar, RTÜK ve STAR TV, bir işlem yapılacak mı veya TCK' nın 318. madde işletilecek mi, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak Bülent Ersoy gibi, kişi/kişileri savunmak için, her zaman olduğu veçhile, dış ve iç şer odakları, özellikle de sanal aydınlar, "ifade özgürlüğü"ne benzer kavramları öne sürerek, arka çıkacaklar, yargı süreci başlatılırsa da, TCK' nın 301. maddesi, yeniden gündeme getirilecektir.
Şu bir gerçek ki Türk tarihinin, hiç bir döneminde, milli ve manevi değerlerimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri, bugünkü kadar sık saldırıya uğramamıştı. Üstelik devletimizin varlığına, dinamit koyan bu insanlar, hem suçlu, hem güçlü. Atatürk' ün, dediği gibi, ülkemize karşı " 'gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde" dirler.
Türk halkı, artık gerçekleri görmeli, savcılar, RTÜK, TV kanalları ve halkımız, bu alanda üzerine düşeni de yapmalıdır. Aksi halde, yarın çok geç olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi