1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Bir heykel seçimi kazandırır mı?

Şahitlerim var. Dileyen herkese  beni teyit edeceklerine dair isimlerini de rahatlıkla verebilirim.
Seçimlerden yaklaşık 1-1,5 ay önce, konusu seçim olan bir sohbet sırasında aynen şunu söylemiştim:
-“Hiç boşuna kafanızı yormayın. önümüzdeki günler içinde Büyükerşen, şehrin en merkezi yerine bir Heykel ya da büyük bir Anıt diker, oylarını en az 2 puan arttırır, seçimi de rahatlıkla alır”
Daha sözümü bile tamamlamadan, masada bulunanlar arasından tepki gösterenler olmuştu bu sözlerime…
Hatta içlerinden “Ne yani! Eskişehirli seçmenin Heykel’e, Anıt’a bakıp oy verdiğini mi düşünüyorsun? Bu ne sığ bir düşünce!” diye çıkışanlar bile olmuştu.
Hâlbuki söylemek istediğim, Eskişehirli seçmenin Heykel’e, Anıt’a bakıp oy verecekleri değildi elbette…
Söylemek istediğim aslında, dikilecek Heykel ya da kondurulacak Anıt’a yönelik karşı cenahtan gelecek o bilindik yersiz ve cahilce tepkinin yeniden gösterileceğini kestiriyor olmamdı.
Hatta…
Bu gereksiz tepkinin Büyükerşen arkasında bir tahakküm oluşturacağının tahminiydi benim söylediğim.
Nitekim ne Büyükerşen’in Anıt dikmesi,  ne de karşı cenahın bu Anıt’a o bilindik, yersiz ve cahilce sayılabilecek tepkisi beni yanıltmadı…
Zira…
Büyükerşen seçime sayılı günler kala, şehrin orta yerine getirip Ulus Anıtını dikti…
Karşı cenah ise o andan itibaren “Bunlar heykelden başka bir şey bilmiyor.”, “Bunlar resmen putperest”, “ Heykeller oy verse belediyeyi ancak kazanır” gibi alışılagelmiş ve hiçbir seçimde başarılı olmayan heykel eleştirisine yine sarılıverdi…
Sonuçta…
Bir tarafta, sağcısı, solcusu, milliyetçisi olmak üzere binlerce insan Ulus Anıtı önünde fotoğraf çektirip, bu fotoğrafları sosyal medya hesaplarından paylaşırken, karşı cenahın  “Put sevicileri-Heykel hayranları” gibi acımasız ve ürküten eleştirileri adeta birbirine karıştı…
Neticede,  Heykel üzerine kurgulanan strateji bir kez daha Büyükerşen karşısında yenilgiye uğradı.
Son söz olarak söylemek istediğimiz şu:
Bir Heykel, bir adaya ya da bir partiye elbette seçim kazandıramaz…
Fakat…
 Aynı Heykel ile ilgili yapılan, put ve putperest yaklaşımı eleştirileri, özellikle Eskişehir gibi bir kentte  bir parti ya da adaya rahatlıkla seçim kaybettirir.
Bizden söylemesi…


.....


Biri çıkıp dese ki...


Hatırlarsanız bakanlar “Sahaya çıkın” talimatı alır almaz soluğu da Eskişehir’de almışlardı seçim öncesi…
Son 15-20 günde Eskişehir’e gelmeyen bakan kalmamıştı.
Sadece bakanlar mı?
Erdoğan, Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan da gelmişti Eskişehir’e…
Binali yıldırım’ın eşini, müsteşarları falan hiç saymıyoruz bile…
Geliş amaçları partilerinin belediye başkan adaylarına destek vermekti…
Adaylarla birlikte gezdiler, toplantılara katıldılar, yemeklere iştirak ettiler.
Gelmişken, kendi bakanlıkları ile ilgili açılış ve programlara da katıldılar…,
Söylediklerinde dikkat çeken bir proje yoktu hiçbirinin.
“Vay be!” dedirtecek bir vaatleri de yoktu.
Mevcut belediyelerin kendi partilerinden olmaması nedeniyle Eskişehir’in geri kaldığını söyleyip “Eğer belediye iktidar partisinden olursa Eskişehir ihya olur, kaybettiği yılları telafi eder” dediler hep bir ağızdan.
Seçim sonuçları gösterdi ki, ne Eskişehir’den bakanlara yapılan ziyaretler, ne de bakanların Eskişehir’e yaptığı ziyaretler bir işe yaramamış…
öyle ki: biri çıkıp “Her gelen bakan AK parti’den 1 puan götürdü” dese, neredeyse haklı çıkar…


.....


AK Parti’ye
kaybettiren nedenler


Seçim sonuçlarının sonrasında sosyal medyayı, özellikle de sosyal medya üzerinde AK Partililerin “Neden böyle oldu?” gerekçelerini izlemeye çalışıyorum.
özellikle büyük şehirlerin kaybedilmesini şu 3 etkene bağlıyorlar.
Birincisi: “ İttifaklar bu seçimde bize zarar verdi. Biz ittifak yaptığımız MHP’ye destek verdik ama MHP’den destek alamadık. öte yandan diğer ittifak bizden daha iyi konsolide oldu” görüşü…
İkincisi: “Tanzim kuyrukları partiye büyük zarar verdi. Bizi zayıf, düşkün, çaresiz gösterdi” görüşü…
Ve…
üçüncüsü de: “Poşet uygulaması tam bir darbe oldu. İnsanları poşet peşinde koşturdular. Bu sırada kendileri en lüks araçlara binip, en lüks hayatları yaşıyorlardı” görüşü…


.....


Böyle de bir şey çıkartmışlar…


CHP, AKP ve MHP’den aldığı 5 belediyeyle ekonomik gücü en büyük ilk 20 kentin 10’unu sahip oldu. AKP’li belediyelerin yönettiği illerin ülke ekonomisi içindeki payı %74,5’ti şimdi %30’a düştü.
CHP’nin %15’ti, %62’ye çıktı.
Kaynak: @dogrulukpayi


.....


Biraz da gülmek lazım


Bir adam ve bir kadın evlenmişler.2 ay sonra kadın hamile kalmış. Adamında bu sırada 9 aylığına başka bir ülkeye göreve gitmesi gerekmiş.9 ay geçmiş ve adam evine geri dönmüş. Ancak bir bakmış ki çocuğu zenci.
Eşine sormuş çocuğumuz sen beyaz ben beyaz bu çocuk niye zenci diye .Kadında demiş ki sen yokken benim sütüm kesildi süt anne olarak zenci biri bulduk onun sütünü içerek zenci oldu
.Adamın aklına kadının söyledikleri çok yatmamış
Gidip olanları bir bir annesine anlatmış. "Anne böyle bir şey olabiliri mi?"diye
Adamın annesi :
"olur oğlum niye olmasın sen bebekken benim sütüm kesildi. Seni inek sütüyle besledik bak şimdi boynuzların bile çıkıyor"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi