Bir dünya masalı...

Bundan 4 milyar 600 milyon yıl önce, dünya, eriyik bir kitleydi. Bağrından koptuğu anasının yörüngesinde, alevler içerisinde dolanıp duruyordu.
Azıcık soğuması ve kendine gelebilmesi için 800 milyon yıl geçti. Havada kesif bir amonyak, metan kokusuyla 1 milyar yılı devirdi.
Ve... Nereden geldiği bilinmez bir konuğu oldu; bir canlı bakteri (cyanobacteria)...
Artık üzerinde hayat vardı. Bu bakteriler, milyarlarca yıl sürecek hayatlarını fotosentezle çoğalan kitlelere dönüştürdüler.
Zaman, su gibi akıp gidiyordu. Günümüze 2 milyar 600 milyon yıl kala karalar da oluşmaya başlamıştı.
800 milyon yıl daha... Artık sahnede Eukaryotic hücreler de vardı. Hani şu hayvanları, bitkileri, mantarları oluşturan hücreler...
1 milyar 300 milyon yıl daha geçiverdi.
Çok hücreli hayvanlar, deniz yaratıkları boy göstermeye başladı.
Şunun şurasında günümüze 434 milyon yıl kalmıştı.
Kocaman tek bir süper kıta vardı; "Goldwana..."
Kuzey yarımküre tamamen okyanustu.
Goldwana, kuzeye doğru hareket edince, muazzam buzullar oluştu. Deniz suyu seviyesi düştü, canlıların yüzde 60'ı telef oldu.
Günümüze 400 milyon yıl kala hava sıcaklıkları mevsim normallerine geldi. Denizler yükseldi ve ilk çenesiz balıklar ortaya çıktı.
Tohumlu bitkiler, ormancıklar da görülmeye başladığında, mangallarını devirecek, izmaritlerini atıp onları yakacak magandaların ortaya çıkmasına daha 354 milyon yıl vardı.
Derken tüm canlıların yüzde 70'inin telef olduğu ikinci büyük darbe geldi çattı. Dünyaya freni patlamış bir asteroit, kafadan geçirmişti. 100 milyon yıl daha... Yeni bir buzul çağı...
Şunun şurasında, 250 milyon yılcık kalmışken; günümüzdeki St. Helens Yanardağı'nın patlamasından 1 milyon misli güçte patlamalarla güneş görünmez oldu. Kapkara yeryüzü seraya döndü. Ve canlıların yüzde 90'ı bağıra bağıra yok oldu.
Bu badireyi atlatanlardan yeni türler, yeni bitkiler, yeni sürüngenler gelişti.
Ve 213 milyon yıl önce muhteşem bir dönem başladı; "Jurassic dönemi..."
Çeşit çeşit dinozorların, dev deniz mahluklarının, dev kuşların birbirini yediği efsane dönem olarak Spielberg bilimkurgu filmlerindeki yerini aldı.
Çeşit çeşit böcekler, çiçekli bitkiler, modern memeliler ortaya çıkarken, bir darbe daha geldi.
10 kilometre çapında bir asteroit, Meksika'nın Yucatan Körfezi dolaylarına çarptı.
Buharlaşan kayalar, şok dalgalarıyla dünyanın diğer tarafında harekete geçen volkanlar, havalanan toz ve kil tabakasıyla kaplanıveren atmosfer, kararan-soğuyan dünya...
Sonuç: Güzelim dinozorların sonu...
Günümüze 66 milyon yıl kala memeliler, çeşit çeşit bitkiler, ilk atlar, Moby Dick'in ataları, film değil, yaşam sahnesindeydiler.
Ve gelindi... 1 milyon 800 bin yıl öncesine...
Dünyanın güneşe göre astronomik pozisyonunun değişmesiyle korkunç bir buzul çağı dönemi başlamıştı. Yıllık sıcaklık ortalamaları sıfır derecenin çok altlarındaydı. Ara sıra ılık dönemler de olmuyor değildi; ama buzul dönemleri 100 bin yıl sürüyorsa, ılık dönemler sadece 10 bin yılcık sürüyordu.
Artık ilkel insan da ortaya çıkmıştı. Henüz modern değildi. Günümüze 10 bin yıl kala, son buzul dönemi bitip ılık Holocene başladığında, yeryüzü asteroitten beter bir belayla, insanın evrimleşmişi ile tanıştı; "Homosapiens..."
Ve medeniyet başladı.
Gerisini biliyorsunuz. İki buzul dönemi arasındaki 10 bin yıllık kısacık ılık dönemin sonlarındayız. Havalar gene sapıttı. Buzullar eriyor, oynuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
AKTÜEL Arşivi