1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Biz daha ilk kriterde çuvallamışız ki...

ülkenin ve toplumun bir arada ve huzurlu, aynı zamanda uyumlu kalabilmesinin en önemli koşulu güvendir.
O nedenle ülkede biran önce ne yapılıp edilip, güven’in sağlanması gerekiyor.
Peki güven nasıl sağlanır bir ülkede?
Bunun üç tane olmazsa olmaz koşulu var.
Birincisi HUKUK
İkincisi ETİK
üçüncüsü de LİYAKAT.
HUKUK’TAN başlayacak olursak…
Geçtiğimiz günlerde Meclis Plan ve Bütçe komisyonunda halkın yargıya bakış açısı gündeme geliyor.
CHP Antalya milletvekili Cahit Arı “ülkede yargıya güven yüzde 20’lerde” diye bir laf etti.
Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay yanıt verdi kendisine:
-“Halkın yargıya güveni yüzde 20 değil yüzde 38’dir”
Bakar mısınız olaya!
Devletin yaptırdığı araştırmada bile halkın yargıya, yani hukuk’a güveni yüzde 38 çıkıyor.
Halkın yüzde 62’si ülkede hukuka güvenmiyor…

Fıkrayı bilirsiniz…
2. Mahmut Selimiye kışlasını denetlemeye gider. Kışladan içeri girer.Her zaman olması gereken ve padişahı selamlamak için atılan 9 pare top atışı olmamıştır.Tabi padişah buna çok kızar ve kışlanın bütün paşalarını toplayarak hesap sorar.Paşalar da sorumlu olarak topçu çavuşunu çağırırlar.Padişah topçu çavuşuna sorar:
'Neden top atışı yapılmadı?'
çavuş cevap verir:
'Efendim tam 18 tane sebebi var.'
Padişah:
'Say bakalım.'
çavuş:
'1-Barut yok..'
Padişah hemen araya girer:
'Tamam gerisini sayma.'

Sonuç olarak…
Biz daha “Güven” oluşturmak için gerekli üç kriterin ilk maddesi olan HUKUK’ta bildiğiniz çuvallamışız.
Diğer iki kriter zaten Allah’a emanet…


....


İş insanları
çırpınıyor ama…


“1 Ocak 1999 Tarihinden beri Geçici Vergi diye bir uygulanma var.
İnsanlar bu vergiyi ödeyemiyor.
ödeyemediği yetmiyormuş gibi,içine düştükleri darboğazı aşma adına bankalardan  kredi alamıyor.
Hatta devlet tarafından zaman zaman çıkartılar teşviklerden de istifade edemiyor.
Durun daha bitmedi.
İşletmeler vergi borçlarından dolayı, vergi dairelerinin ipoteğine maruz kaldığı için araç ve makine parkını dahi bile yenileyemiyor.
Halbuki bu ülkede piyasalar 3-6 ve 9 hatta bir yıl gibi vadeli çek-senetle dönüyor.
Bu bile peşin vergi ödemenin imkânsızlığını yeterince ortaya koyuyor.
Yapılması gereken tek şey var…
Birikmiş vergi borçlarının tümü yeniden ve çok düşük faizlerle biran önce yapılandırılmalı.
Böylece piyasalara bir rahatlık sağlanmalı.

Peşin vergi uygulamaları acilen sona ermeli ve vergiler eskiden olduğu gibi mali yılsonunda çıkacak bilançolara göre en az 3 taksitte alınmalı…
Böylece işletmeler ve piyasaların rahatlaması sağlandığı gibi daha çok ve adil vergi toplanmasının da önü açılmalı.”
Yukarıda sıraladığımız öneriler, ekonomik sıkıntının yaşandığı, alışverişin durma noktasına geldiği, piyasaların can çekişmekte olduğu şu ortamda iş adamlarından gelen öneriler.
Sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla sık sık dile getirdiği öneriler bunlar.
Aslına bakarsanız, yaşanan olumsuz ortama da çare olabilecek öneriler.
Bu öneriler, karar vericilere ulaşıyor mu? Doğrusu merak ediyoruz…
Merak ettiğimiz bir diğer konu ise, iş insanları bu önerilerini karar vericilere duyurmak için çırpınırken, onların temsilcileri olan Odalar ne yapıyor?
ülke ekonomisinin önünü açacak bu tür konulardan daha önemli buldukları hangi işlere odaklanıyor?


.....


CHP’de yaşanan sıkıntının cevabı bu yazıda…


“CHP’li belediye başkanları hep gündemde…

Ama büyük çoğunlukla “tartışmalı” işleriyle; uygulamalarıyla…
Fark yaratan; halkçı ve katılımcı yerel yönetim uygulamalarıyla gündeme gelmiyorlar…
İyi örnekler de, genel olumsuzluğun içinde kaybolup gidiyor…

***

CHP’de kongre zamanı…
Belediye başkanları bu kez kongrelere müdahaleleriyle gündemde…
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanlarına “örgüte karışmayın” çağrısına rağmen…
Birçok yerde belediye başkanları bu “müdahil” olma durumunu resmen zorbalığa dönüştürmüş durumda…

***
Belediye başkanlarının bazıları kongre müdahaleleri yetmemiş; kongre sonrasında da tavırlarına devam ediyorlar…
Sanki aynı partinin üyeleri değil de “düşman partililerle” savaşıyorlar…
Kendi desteklediği adaya oy vermeyeni işten atandan, oy vermeyen delege esnafın tezgâhlarını başına yıkana varan örnekler bol miktarda var…

***

Genel iktidara giden yol yerel iktidardan geçiyor…
CHP’li belediyeler yerelde başarılı işler yapacaklar ve “farkı” yaratacaklar ki; CHP’nin iktidarının yolunu açabilsinler…
CHP’li yerel yönetimlerin yaptığı işleri ve başarıları kim halka sunacak; kim tanıtacak…
Tabii ki; iyi ve verimli çalışan örgüt/örgütler…

***

CHP’li belediye başkanları; il-ilçe yönetimlerini belirlemeye değil; kentleri “demokratik” ve “katılımcı” bir şekilde yönetmeye yoğunlaşmalı…
CHP’li belediye başkanları; il-ilçe işleriyle uğraşmak yerine “sosyal belediyecilikte” “fark” yaratan örnekler yaratmaya yoğunlaşmalı…

CHP’li belediye başkanları bütün enerjisini doğaya, kültüre, tarihe ve insana saygılı belediyecilik yapmaya yöneltmeli…
CHP’li belediye başkanları, halkçı-katılımcı-demokratik ve ekolojik; insan odaklı yerel yönetimin mümkün olduğunu uygulamalarıyla ortaya koymaya yönelmelidir…


***

CHP’li örgütlerini belediye kapısında beklemekten çıkarmak gerekiyor…
CHP’li örgütleri belediyelerde “iş takip” yapan yapılar olmaktan çıkarmak gerekiyor…

CHP örgütlerini yerelde ve genelde iktidar mücadelesi odaklı yeniden yapılandırmak gerekiyor…”
Yazı İmambakır üküş’e ait.
Belediye Başkanlarına kısaca “İşinize bakın kardeşim” diyen bir yazı bu…

Hatta…
Partiyi dizayn etme çabası içinde olan tüm Belediye Başkanlarının, özellikle kongre sürecinin başlayacağı şu günlerde okuması gereken bir yazı bu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi