
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BİLİMSEL ÖZGÜRLÜK
Bilim özgürlüğü, sanıldığının aksine sadece araştırma yapan bilim insanının, rahat bırakılması, üzerinde, baskı hissetmemesi durumu değildir. Bu özgürlük, aynı zamanda, bilim yapabilme özgürlüğüdür; araştırmacının araştırma yapabilecek koşulları bulabilmesi ve araştırması sonucunda ürettiği bilgiyi rahatça açıklayabilmesi, yayabilmesi özgürlüğüdür.
Bilim, araştırma yapmaktır, bir sorunun peşine takılıp gitmektir. İstediği konuda araştırma yapamayan; kafasına takılan sorunun peşine düşemeyen, o sorularının yanıtını bulmak için yola çıkamayan araştırmacı özgür değildir. çünkü bilim özgürlüğünün kıstaslarından başta geleni özgürce araştırma yapabilme, araştırma konusu ve sorusunu özgürce kendisi belirlemeli ve kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Ancak ülkemizde, bilim özgürlüğü arzu edilen boyutta değildir. Nitekim
Ergene Nehri Havzası’nda yer alan Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illeri; Dilovası bölgesinin de içinde bulunduğu Kocaeli ve Antalya’da gıdalarda ve sudaki kirliliğin kanserojen etkiler yarattığını ortaya koyan araştırma sonuçlarını gizleyen Sağlık Bakanlığı, halkın sağlığını tehdit eden bilgileri, kamuoyuna açıklayan Sayın Bülent Şık hakkında suç duyursunda bulundu.
İddianame, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlandı. İddianamede, “Açıklanması yasaklanan gizli bilgileri açıklama, temin etme, göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçlamasıyla Bülent Şık hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istendi.
Kocaeli üniversitesi Halk Sağlığı Anabilimdalı öğretim üyesi, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Dilovası’nda yaptığı araştırmalar sonucunda, anne sütünde ve bebeklerin dışkısında, ağır metallere rastlamış ve bu bulgularını kamuoyu ile paylaşmıştı.
Sayın Prof. Dr. HAMZAOĞLU, halk sağlığını tehdit eden metal kirliğine karşı önlem alınması gerektiğini söylemiş, açıklamaların ardından, AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve AKP’li Dilovası Belediye Başkanı Cemil Yaman, Sayın Sayın Prof. Dr. Hamzaoğlu hakkında, “halk arasında korku ve panik yaratmak” gerekçesiyle dava açmıştı.
Bilim insanlarının, mühendislerin gerçeği ortaya çıkarma sorumluluğunu mesleki sorumluluk olarak görmesi ve halk sağlığından yana taraf olması, AKP tarafından ilk defa hedef alınmıyor.
Daha önce de, Kocaeli üniversitesi Halk Sağlığı Anabilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Dilovası’nda yaptığı araştırmalar sonucunda anne sütünde ve bebeklerin dışkısında ağır metallere rastlamış ve bu bulgularını kamuoyu ile paylaşmıştı.
Halk sağlığını, tehdit eden metal kirliğine karşı önlem alınması gerektiğini söylemiş, açıklamaların ardından AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve AKP’li Dilovası Belediye Başkanı Cemil Yaman, Hamzaoğlu hakkında “halk arasında korku ve panik yaratmak” gerekçesiyle dava açmıştı.
Oysa Dünya üniversiteler Servisi’nin, “Lima Bildirgesi’nde, “Akademik çevrenin araştırma işlevi ile ilgili tüm üyeleri bilimsel araştırmanın evrensel ilke ve yöntemlerine tabi olarak, herhangi bir müdahaleye maruz kalmaksızın araştırma çalışmalarını sürdürme hakkına sahiptir. Bu kişiler aynı zamanda araştırmalarının sonuçlarını başkalarına özgürce iletme ve sansürsüz yayınlama hakkına da sahiptir” demiştir.
Dünyada 39 ülkede, örgütlü Amerika merkezli bir akademik kurumlar ağı olan “Scholars at Risk” (SAR), Türkiye’de, son yıllarda hak ihlalleri, gözaltılar ve hapis cezalarına maruz kalan bilim adamlarının, çok büyük riskler altında görevlerini sürdürdüklerini belirtti.
Bilim adamlarının, akademik özgürlüklerini ve haklarını savunan SAR, 20 yıldır ABD de dahil dünya ülkelerinde bilim adamlarına, yönelik baskı, ayrımcılık ve hak ihlallerine karşı örgütlü olarak mücadele ediyor.
örgüt, bilim adamlarının, akademik özgürlüklerini koruyarak, eğitim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin, bağımsız ve özgür akademisyenler tarafından eğitilmesi. Kuruluş, dünyada birlikte çalıştıkları 400’den fazla uluslararası eğitim kurumlarıyla birlikte üniversitelerin, akademisyenlerin ve öğrencilerin hakları için mücadele veriyor.
Bilgi üretecek ve ürettiklerini açıklayacak, koşulları bulamayan bilim insanları, istediği kadar rahat bırakılsın, istediği kadar üzerinde, bir baskı olmasın, yine özgür değildir. Bilgi üretemez. çünkü bilim özgürlüğünün, üç olmazsa olmazı olan,: “Araştırma ”; “Bilimsel üretim “ “ Bilimsel bilgiyi yayma ve paylaşma özgürlüğü hayatageçemez.”
Bu imkanları, bilim insanlarımıza sağlamayan, engel olan özellkle de bilim insanlarımızın, elden edilen bilgileri de kamuoyu ile paylaşılmasını engeleyen kişi/kişiler, bilime ve topluma, telafisi olmayan hatalar yaparlar…