
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BİLGİ GÜÇTÜR
Bilgi ve bilgi teknolojisine sahip olmak, toplumlar, özellikle de sanayi, için son derece önemlidir. çünkü toplumların, gelişmişlik düzeyleri, şirketlerin alanlarındaki rekabet gücü, sahip oldukları bilgiye ve bilgi teknolojisi ile orantılıdır.
Ayrıca ekonomik zenginlik, bilgi temelli hale geçtikçe, Ar-Ge çalışmaları da hızlanmaktadır. Böylece dünya ekonomisi,, her geçen gün, bilgi-bilim ve teknoloji temelli hale dönüşmektedir. Bilginin üretimdeki öneminin artması ile birlikte, profesyonel araştırma ve geliştirme birimlerinin, önemi de artmaktadır.
ülkemizde, bilgi üretiminde, öncelikli görev üniversitelere düşüyor. çünkü ülkemizde, üniversiteler, bilgi ve teknoloji üreten, ürettiği bilgiyi toplumla ve akademik çevrelerle paylaşan, toplumsal sorunları dile getiren, sorunların aşılması için, çözüm önerileri sunan kurumlardır.
Ayrıca tüm dünyada, üniversite ile iş dünyasının, iş birliğinde, en önemli unsurlardan biri, hiç şüphesiz araştırma ve geliştirme çalışmalarıdır. üniversite - sanayi iş birliğinde, ortak hareket etmeli, birbirlerine güvenmeli, sanayiciler de bütçelerinden, Ar-Ge´ ye pay ayırmalıdırlar.
Elbette, üniversitenin, sanayiden gelecek tüm taleplere, yanıt verilebilecek güçte olması mümkün değildir. Bu nedenle, üniversite ve araştırma merkezleri, sanayi ile işbirliği içerisinde olurlarsa, sanayicilerin istekleri, daha sağlıklı ve çabuk kolaylıkla karşılanabilir.
Eskişehir’ de, Anadolu üniversitesi ve ESOGü, OSB, ESO ile ortak Araştırma ve geliştirme alanında, günümüzün değil, geleceğin planlarını yapma ve uygulama stratejileri geliştirebilirler. Ancak ülkemiz ve Eskişehir’de, Ar-GE faaliyetlerine, ayrılan kaynaklar, kafi değildir. Bundan daha önemlisi, araştırıcı sayısı, hem mutlak sayı olarak, hem de uluslararası düzeyde üretim yapabilmek bakımından, son derece yetersizdir.
ülkemizde, Ar-GE personelinin, büyük bir yüzdesini barındıran üniversitelerde,, eğitim-öğretim yükü, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine, pek zaman bırakmayacak ölçüde yüksektir. Ayrıca ülkemizde, Ar-GE faaliyetleri, için, önemli bir girdi olan “kitap” ve “sürekli yayın” bakımından da büyük yetersizlik vardır.
Elbette Ar-Ge faaliyetleri içinde, en önemli iki sorun olan insan gücü ve parasal kaynak yetersizliği, kısa sürede çözülecek sorunlar değildir. Bu sorunların çözümü için, ciddi bir planlama, kararlı ve uzun vadede, sabırlı bir uygulama gerektirmektedir.
Ayrıca gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de üniversitelerin, pazar için bilgi üreten şirketlere dönüşmesi, kaçınılmaz olacaktır. üniversitelerin, bilginin üretildiği ve toplumsallaştığı kurumlardır. O nedenle de devlet -sermaye- üniversite yönetimleri, üçlüsünün, birlikte hazırladıkları girişimci üniversite modeli, işlerlik kazandı.
üniversite, sanayi işbirliği ile gerçekleştirilen, Ar-Ge çalışmaları, ideal bir çalışmalardır. çünkü bugün ülkemizde, Ar.Ge çalışmalarına ayrılan pay, gelişmiş ülkelerin çok gerisindedir. Nitekim Türkiye, İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen, Türkiye'de Ar-Ge Harcamalarının, GSYİH' ye oranı, yüzde 0,73, kadardır.
2001 yılında, yürürlüğe giren, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri kanunu, bu sürecin yasallaştırılması yolunda, atılan temel adımlardan biriydi. Bu yasa gereği, Eskişehir’ de “Teknoloji Geliştirme Bölgesi” kuruldu. Yasayla da üniversite kampuslarında, kamu desteği ile sermaye için, proje üretilmesinin önü açıldı.
Eskişehir’ in, ulusal ve global pazarlarda rekabet edebilmesi, bünyesindeki kullandığı ve ürettiği bilgi ve teknoloji ile de orantılı olacaktır. Bu olanağa sahip olmak için de, üniversitelerle, ESO ve OSB müşterek AR-GE çalışmaları, yapmalı ve teknoloji üretimi ve transferi de kurumlaştırılmalıdır.
Gelişmiş ülkelerde, risk algılamasında ise piyasa koşulları ve rekabet ilk sıralardadır. AR-GE çalışmaları ise olmazsa olmaz konumdadır. Bizde, AR-GE çalışmaları yok denecek kadar az. Oysa işletmeleri ulusal ve global pazarlarda, rekabet edebilmesi, bünyelerindeki AR-GE çalışmaları ile eşdeğerdir.
Sanayileşmiş ülkelerde, bilimsel araştırmalar ve yeni teknolojiler üretmek için, başlatılan dev projelerde, AR-GE çalışmaları, ön planda tutuluyor. Artık ülkemizde, 5746 sayılı kanunla, AR-GE çalışmalarına büyük avantajlar sağlandı.
Yeni yasayla, Ar-Ge merkezi olarak tanımlanan; sermaye şirketleri içinde, ayrı bir birim olarak örgütlenmiş, Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan ve en az 50 Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli birikimi ve yeteneği olan, birimler dei desteklerden yararlanabilecektir.
Eskişehir’de, Ar-Ge, yeni bilgi, teknoloji üretme ve yeni ürün geliştirme alanında, ESOGü ve Anadolu üniversitesi, OSB, ESO ve kurum/kuruluşlar arasında, yapılacak işbirliği, Eskişehir’i, ulusal ve global alanlarda, söz sahibi yapacaktır. çünkü bilgi güçtür.