BİR OLAYIN OLUŞ NEDENLERİ-AMAÇLARI-HİKMETLERİ- 2


2. Karşılaştığımız sevindirici veya üzüntü verici bir olay, yaptığımız olumlu bir amele veya bir olumsuzluğa karşılık olarak, diğer bir ifade ile puan durumumuz böyle bir olayı (sevindirici veya üzücü) hak ettiği için. Kendi zan edişimize göre, hak edişimize bağlayarak karşılaştığımızı düşündüğümüz sevindirici veya üzüntü verici bir olayın bize hayır veya şer mi getireceğini, yani esas amacını tam olarak bilmemiz mümkün değildir. Sevindirici bir olayı biz hemen hak ettiğimize bağlar ve abartılı bir şekilde sevinmeye başlayabiliriz, ancak bu olayın belki de sonra üzüntü verici olacağını bilemeyiz. Veya üzüntü verici bir olayı yine hak edişimize bağlar ve yine abartarak üzülmeye başlarız. Ancak bu olayın da belki daha sonra bize sevinç verici ve hayrımıza olduğunu da bilemeyiz. Bazen de üzüntü verici bir olay başlangıçta belki hak edişimiz, yani almış olduğumuz zayıf notlar nedeniyle başımıza gelmiştir. Fakat bu olaydan gerekli dersleri alır, ilgili bir nefsimizi terbiye eder ve olumlu notlar alma becerisini gösterebilirsek, olumsuzluğu olumluluğa çevirmiş oluruz "Bakara-216: Bir şeyi sevebilirsiniz ve o şey sizin için şerdir /üzüntü vericidir, bir şeyden tiksinebilirsiniz /üzülebilirsiniz ve o şey sizin için hayırdır". Yani almış olduğumuz zayıf notu, olumlu düşünce ve amellerimizle geçer nota, hatta pekiyiye çevirme becerisini göstermiş oluruz. Bazen de olumsuz bir olay, olumlu olan puan durumumuzu daha da pekiştirmek içindir. Bunun tersine, almış olduğumuz iyi notlar nedeniyle karşılaştığımız sevindirici bir olayda, çok abartılı sevinirsek veya şımarır da hata yapmaya başlarsak, bu durumda iyi notumuzun zayıf nota dönüşmesine yol açmış oluruz. Bu hak ediş, bulunduğumuz aile, çalışma grubu veya birlikte yaşamakta olduğumuz mahalle, kasaba, şehir veya ülkenin genel toplam puan durumu hak ettiği için biz de bu toplumda olduğumuz için de olabilmektedir. Bu nedenle hiçbir konuda "Bana ne, bana zarar vermiyor ya, başkası düşünsün" diyemiyoruz. Çünkü yapılan her amel ve alınan her olumlu veya olumsuz puan, sadece kişiyi etkilemekle kalmıyor, etrafına da yansıyor ve etkiliyor "Zümer-15. "Ey şirk-ortak koşanlar! Siz de Allah'ın dışında dilediğinize istediğiniz kadar öncelik verin ve ibadet de edin. Ancak şunu bilin ki, böyle davrananlar ahret gününde hem kendilerine, hem de ailelerine /etrafındakilere zarar vermiş olacaklardır. Unutmayın! Gerçek zarar ve kayıp işte bu davranışlardan dolayı olacaktır". Ancak bu etkileme, sevap veya günahı paylaşma şeklinde değildir.
3. Yakın veya uzak başka birinin veya birilerinin Dünya Okulundaki eğitimleri için bir aracı /görevli kişi olduğumuz için olayları yaşarız. Ki bu görevlendirmede kişi iyi veya kötü biri olabilir "Furkan-20: Bir de kiminizi kiminize /birbiriniz için bir imtihan aracı yaptık ki, bakalım sabredecek misiniz? Muhammed-4: Böyledir bu; şayet Allah dilese kesinlikle onlardan intikamını alır, ancak sizi birbirinizle imtihan edecek". Veya bebeklik-çocuk yaşta olan ölümde, bebek-çocuk sadece görevlidir. Görevli olan erişkin yaşa gelmiş ise, bu görevlilik, bu kişi için de bir sınav demektir ve bu sınavdaki başarı veya başarısızlığına göre puan alacaktır. Ancak hiç kimse bu görevliliğinin farkında değildir.
4. Oluşan olay, bizi silkeleyip uyanmamızı ve gerçeği görmemizi sağlamak, yanlış yöne yönelmemizi engellemek veya dönüşü olmayacak derecede yanlış yolda isek bunu pekiştirmek amacıyladır. Diğer bir ifade ile puanımızı yükseltme fırsatı veya son kurtarma sınavı olarak olmuştur.
5. Son olarak oluşan bir olay, şimdiki veya daha önceki hayatımızda, esasını araştırmadan, ön yargımıza göre birinin yaratılış özellikleri ile alay etmişiz veya dedikodusunu yapmış ve onu üzmüşüz ve sebep olduğumuz bu olumsuzluğu aynı şekilde yaşayıp deneyimlememiz ve aynı duyguları tatmamız veya benzer bir olayda daha olumlu davranmayı öğrenmek amacıyla olmuştur "Muhammed-31. Ve şunu da bilin ki, Biz sizi çeşitli sıkıntılara uğratıyoruz ki, içinizden kimin içtenlikle çaba göstereceğini /mücadeleye katlanacağını ve güçlük-lere karşı sabredeceğini belirleyip ortaya çıkaralım. Şunu da bilin ki, söylemekte olduklarınızı da size yaşatacağız /musallat edeceğiz. Bu nedenle de ne söyleyeceğinize dikkat edin".
Bazen de bir olayın oluş nedeni, yukarıda saydığımız amaçlardan sadece birine yönelik olabileceği gibi 2 veya üçüne de birden yönelik olabilir.
Bu olasılıklar nedeniyle bir olay veya durum ile karşılaştığımızda, hangi nedenle olaya muhatap olduğumuzu biz bilemeyeceğimize göre, bir olayın "Mutlaka bir hikmeti vardır" diyerek karşılamak ve olay her ne olursa olsun, olaydan olumlu yönden yararlanmak durumundayız. Yine karşılaştığımız her olay hakkında ve olay ne olursa olsun "Şu nedenden olmuştur, zamanında şu şu olmuştu veya bir başkasının olayında "Bu nedenle hak etmiştir" gibi yorumlar yapmak, Kur'an'da tek karar verici olarak sadece Allah vurgulanmış olduğuna göre, kişiyi kendini Allah gibi değerlendirici görme hatasına, diğer bir ifade ile şirk koşmaya sokar. Bu nedenle her ne olursa olsun karşılaştığımız bir olayın, gerçek hikmetini ve amacını bilemeyeceğimize göre "Gerçeği ancak Allah bilir" diyerek herhangi bir değerlendirme yapma hatasına girmemeliyiz.
Bir ülke veya toplumun başına bir olay geldiğinde de şu olasılıkları düşünebiliriz:
1) Ülke veya bir topluluktaki insanlar, ortak toplam puanları nedeniyle hak etmişlerdir veya
2) Kabul ettikleri idarecilerin, kötü idareleri nedeniyle hak etmişlerdir,
3) İdareciler kötü bir yoldadırlar, ders alıp düzelsinler diye (sınav aracı olarak) bu olay oluşturulmuştur veya
4) Başka bölgenin halkına ibret olup ders alsınlar diye (sınav aracı olay) idareci Melekler tarafından, ezeli-ebedi ilahi kurallar gereği oluşturulmuştur.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN"da bulabilirsiniz.
NOT-2: 25 Haziran Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETİ nin 4 ncüsüne kısmetse devam edeceğim.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi